Gayet normaldir. Deniz olan yerde yaşayanlar her gün sahildeler sanki her gün denize giriyorlar sanki. Sanki her sokak denize çıkıyor oralarda. Sokaklarım denize çıkmıyor belki ama dünyanın hiçbir şehrine değişmem gri, beton yığını ve kravatlı şehrimi.
üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede zor olsa gerektir. ancak şart da değildir. zira bütün tatilini deniz kenarında yapmayı planlayan bir milletin efradı olarak değeri hiç kaybolmayacaktır. yaz tatillerinin anlamı olmaya devam edecektir deniz.
Denizi çok sevmenize sebebiyet verendir.Bu yüzden üniversite tercihi yaparken denize yakınlığına göre tercih yaparsınız.Deniz kıyısında bir şehre yerleşirsiniz.Hergün denizi görürsünüz.Sıkılır mısınız peki?hayır
yaşanmaz diyen insan halt etmiştir. kompleksli insandır o. uzak durun ondan derim. neredeyse -balık gibi- denizin içinde 17 sene büyüdüm. 10 sene denizden bihaber 2 tane küçücük gölü olan şehirde hayatıma devam ettim. bir kere çıkıpta ah ahh denizide yok ki... demedim.
Denize yakın bir yerde yetiştiyseniz eğer gerçekten çok zordur. O manzaraya çok alışıyor insan. Canı sıkıldığında yada gezmeye çıktığında falan. Sonra gittiğin yerde arıyosun baya. memlekete dönünce yapılan ilk iş o manzarayı görebileceğin bir yere gitmek oluyor.
Deniz olmayan bi sehir tuzssuz bir yemek gibidir.Doyarsin ama tadi tuzu nerde?dir.Kafan bozuldugunda denize karsi bi bira icemeyeceksen hayat cok zordur.Denizin sesi insanin ruhunu iyilestirir.istedigini giyemessin. deniz olmayan bi sehirde giydigin kiyafetlerin yadirganma orani yuksektir.Deniz olmayan bir sehir karanlik gibidir.Gri gibide olabilir.Tum bunlara ragmen yinede "isik dogudan yukselir".
adada belirli süre büyümüş biri iseniz evlat acısı gibi koyacak şeydir.
Çocukken en sevdiğim etkinlik büyükanneme gitmekti, ada heryer deniz. Her yerden iyotlu deniz ve yosun kokusu sakız kokusu biraz da limon portakal çiçeklerinin karışımı kokardı. Pire'ye yakın otururken pek sıkıntı olmasa da Attika bölgesinde hafif yer değiştirmekle denize biraz uzaklaşmıştık ama yine de yakındı işte fakat adada her şey daha güzel olurdu insanlar daha bir sıcak kanlıydı sanki hobbit köyleri gibi yemek içmek eğlenmek için yaşıyorlardı resmen.
Daha sonra ankara'ya geldim zulüm gibiydi resmen. Göl bile insanı rahatlatıyordu resmen şimdi ise baltık denizi soğuk olsa da idare ediyor işte. Sadece kara olan yer insanı bunaltıyormuş demekki. Her ne kadar o güzel portakal ve limon çiçeği kokusunu alamasam da artık, biliyorum ki bir gün geri döneceğim o güzelim topraklara...
Deniz olmayan bir şehirde Yaşanılmasının zor olduğu söylenir. işin ilginç tarafı ise sanki her gün sahile giden hiç olmadı uzaktandan da olsa deniz manzarasına bakan insanlar söylüyor. Bana pek samimi gelmiyor.
insanların mal olduğunu düşünüyorum. zira kendi beğendiği belli başlı şeyleri diğerleri sevmiyor onlar sahip olamıyor diye onların hayatının anlamsız olduğunu düşünüyorlar: deniz olmadığı için bazı şeyleri yaşayamayacağını düşünmek.
denizi olan bir şehirde yaşayan sana sesleniyorum: sen eksiksin. zira denizi olmayan bir şehrin kara ve hava bütünleşmesini ve denizi olmamanın ne manaya geldiğini asla bilemezsin.
bu insanları gören de deniz canlısı, bir ahtapot, resif üzerine dokungaçlarıyla emişen bir yumuşakça sanır.
