bir sigara daha içeyim derken 3 sigara içmek. Haliyle 2 saat geçmiştir ve akşam yaklaşmaktadır. bir de yemek yiyeyim derken yemekten sonra misafirler gelir.
kitaba bakmak ama kitabı görmemek. sürekli başka odalarda gezinmek ki bu en dikkat çekici özelliktir. ebeveynin dikkatini üzerinize çekmekten başka bir yararı yoktur.
dinlenme molası ayağına 15 dakikada bir içeridekiler ne yapıyor acaba diye anne babayı kontrol etmek, onların izlediği diziye takılmak ve yarım saat boyunca televizyon izlemek, oha 1 saat olmuş diyerek dersin başına dönmek. silgileri yontarak küçük heykelcikler elde etmek, sonra tekrar sıkılıp buzdolabını karıştırmak, bir şeyler yemek. sonra saat zaten 00:30 olur ve mis gibi sıcacık yatağın içine sokulursun. ertesi gün sınavın nasıl geçeceği de malum işte.
hiç uykun yokken yatağa yatıp uykunun gelmesini beklemek. normalde hiç düzeltmediğin halde kitaplığını düzeltmeye çalışmak. karnın aç olmadığı halde tv nin karşısına geçip bişeyler atıştırmak. tv de bakabilceğin bir program aramak bulamayınca dur internetten bişeye bakıyım hemen kapatırım demek. interneti 3 saat geçmesine rağmen kapatmamak o bakacağın şey hariç her siteye girmek. yorulunca da nasılsa artık bu kafayla ders çalışılmaz en iyisi yatıyım yarın çalışırım demek. yarın kalkınca gasteyi 1 satte okumak sıkılınca tv de bakacak bir program aramak bulamayınca dur internetten bişeye bakıyım hemen kapatırım demek... böyle böyle hiç ders çalışamamak
tam başlamak üzereyken daha öncesinde 30 alınmış bi dersin sınavından 50 alsam hocam sözlüme 95 verse diye düşünüp ortalamasını bulduktan sonra defterin tam ortasına yazmak, bide onu özenle yuvarlak içine almak ve o yuvarlağıda tekrar bi yuvarlağa olmak sonra onuda onuda derken oluşan yuvarlakların gözünüzde dönmesiyle olay yerinde sızmak.
uykusu yokken uyumaya çalışmak, mp3 playerinde play listi karıştırıp hangi şarkılar var diye bakınmak, halının desenlerini incelemek, duvar boyalarının çatlaklarını incelemek, akla gelmeyen bir şarkıyı hatırlamaya çalışmak... çoğaltılabilir daha.
kitaplıktaki tüm kitapları yayınları, soru bankası/konu anlatımlı olmaları, kalite seviyeleri, sık kullanılma durumları gibi türlü çeşitli ölçütlere göre düzenlemek; yeterli görülmediği takdirde rafların tozunu almak ve en son uzaktan bakıp estetik açıdan yorumlayarak kendinizle gurur duymak.
kalemliklerin olmazsa olmazı yazmayan kalemleri tek tek denemek, elemek. opsiyonel olarak hala eski sevgilinin baş harfiyle denendiği için içlenmek, eski günleri yad etmek.*
çalışılması gereken konuları çıkartmak, öncelik sıralaması yapmak, sorulması gereken soruları tek tek işaretleyip not almak; günlere ve derslere göre çeşitli programlar hazırlamak.
masanın üzerindeki silgi tozlarının kabasını bir peçete yardımıyla almak, tam hijyeni sağlamak için ıslak mendille temizlemek.
son olarak da, ilk çalışılması gereken derse ait kitap, defter ve araç gereci masanın üzerine düzenli bir şekilde hazırlayarak ''şimdi biraz yorgunum, her şey hazır olduğuna göre dinlendikten sonra nasılsa çalışırım'' masalına kendinizi inandırarak çalışma ortamını arkanıza bile bakmamak suretiyle terk eylemek.
şu reklam bitsin deyip kendi kendine söz verilir, birkaç reklam sonra lavaboya gidilir, lavabodan çıkıncı siyah nokta, sivilce, kaş bıyık gibi şeyler göze çarpar, onlarla ayna karşısında epeyce uğraşılır, ayy neyse artık çalışayım deyip odaya geinir sonra "aa bilgisayar uyku modunda kalmış kapatayım" denir ve sözlüğe girilir ya da facebooka ya da maillere. internetteki en abidik gubidik şeyler dikkat çeker, "iyi bir aşık mısınız, ne zaman öleceksiniz" gibi saçma sapan testler çözülür. geç oldu çok uykum geldi en iyisi sabah erken kalkıp çalışayım denilir saat 5'e kurulur ve büyük bir vicdan azabıyla uyunur.