tarihte ne zaman bir toplumun kadınları mutsuz edilse, ahı alınsa doğa o toplumdan intikamını almıştır. örneğin, orta asya'da ilk ataerkil toplum kadınları küçümseyip mutsuz etti, bu onlara kuraklık ve sel olarak geri döndü.
bugün bir seminer de konusu geçti. ablanın biri dedi ki allahtan deprem konusunda tecrübeliyim..
ne demek istedi hala anlamadım.. ne yapıyorsun abla kuma köstebek gibi dalıp fayın yönünü mü değişiyorsun ? veya binanın temeline destek mi oluyorsun 'dur dur tuttum bu tarafa düşmeyecek o bir tarafa geç ahmet'.
edit : anladık beyler açıklayıp durmayın. espiri olsun diye şey ettik.
ürkünç doğal afet. yaşadığınız an hissedilen acziyet ve çaresizliğin tarifi yoktur.
sene 1998. güzel bir yaz günü, 27 Haziran.
mersin'de oturuyoruz. yaşım 9. aşağıda top oynuyoruz çılgınlar gibi. saat akşam 4-5 civarı. bir bağırış çağırış oluyor apartmanda, anlam veremiyorum. ben hissetmiyorum, anlamıyorum hiç bir şey koşturduğum için sağa sola diğer arkadaşlar gibi. sonra kulağımda bir ses yankılanıyor hiç unutmam o anı. hala kulaklarımda.. "emine boğuluyorrr". apartmanda inen herkes apartmanın biraz uzağında dikilip yukarı bakıyor. 4. katta emine adında bir komşumuz var.. "ulan kıza bir şey oldu herhalde" diyorum bende bakıyorum yukarı doğru.. sonra konuşmaları daha net anlamaya başlıyorum etrafta.. deprem.. çok fena deprem.. 1998 Ceyhan depremi.. 6,2 şiddeti.
"çok fena salladı abi"
"çok uzun sürdü ya"
"çok korktum.."
gibi şeyler duyunca beynimden vuruluyorum. apartmanın çoğu aşağıda ama bir sıkıntı var. annem, babam yukarda. şimşekler çakıyor kafamda ve öyle bir fırlıyorum ki apartmandan içeri kimseyi dinlemeden ağlayarak anlatamam. şimdi bile gözlerim dolar o anı düşündükçe. o esnada daha birinci kata çıkmadan bizimkileri görünce apar topar aşağı inerken rahatlıyorum. sarılıyorum ikisine de.
şükürler olsun hiç bir sıkıntı olmadan atlattık o günleri. ama nerede bir deprem haberi görsem, son dakika; içim ürperir. ağlamaklı olurum. allah kimseye yaşatmasın bu olayı. gerçekten ürkünç.