dersanenin yıllardır öğrencisi olup, mutfağa artık rahatlıkla girip çıkabilen bir tip vardır ki, onu dersane katlarında ekmek arası bir şeyler yerken görmeniz mümkündür.
1 adet güzel kız.
2 adet ön sıraları işgal eden düşük zekalı kız.
1 adet ne idüğü belirsiz iyi niyetli sanılan şeytandan bozma kız.*
3 adet iyi play station oynayan erkek.
1 adet sınavlarda herkese koyan inekliğe boyut atlamış kız.
kart sesli, sürekli yüksek sesle konuşan itici kız. hocalarla arkadaşıymış gibi konuşur. en sevdiği sözler "ders işlemeyelim hocam çok yorulduuk" ve "küstüm size hıh"tır.
haddinden fazla yılışık, sürekli kızlara yavşama halinde olan genç erkek hoca.
babacan kantinci(tek sigara satar el altından)
bezgin temizlik görevlisi abla,
sürekli ellerini nemlendirici kremleyen ve elektrikli soba karşısında üşüyen sekreter,
öğrencilerle halı saha maçı yapmaya her daim hazır 30 yaş altı jöeleli saçlarla kız öğrencilerin hayali espritüel hoca,
Aslında çok güzel olmayan ama bakım zoruyla ergen erkek öğrencileri kudurtan zengin ailenin çocuğu kendini beğenmiş hoca,
önceki sınavda rahatsızlandığı için bir sene daha sınava girmek zorunda kalan yalancı kız.
açıköğretim okuduğunu her fırsatta söyleyen olgun erkek imajı çizmek için arada bir babasının arabasıyla okula gelen kıllı delikanlı.
En önde oturup canla başla ders dinleyen tipler vardır. Hatta dersi kaynatmaya çalışan öğrencilere dönüp "Suuuuuuuuuuuuus" ya da "Kes sesiiinniii" diye bağırırlar. Sınavlarda sıra oynadı mı, kapı gıcırdadı mı, biri hapşırdı mı, öksürdü mü, aksırdı mı, tıksırdı mı hiç vakit kaybetmeden kızarlar, söylenirler. Öğretmen biraz durup farklı şeylerden bahsedince "Öğretmenim, ders kaynıyor, ders yapsak daha iyi olmaz mı" derler. Kafadan uydurmuyorum ben bunları dostum, hayır, tanıyorum böyle bi' insan.
Sonra ne olur? Çok düzgün bi' liseye/ üniversiteye gidemezler ama kazanırlar bir yerleri. Gerek yoktur kızmaya, bağırmaya. Yapmasınlar öyle; çok ayıp. *