anlatamamak değil de anlatmamak. Bazı insanlara her şeyi anlatasın gelir, bazılarına hiçbir şey. Bazıları sen bir şeyler anlatsan diye ilgi ile bekler. Bazıları keşke anlatmasa diye içinden dua eder.
Böyle işte....
Bazıları....
cendereme merhaba deyin.
Çünkü öyle umursamaz dolu ki ortalık Bazen duvara anlatmak bile daha faydalı olabiliyor, bunun haricinde şahsen anlattıkça o derdi hatırlayıp daha da dertlenip sinirleniyorum sonra içe atıp kısırdöngüye giriyorum bide anlatacağım şeyleri kafamda zar zor toplamışken karşı taraf geçiştirince canlı canlı bağırsaklarını karnından söküp onunla boğasım geliyor. Gerçekçi olmak gerekirse güzel bir kadın değilseniz, ya da karşınızdakine bir yararınız veya çıkarınız yoksa insanlık denen iki yüzlü orospu çocukları için hiçbir zaman anlatsanız da dinlenmeyeceksiniz evinizin duvarından farkı birer organik materyalden oluşmalarıdır geç ya da zor yoldan da olsa herkese bu gerçek bir gün dank edecek.
Anlatilacak şeyler var anlatilmayacak şeyler var. Anlatilmayacak şeyler insanin içinde büyüdükçe insani boğuyor ve öğrenilmiş çaresizliğe dönüşüyor. Siz siz olun hayatinizdaki en önemli önceliğiniz her alanda istikbalinizi iyi gecirmek olsun.
Hep dertsiz sanılmışımdır. Belki de anlatınca karşımdakinin bana acıyan gözlerle bakmasını istemeyişimdendir. Yada ben demiştim lafından, nefret etmemden mütevellit içime atıp içimde volkanik patlamalar yaşarım.
halamın psikiyatrist olup çocukluğumda derin bir travma bırakması sonucudur. 13-14 yaşlarında her ergen sıkıntımı halamla paylaşırdım aramızda kalacağına güvenerek. Yıllar sonra öğrendim ki ben daha eve gitmeden bütün anlattıklarım gidiyormuş. Sonra yavaş yavaş tanıdığım insanlara anlatmayı bıraktım. Şimdi tanıdığım kimseye nişanlımla ayrıldığımızı söyleyemiyorum. Teşekkürler hala, nasıl gidiyor hayat?
Geri zekalı bir mal olduğunuzu kabullenip başkasının sizinle taşşak geçmemesi için tek çarenin kimseye anlatmayıp her şeyi içinize atmak olduğu o ruh hali içerisinde sessizce kendi kendinizi yemeniz en makbulüdür...