Bu konu hakkında pek yazmak istemesemde yine birkaç kelam etmek istiyorum. Aslında olayın ilk tezahürü mitin oslodaki görüşmelerde verdiği tavizlere dayanıyor. Hatırlarsanız cemaatten bir savcı soruşturmak istemiş fakat her zaman olduğu gibi fidanı yedirtmeyiz moduna girmeşti hukumet. Resme buyuk cerceveden bakınca 4-5 yıllık bir planın son demleri bunlar. Tabi olayın dershane muhabbetinden cıktığı aşikar. Olan yine filler tepinirken ezilien çimlere oluyor. Bu arada birileri giderayak kendi ayağına kurşun sıkmakta ısrar ediyor, iktidar sarhoşluğunun bir emaresi olsa gerek.
varolmayan bir eylemdir. dershaneler kapatılsın değil dönüşsün denilmektedir. ayrıca cemaatin dershaneleri ve ne idüğü belirsiz bir kaç dershane bunu çoktan kabul etmiş milli eğitim bakanlığıyla anlaşmıştır. neticede teşvikte alacaklardır.
Yürürlükte olan eğitim sistemi ortada. Buna rağmen hâlâ dershaneleri kapatmak istemek yanlış. Önce bir eğitim sistemini düzelt, zaten dershanelere ihtiyaç kalmaz. Yazık günah o kadar öğrenciye.
Amaclari basarili birkac ogrenciyi daha basarili hale getirip sinav sonuclarindan sonra reklam yapmaktir. Vasat ya da vasatin altindaki ogrenciler zerre kadar umurlarinda degildir, musteri olarak gorurler. Egitim yeri degil, ticarethanedir. Bir an once kapatilsinlar.
Her öğretim kurumunda ingilizce hazırlık okuduğun halde ingilizce öğrenmek için kuruna milyar verip kursa gittiğin, memur olmak için KPSS kursuna milyarca döktüğün, Öğretmenlik okuyup atanmak için kurslara milyarlar döktüğün, doktor olmak için tusuna milyarca kuruş döktüğün, Sendikalar kanunu iş güvenliği hukuku derslerini vereceğim diye üniversitede yırtındığın halde bildiğin şeyin sertifikasını almak için kursuna yüzlerce liralar döktüğün ülkede dershanelere para dökülmesini engellemeye çalışan tasarı imiş.
gündemdeki asıl sorun bu olmamalıdır. asıl sorun, okullardaki "eğitimcilerin" yeterli olmamasıdır. en basitinden kendi okulumda, fizik öğretmenleri -karı kocaydılar- kendi yazdıkları soruyu çözemiyorlardı. biyoloji öğretmenimiz ağzımıza ağzımıza geğiriyordu, kocasıyla yaşadığı sorunları bize yansıtıyordu. ben bu yüzden fen seçmedim mesela. düzgün eğitim yok diye. bir de ayvalık'ın tek anadolu lisesiydik. diğer liseler anadolu olmadan önce tabii. yani şimdi düşünün benim fen bölümünü seçen yaklaşık 60 tane arkadaşım o fizik o biyoloji öğretmeninden nasıl eğitim alsın da kazansın bu sınavı? haliyle ek derslere, ilgili ve kendindeki bilgiyi aktarabilen öğretmenlere ihtiyaç duyuluyor.
bir de haksızlık durumu var çoğuna göre. ayşe para verip gidebiliyor ama fatma gidemiyor. evet, bu gerçekten hoş bir durum değil fakat fatma'nın babasının bu rezil eğitim sisteminde o dersaneye verecek parası yoksa, açlık sınırı bile asgari ücretin altındaysa ya da o adamcağız iş bulamıyorsa, devletin öncelikli sorunu bu olmalıdır. sen işsizliğe çözüm bul, eğitim sistemini düzene koy, ondan sonra bizim almak istediğimiz fazladan eğitime karşı çık. kusursuz ol ki bunu diyebilecek hakkı bul yani kendinde. bu halde dersaneleri kapatmaya hakları olduğunu düşünmüyorum.
ileriye atilan gorus sudur: kapatilmasin dar gelirli aileler icin. bende soruyorum ebe salaklar dar gelirli aile 3000 binlirayi nasil verecek? bunu yemesi icmesi yolu var. zihniyetsizlik! zaten ben anlamiyorum dershane niye var? yapsana guzelce bir egitim sistemi.. kapatilsin tabi ki. ama ozel ders de kalsin etut odalarida. ogretmen maaslari ek is yapmaya itilmesin. gelecegi yetistiriyorlar bu mu haklari? beyin var kullanin diye bir onerme gerek meb e. karman corman ettiler. evet dershane guzel ama okul kotuyse guzel. ders sistemini duzeltince geregi oldugunu zannetmiyorum ki bir insanin dersleri kotuyse sirf dershane sayesinde duzelmez. dershane iyi kosturur cabuk yorar.
danışıklı dövüş. amaç belli;
"-aslan parçamız, ne parçası lan, aslanımız cemaate kafa tutuyor, gördüğünüz gibi cemaat memleketi ele geçirmedi.. ehim öhüm.. bas oyu, koy gitsin.."
"- bu adam başka adam başkan.."
" valla helal olsun. adam, dediği dedik."
... şeklinde diyalogların vukuu bulması için ortaya konan tezgah. yersen!!
doğru bir uygulamadır. adaletsiz diyenlerin kafası çalışmıyordur. net.
salak mısınız anlamıyorum gerçekten. dershaneler her zaman adaletsiz eğitimdir. parası olan gönderir parası olmayan gönderemez. özel okula dönüşse bile o zaman da özel okula gönderemiyor diyen andavallar var. özel okuldaki öğrenmen devlettekinden daha mı iyi de o adaletsiz oluyor?
devletteki öğretmen kpss'den en az 90 almış kaliteli öğretmendir.
dershane öğretmeni/özel okul öğretmeni ise kpss'yi kazanamamış vasat öğretmendir. asıl özel okuldakilere yazık oluyor.
ayrıca belirtmek isterim ki dershanelerin çok iyi avukatları vardır, medya gücü ise korkunç derecededir, sosyal propaganda capindan bahsetmeyi gerekli bulmuyorum... Ayrica 36 milyar liralik bir sektorden bahsediyoruz... dolayısıyla hiçbir siyasi aklıselim böyle bir gücü arkasında almak yerine karşısına almaz...
dershaneler konusunda zaman gazetesinden avukat arkadas ile görüşmüştüm pazartesi günü. kendisi kapatma durumu söz konusu olursa önce anayasa mahkemesine daha sonra avrupa insan hakları mahkemesine müracaat dilekçelerinin çoktan hazırlanmış olduğunu söyledi... birilerinin 1 2 aylık tazyikiyle onlarca kurum ve binlerce şubeyi kapatmak nereden baksan tutarsızlık ve imkansızlık içeriyor. bu işten en çok mağdur olan kimseler ise öğrenci milleti ile doğrudan temas da bulunan ve çok düşük maaşla çalışan öğretmenler, hizmetliler ve öğrenciler oluyor... fakat bazı dershanelerin tutumlarını yanlış buluyorum. ne olursa olsun, öğretmenlere kadro verilse bile kurumlarının asla değişme tabi tutulamayacağını söylüyorlar. halihazırda ki ranttan faydalanmak isteyen kapitalist kafanın görüşüdur bu ve kesinlikle haksızlar bunlar. hiçbir öğretmen tanımıyorum ki kadrolu bir statüyu maaşlı bir özel sektöre tercih etmesin...
