Deli gibi mutluyken aldatıldığımı öğrendim, millet evleniriz gözüyle bakardı. Yani söylemeyeyim dedim kimseye yapamadım. Herhalde mağduriyetimi bilmeyen bi allahın kulu kalmadı. *
Bence dertler anlattıkça küçülüyor, onemsizleşiyor. Bir raddeden sonra 'aman aldatıldım işte hahah' moduna gelmiştim.
Anlattığı kimse koz olarak saklayabilir. Saklayıp götüne soksun buna bi şey demiyorum ama dert anlattıkça çoğalıyor. Bazıları ise azalıyor. Azaldıkça hayat zaten boş geliyo daha da boşalıyor. Yatağa uzanıp ölmeyi bekliyorum. işler başa düşünce çalışacağım elbet ama bu da bi stres yatakta yatmak ve gelecek için endişenlenmek de benim için bi stres. Gerçek anlamda hayattan zevk alamıyorum. Varoluşumun bi amacı yok. Varsa da ben bilmiyorum. Allah affetsin
Aynı görüşte olduğum insandır. Derdimi anlatıp da, bir başka yerden kulağıma dedikodu olarak geri geldiği günden beri kolay kolay kimseye derdimi anlatmam. Gerçekten derdimi dinleyecek birisi olduğunda anlatırım, yoksa içimde kalır.
Çok yanlış yoldadır kendisi. En kısa kestirmeden lütfen biriyle paylaşsın. Patlamalar büyük olur. Kime güvenip anlatıp anlatmayacağını da bir zahmet bilsin.
Sır vermek ve dert paylaşmayı ayırmak lazım. Ben beni zora sokacak bir bilgiyi paylaşmak istemem ama bunun nedeni olanı güvensizlik duygusunun nedenlerini konuşmak isterim çünkü bunu dert ediniyorum.
Dakikalarca konuşup öznel bir tutum benimsemeyebiliyorum çünkü muhatabıma güven duymuyorum.
paylaşsada hiçbir şeyin değişmeyeceğini bilen ve bu yüzden paylaşma ihtiyacı hissetmeyen insandır. ya da boş teselli cümlelerini duymak daha kötü hissettiryordur.
kendi içimde çözmeyi daha mantıklı buluyorum ve tavsiye ediyorum. zaten özelimi anlatacak kadar önüme gelene güvenmem. belli bir güven duysam bile yine anlatmam. ne derdinizle başka insanları sıkın. ne de kimseye sizin aleyhinize kullanabileceği fırsatlar verin. malum kimse göründüğü gibi değil.
benimdir. derdimi kime anlatacağım, dincilere mi ? ülkücülere mi ? terör sempatizanlarına mı ? milliyetçilere mi ? siyaset yalayıcılarına mı ? etraf çomar ve ahmak kaynıyor. sorunlarım çözüm için en doğru yerdeler zaten. beynimde. lanet olsun ki beyni olmayan çevrenin beyninden çözüm beklemek okyanustan deve beklemekle aynı mantık.
ayrıca sorunlarım ve dertlerim zaten onların kendileri.
ben değilim bu. ama dışarıdan öyle görünürüm. halbuki bi şey canımı sıkınca hemen birine anlatıp rahatlamaya çalışırım. sonra yine derdini paylaşmayan gibi görünürüm. yani derdini paylaşan adamla paylaşmayan arasında çok bi fark yok zannımca.
ben de paylaşamıyorum çünkü bana gereksiz geliyor. sonuçta hiçbir eylem yapıp onu önleyemeyeceksem veya karşımdaki bunu önleyemeyecekse sırf konuşmak için konuşmak bana mantıksız geliyor. eğer o bir çözüm bulacaksa tabi ki ona danışrım birlikte bir şeyler yaparız ama boş teselliler beni doyurmaz. zaten en fazla diyeceği nedir?
yapma ve geçer kanka, boş ver be kanka, o zaten yolluydu ben kanka, sikerim lan kankanı değip sinirleneceğim sonunda. o yüzden hiç gerek yok.