bilim kurgu türündeki türkülerin güzel bir örneğidir.
detaylı düşününce "acaba kayıp kıta atlantis anadolu coğrafyasına yakın bir yerlerdemiydi." düşüncesine götürür insanı.
bunlar gerçekten vardır. the kene yazları kumköy'de bunlardan birinde yaşamaktadır. kumsalın üzerindedir direk. mesela bizimki denize tam 51 adım. demirden oluşu da doğrudur. demirden bir iskelet yapılır, çevresi kapatılır tahta vb. şeylerle, içinde oturulur yaz boyunca.
bizim oraların türküsü olması hasebiylen birazcık bilgim ve mantıklı açıklamam mevcuttur konuya.. şöyle ki; burdur'un bucak ilçesinde geçer hikaye. iki genç deli gibi sevmektedir birbirlerini. fakat gün gelir kız zengin birine varır.(ya da zorla verirler bilmiyorum) neyse efenim bu evlenen hatçe ve kocası antalya'ya, sahil evlerinden birine yerleşirler.. tabi zengin insanlar, ahşap evde ne arasınlar... işte bizim bağrı yanık anadolu genci de hatçe'sinin peşine düşer, arar tarar, bulur eninde sonunda. bir de bakar ki oturduğu ev hiç de kendi evleri gibi, bugüne kadar gördükleri gibi değil. betondan, demirle yapılmış evler..* alır eline sazı ve denizin dibinde hatçam türküsünü seslendiriverir.
denizin dibinde hatçam, demirden evler
ak gerdanı boynunda, çiftedir benler......
edit: bunu bir öğretmenden duymuştum bu şekliyle.. ama hektor arkadaşın dediği de mantıklı epey.. ikisinden biri işte..
kaşar bir deniz kızının, türküyü dile getiren zavallı anadolu delikanlısına oynadığı bir oyundur.
deniz kıyısında ayaklarını suya sokan delikanlıyı, mahallesine götürmüş, ordaki evlerini göstermiştir.
delikanlı bunun üüzerine bu türküyü tutturmuş fakat adı deli divaneye çıkmıştır.