depresyon

entry1164 galeri41
    164.
  1. hayatınızın üzerine çöken, nereye giderseniz takip eden kara bulut gibidir.
    2 ...
  2. 163.
  3. Her tarafı camla kaplı ve devasa bir odada hapsedilmektir. Oda o kadar büyüktür ki çok küçük kalırsın içerde, çıkış kapısı bulma imkanın yoktur ve aslında bir çıkış kapısı da yoktur.

    Çığlık atmaya başladığında kuru bir gürültü tarafından hapsedilirsin. Eğer suskunsan, ustalıkla izole edilmiş sessizlik hüküm sürer sadece. Camın arkasında birkaç insan görürsün ve hiçbirini seçemezsin. aslında yol göstermeye çalışıyorlar belki ya da orada insanlar yok. Ya da orada birileri var ama onlar insan değil.

    Artık kendinle mücadeleyi bırakıp etrafa bakınmaya başlarsın. Tam önünde duran bir sürü boya kutusunu fark edersin. Bunlar muhtemelen saatlerdir ya da günlerdir orada durmaktadır ama fark edilmeleri zaman almıştır, nedense. Boya kutularında daha önce hiç görülmemiş renkler bile vardır. Fırçayı eline alırsın ve boyamaya başlarsın, istediğin renklerle boyarsın odayı. Şöyle bir bakarsın ki, her şey farklıdır. Artık çığlıkların yankısı bile farklı renklerdedir. Sessizliğin gölgesi bile renklidir.

    Artık yapılacak tek şey kalmıştır: eserini var gücünle yıkmak ve dışarı çıkmak.
    1 ...
  4. 162.
  5. küçük emrah modunda hayattan uzak olma durumudur.
    2 ...
  6. 161.
  7. depresyon hapları almak,elinde olmadan aşırı agresif hareketler yapan depresyon insanıdır.
    1 ...
  8. 160.
  9. minimum enerji, maksimum düzensizlik hali.
    3 ...
  10. 159.
  11. iman et, dua et, namaz kıl, tefekkür et, tevekkül et ve depresyonun ne demek olduğunu unut! insan nefsi(benliği) öyle çirkin bir şeydir ki onun her dediğini yaptığınız zaman şımarır, asileşir, size hükmeder hale gelir ve başınızı şişirip sizi depresyona sürükler. ruhi ve bedeni dengeyi korumak, ölçülü yaşamak için, dünya ve ahiret saadeti için gereklidir! Aksi taktirde hem şu kısacık olan ama genede muhteşem olan, rengarenk, capcanlı, sayısız nimetlerle donatılmış yaşamımız bunalım gibi, depresyon gibi ona yaraşmıyacak utanmazlıklara girer, hemde bir sonraki hayatımızı zehir edecek adımlar atmış oluruz. irademizle doğru seçimler yapabilmeyi Allah herkese nasip etsin insallah!
    1 ...
  12. 158.
  13. düşündüm ki herşeyin bir kanseri var beyin kanseri, göz kanseri vs vs depresyon denen şeyde neden ruh kanseri olmasın ki.
    2 ...
  14. 157.
  15. işin kökeni serotoninde. dentritten aksona gönderilen bilmem kaç çeşit nerötransmitterlerden biri olan serotoninin akışındaki bir arızadan ibarettir. Ya bu kimsasalın salınımı azdır, ya bunun reseptörleri körelmiştir, ya da acaip hızlı geri emiliyordur. Bu sebeple yeteri şiddetle uyarılma gerçekleşmemekte ve depresyon belirtileri ortaya çıkmaktadır.

    Depreyon aslında diğer hastalıklar gibi tedavi edilebilir. Nasıl insanın tansiyon ya da diabet sorunu oluyor ise, depresyon da öyle bir hastalıktır. Örneğin, bazı insanlar tuzlu yese dahi tansiyonları fazla oynamazken, kimi insanların tansiyon ilacı alması gerekir. Şeker hastalığında da benzer bir durum yaşanır. Depresyonda ise dış etkenlere bağlı gelişen duygulanımlar, bazı insanları fazla etkilemezken bazılarında depresyona yol açabilmekte ve kimi zaman ilaçla tedavi işe yaramaktadır.
    2 ...
  16. 156.
  17. eşiğinde olduğumdur. böyle gülüyorum falan. bir espirili havalar veriyorum etrafa, herkes neyin var demesin diye. ama yok arkadaş, bunaldım yahu. belli bir sebebi de yok. finaller etkilemiyor mu biraz da olsa? etkiliyor tabii ki. ama mutluluğumun tek inhibitörü değildir kendisi. kendimden soğudum. ertelemelerim, umursamazlığım, sorumsuzluğum.. insanı bunaltır bu meret.
    1 ...
  18. 155.
  19. şu sıralar yoklayandır. mevsime göre kronikleştğini düşünüyorum.
    1 ...
  20. 154.
  21. 153.
  22. bazı insanların ilgi çekmek için yaptığı bir numaradır.
    gerçekten depresyona girenler için ise bir felakettir
    2 ...
  23. 152.
  24. butun gun yataktan cikmamaktir uykuyla uyaniklik arasinda kalmaktir.
    2 ...
  25. 151.
  26. AN ITIBARIYLE MEMLEKETINE GERI DONEN SEVGiLiSiNDEN SONRA BiR YAZARIN iÇiNDE OLDUĞU DURUM.

    EDiT: O KADAR KÖTÜYÜMKi SÖZLÜK CÜMLE KURAMIYORUM FARKINDAYSAN.
    1 ...
  27. 150.
  28. can sıkıntısından ölmektir; hayatı renksiz, şekilsiz ve ışıksız görmektir. hiçbir yerden zevk duymamak, hiçbir şeyden neşelenmemektir.* azap içinde günlerini saymak, vücudu ağır bir yük gibi sürüklemektir.*
    3 ...
  29. 149.
  30. kücüklüyünde yasadigin olaylarinda cok büyük etkisi olur , pismanlik duygusu , guatir hastaligi gibi nedenler ortaya cikar.

    edit: ulan benden iyimi bileceksin allahsiz seovi.
    1 ...
  31. 148.
  32. Dünya depresyondadır çünkü hergün bir yerlerde birileri içi yana yana ağlıyor, sübyanlar tecavüze uğruyor, kadınlar namus diyerek vuruluyor, birileri şiddet görüyor, hırsızlıklar oluyor, silahlar çekiliyor, kimileri soğukta üşüyerek uyuyor, açlıktan kemik torbası olana kadar bekliyor birileri ve o şekilde ölüyor. Dünya depresyondadır çünkü güzel gün kişiler için geçerlidir. Dünyanın tamamı için değil.
    1 ...
  33. 147.
  34. bugün gibi hatırlıyorum her saniyesini. o an tek istediğiniz şey,var olmamaktır. yok olmaktır . ölmektir.tahminim bu hali yaşayanların çoğu en az bir kere ölmeyi denemiştir. insan çıldırmaktansa ölmeyi yeğler zira.o ,beden ve akıl işkencesini yaşamaktansa yok olmayı tercih eder. ben denemedim,daha güçlü ya da zayıf oldugum için değil . denemedim sadece. o an herşey anlamını yitiriyor ; varlık , yokluk , benlik .bir yitiş hali. canlıyken yitiyorsun.
    şanslıysan , seni anlayan ve hastalığı tanıyan bir ailen varsa onların desteği ve bazan de acil müdahaleler ve illa ki ilaç tedavisi ile yavaş yavaş bir hafta ila 1 ay içersinde( daha ağır vakalarda bikaç ayı bilir), ''normalleşiyorsun ''. bu akut fazı geçtikten sonra (ki zaten mutlaka sağlıklı kişilerde hüzün , stres yaratan büyük ya da küçük bir olay tetiklemiştir hastalığı) en az bir hafta yeme , içme ,uyuma düzeninin normalleşmesi ve sabah huzursuzluklarının geçmesi için çaba sarfediyosun ıstırap çekiyosun bir müddet daha. ilaç beyin kimyasını normalleştirene kadar. sonra yavaş yavaş yemeye , içmeye , insan gibi uyumaya , gülmeye başlıyosun. geçip gidiyor .bu arada tabi ki hayat senin düzelmeni falan beklemiyor akıp gidiyor. 4 senelik okulu böylece atılmadan yedibuçuk senede bitirme şerefine erişiyosun. ama bu bir daha hiç bu hastalığa yakalanmayacaksın anlamına gelmiyor . birgün , biyerde , bişekilde ,bi nedenle yeniden karşına çıkıyor ve şöyle bir yokluyor seni . hey ne sandın , unutmadın ya beni , ben burdayım hep yakanda bekliyorum bişey olsada binsem üstüne diyor bi silkeliyor seni. bikaç kereden sonra artık anlıyorsun bu meretle yaşaman gerektiğini . sevdiklerinde anlıyor . sonra teselli ediysun kendını; ne hastalıklar var diye . çaresiz ,ölümcül. en azından hastalığımı tanıyorum ve tanrıya şükürler olsun ki tedavisi var ve hastalık tedaviye çok iyi yanıt veriyor diyorsun. ne yapalım biz de bununla yaşamayı öğreniriz deyip yola devam ediyorsun. bir işin bir eşin , belki birgün bir çocugun olur. hayat devam ediyor .depresyona rağmen .


    şimdi klinik depresyon hastalarına , pozitif düşün , reiki yap ,kendini iyleştir y.k kürek diyen bihaberlere yazının başını oku , adam ol, fazla konuşma diyorum.
    2 ...
  35. 146.
  36. sabahın beşi . daha çok erken uyanmak için. hem ben bu saatte hiç uyanmam ki , severim uykuyu. biraz uğraşsam tekrar uyumak için. yok olmuyor .odanın duvarları , tavanı sanki üstüme geliyor . yatak sanki bir tabut. bunalıyorum. nefes alamıyorum .kalbim , midem . bağırsaklarım hepsi birbirine geçmiş sanki. çıkmalıyım burdan. salona gideyim. herkes uyuyor .uyansalar keşke . daha çok var uyanmalarına. tanrım . odanın içi aydınlık , çok aydınlık , kör edecek kadar aydınlık ve sisli . gözlerim kamaşıyor. bakmak istemiyorum , görmek istemiyorum . kanepeler delici kırmızı , delice kırmızı .kırmızı boğuyor beni. ışık ,sis , kırmızı ... pencere . pencereyi açsam , atlasam , kurtulur mym acaba duvarlardan ,çöken tavandan ,kalbimden , midemden , bağırsaklarımdan ,aydınlıktan ,sisten ,kırmızıdan... nefes alışverişlerim hızlanıyor .kaslarım gergin .bir nöbet mi geliyor acaba. sakin olmalıyım.tanrım midem bulanıyor .kussam .başım , başım patlayacak sanki. tanrım çıldırıyor muyum .aklım. aklım. aklım , tanrım düşüncelerimi zapt edemiyorum. sanki ileriye atılacak , eşyaları kıracak gibiyim , kafamda hepsi,bütüno enerji. aklım , başımdan çıkmak istiyor gibi. nefes nefeseyim. ellerimle tutsam , ellerimle sımsıkı başımı tutsam acaba aklımı tutabilir miyim . anne anne anne , aklım kaçacak yardım et , anne çıldırıyorum ....
    2 ...
  37. 145.
  38. ruhun sancısıdır; alarmdır bir nevi, bedensel ağrılara benzer. Kişilik yapılanmamızda, bakış açılarımızda yanlış kodlama olduğu ve bunun tespit edilip değiştirilmesi zamanının geldiğine dair işarettir.
    2 ...
  39. 144.
  40. depresyon hayattan vazgeçmektir,bi daha bi yerden hayata tutunmak istememektir.oğuz atay'ın anlatığı gibi rüylardaki sessiz çığlıklar gibi çaresizlik hissidir.ama sen zaten bir disconnectus erectus an boşuna uğraşma derim,insan çırpındıkça dibe batıyor.
    3 ...
  41. 143.
  42. Depresyon günlük yaşantımızda sık rastlanan bir olaydır. Mutsuzluk, dikkat kaybı veya hayattan zevk alamama gibi durumlarda veya fiziksel semptomlarla başgösterir.
    2 ...
  43. 142.
  44. 141.
  45. Tyrol: How many of us ended up with the people we really wanted to be with? Got stuck with the best of limited options. And why? Because the ones we really want, we really loved, are dead, or dying, turned out to be Cylons and they didn't know it, like Boomer, and ...

    Adama: Let's go.

    Tyrol: No! I didn't know. So I buried my head in the sand, and I took it and I settled. I settled for that shriek, those dull, vacant eyes, that boiled cabbage stench of her. And why? Because this is my life! This is the life I picked, and it's fine. But you know, what? It's not. I didn't pick this life. This is not my frackin' life!

    Adama: What the hell's gotten into you? Don't do this. Don't do this to her memory.

    Tyrol: I'm sorry that I'm not going to do this the way you want me

    (bkz: battlestar galactica)
    2 ...
  46. 140.
© 2025 uludağ sözlük