bi tespitim var bununla ilgili kesinn herkes de öyledir. deprem endişesini yaşayan insan yalnız ise fazla korkmuyor ama sevdiği insanlarla olunca korkuyor çünkü ben hızlıca kaçarım onlar kalır düşüncesi hep kafamızın içinde. yani deprem anın da onları toplayıp da gitme görevini üstleniyo insan.
malt'ın sanırım sevdiğim tek şarkısı. playlistte öylesine denk gelen şarkılardandır. nedense şu an durup dururken aklıma geldi. açayım da eskileri analım biraz.
son güneş tutulması ile birlikte kuzey yarımkürede bir yerlerde bir kaç ay içinde illaki olacak doğa olayıdır. durum bunu göstermektedir.inşallah türkiye ve çevresinden uzak olur ne diyelim.
hatırlanacak yıllarda büyük bir deprem yaşanmışsa, her kalabalık aile ortamında mutlaka bahsedilir. yıllar geçse de aynı olaylar tekrar tekrar anlatılır.
yaşamış kişilere artık bütün hayatlarında karşılarına çıkacak korkular kazandırır. elektrik kesintisi bile "deprem mi oluyor?" hissi yaratır. evden gelen en ufak bir tıkırtı sesi bile hırsız ihtimalinden önce deprem olup olmadığını düşündürür.
depremde bulunduğunuz bina ağır hasar almışsa eğer, artık her girdiğiniz binanın önce katlarını sayarsınız.
ürkünç doğal afet. yaşadığınız an hissedilen acziyet ve çaresizliğin tarifi yoktur.
sene 1998. güzel bir yaz günü, 27 Haziran.
mersin'de oturuyoruz. yaşım 9. aşağıda top oynuyoruz çılgınlar gibi. saat akşam 4-5 civarı. bir bağırış çağırış oluyor apartmanda, anlam veremiyorum. ben hissetmiyorum, anlamıyorum hiç bir şey koşturduğum için sağa sola diğer arkadaşlar gibi. sonra kulağımda bir ses yankılanıyor hiç unutmam o anı. hala kulaklarımda.. "emine boğuluyorrr". apartmanda inen herkes apartmanın biraz uzağında dikilip yukarı bakıyor. 4. katta emine adında bir komşumuz var.. "ulan kıza bir şey oldu herhalde" diyorum bende bakıyorum yukarı doğru.. sonra konuşmaları daha net anlamaya başlıyorum etrafta.. deprem.. çok fena deprem.. 1998 Ceyhan depremi.. 6,2 şiddeti.
"çok fena salladı abi"
"çok uzun sürdü ya"
"çok korktum.."
gibi şeyler duyunca beynimden vuruluyorum. apartmanın çoğu aşağıda ama bir sıkıntı var. annem, babam yukarda. şimşekler çakıyor kafamda ve öyle bir fırlıyorum ki apartmandan içeri kimseyi dinlemeden ağlayarak anlatamam. şimdi bile gözlerim dolar o anı düşündükçe. o esnada daha birinci kata çıkmadan bizimkileri görünce apar topar aşağı inerken rahatlıyorum. sarılıyorum ikisine de.
şükürler olsun hiç bir sıkıntı olmadan atlattık o günleri. ama nerede bir deprem haberi görsem, son dakika; içim ürperir. ağlamaklı olurum. allah kimseye yaşatmasın bu olayı. gerçekten ürkünç.