sivas/gemerek'te;
uğruna sava$tığı özgürlük, uğruna direndiği e$itlik için, değer verdiği tüm yargılar için yaptığı sava$ı kazanmış insandır gözümde.. hüseyin'le ve yusuf'la ve taylan'la ve hacı'yla ve sinan'la göğüs göğüse siperlerde; kefensiz ölenlerden, türkülerle sarılı bedeni.
"henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık. bir kadın eli değmemişti ellerimiz. bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha. bir gece sabaha karşı, pranga vurulmuş ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına. herkes tanıktır ki korkmadık. içimiz titremedi hiç. mezar toprağı gibi taptaze, mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.
asıldık ey halkım, unutma bizi...
-uğur mumcu- "
süleyman demirel'in "asılsınlar" diye oy verdiği, böyle bir $eyi oylatacak kadar a$ağılık bir vücut bulduğu, kırgın hep de kırgın kalacak tarihin dünya yürekli hukuk fakültesi öğrencisi deniz gezmiş.. darağacında üç fidan'dan biri... o devrim gülünün solduğu ak$am yazmı$-tır babasına mektubunu.
" - son mektup -
merkez cezaevi 6.5.1972
baba,
mektup elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış
bulunuyorum. ben ne kadar üzülmeyin dersem
yine de üzüleceğinizi biliyorum. fakat bu durumu metanetle
karşılamanı istiyorum. insanlar doğar, büyür,
yaşar, ölürler. önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı
süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. bu nedenle ben
erken gitmeyi normal karşılıyorum. ve kaldı ki benden
evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında
tereddüt etmemişlerdir. benim de tereddüte düşmeyeceğimden
şüphen olmasın. oğlun ölüm karşısında aciz ve
çaresiz kalmış değildir. o bu yola bilerek girdi ve sonunun
da bu olduğunu biliyordu. seninle düşüncelerimiz
ayrı, ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. sadece
senin değil, türkiye'de yaşayan kürt ve türk halklarının da
anlayacağına inanıyorum. cenazem için avukatlarıma
gerekli talimatı verdim. ayrıca savcıya da
bildireceğim. ankara'da 1969'da ölen arkadaşım taylan
özgür'ün yanına gömülmek istiyorum. onun için
cenazemi istanbul'a götürmeye kalkma. annemi teselli
etmek sana düşüyor. kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum.
kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı
olmasını istiyorum. bilimle uğraşsın ve unutmasın
ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.
son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı
belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi
devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım.
oğlun deniz gezmiş"..
sürünerek geçen hükümet kuşu'nun kısasa kısas politik orospu çocukluğu ile 6 mayıs 1972'de cellatlarının sigara dumanlarının pusuyla göç eden bir simurg'tur deniz gezmi$.
..$imdi kalkıp bazıları, bu ülkenin bölünmezliğini nasyonalizm kisvesi altında efelik yapmaya çalı$an köpeklerin mevcudiyetiyle oranlamaya kalkıyor. helmintolog değilim; uğra$mıyorum.
devlete bas kaldıranın bası ezilir felsefesinden hareketle, devlet tarafından idam edilmiş kişidir. burda sorgulanması gereken esasında laik, demokratik, hukuk devletine karşı olan bu kişinin neden bugün hakettiginden ziyadesiyle fazla saygı gördüğügür.
hep "eğer iktidara onlar gibiler gelseydi elin rusuna ülkeyi peşkeş çekeceklerdi" ya da "adam adliyeleri bastı, şansa kimseyi öldürmedi şimdi bu mu masum insan" derler deniz gezmiş' i eleştirenler. ama anlaşılamayan şey eğer düşünceleri iktidara olsaydı, asla ülkeyi sovyetlere- rusya değil arkadaşım, sovyetler, peşkeş çekmeyecekti. hatta onları sosyal emperyalist diye adlandırıp en az a.b.d kadar karşı çıkıyorlardı. ayrıca eğer bu kişiler silah alıp yola koyuldularsa bazı kan emiciler gibi para ya da keyif uğruna bunu yapmadılar. ama yanlış ama doğru bir yol seçtiler, bu tartışılır ama asla halk düşmanı olmadılar. vatan haini olunmadan da halk düşmanı olunabilir. örnek vermek gerekirse; bugün iktidarda olanları vatan haini olarak adlandırayamayız.(hoş orası da tartışılır ya) fakat o kişiler halk düşmanı çünkü halka karşılardır. her yaptıkları onları sömürmek amaçlıdır. bu nu bilip, öyle tartışmak gerek denizleri ve diğerlerini.
Yağmur çiseliyor,
Serez'in esnaf çarşısında
yağmur çiseliyor.
korkak
yavaş sesle
bir ihanet konuşması gibi.
Yağmur çiseliyor,
beyaz ve çıplak mürted ayaklarının
ıslak ve karanlık toprağın üstünde koşması gibi.
Yağmur çiseliyor,
Serez'in esnaf çarşısında,
bir bakırcı dükkanının karşısında
Bedreddin'im bir ağaca asılı.
Yağmur çiseliyor,
Gecenin geç ve yıldızsız bir saatidir.
Ve yağmurda ıslanan
yapraksız bir dalda sallanan şeyhimin
çırılçıplak etidir.
Yağmur çiseliyor,
Serez çarşısı dilsiz,
Serez çarşısı kör.
Havada konuşmamanın, görmemenin kahrolası hüznü
Ve Serez çarşısı kapatmış elleriyle yüzünü.
Yağmur çiseliyor
sadece türkiye'nin geleceği için uğraşmış, şimdiki ekonomik bağımsızlık olmadan hiçbir zaman tam bağımsız olamayız görüşünü taa 70 lerde dile getirmiş ve savunmuş vatanperver devrimci
teröristtir. bu organizmayı severek, aslında, bu güzel ülkeye mental olarak ihanet edenlere, bunu büyük dava adamı zannedenlere, aldanmış türk gençlerine (az bir kısmına şükür ki), iyiyle kötüyü birbirinin yerine ikame eden şaşkın gafillere, deniz gezmiş'in son sözlerinin ''yaşasın kürt halkının bağımsızlığı'' olduğunu hatırlatmak isterim... işte sevdiğiniz devrimci(!). devam edin, ölmeyecek gibi şu fani dünyaya sarılanlara 'tapmaya'; binlerce şehidin ruhunu sızlatmaya devam edin...
hakkındaki kelimelerin,sözlerin,şiirlerin tamamnın bile kifayetsiz kalacağı,ölümü göze alarak yaptığı herşeyi sonuna kadar bu ülke için yapmış,hiçbir şeyden korkmamış,yüce önder Atatürk'ün bu ülkenin kurtuluşu olarak gördüğü Türk gençlerinin en iyi örneği olan,manda ve himayenin reddedilmesinin o yıllardaki halini savunmuş,kendini ülke için feda etmiş büyük insandır.onun hakkında ileri geri konuşan gerici,yobaz,amerikan köpekleri onun yerine ölseydi,Türkiye asla bu halde olmazdı. Nur içinde yat yüce insan.
(bkz: atatürk)ten sonra bu topraklarda ciddi bir devrim yapmak için uğraşmış ama maalesef idam ile genç yaşta hayatına son verilmiş bir devrimcidir.
eğer yaşasaydı bu düzende birçok şey değişmiş olacaktı.
bir insanin dusuncelerini sevip sevmeyebilirsiniz ki bence deniz gezmis olmayacak duaya amin demistir. ama unutulmamasi gereken bir sey varki; bu insan dusunceleri ugruna olumu goze alacak kadar yurekliydi. davasina deniz ve arkadaslari (ki bence her biri en az deniz kadar degerlidir) kadar bagli, dusuncelerini bedeninden, hayatindan, ailesinden, sevenlerinden kisacasi her seyden ustun tutan kac kisi var? istese her biri su an turkiye'nin yuksek yerlerine hizlica gecebilirlerdi, buna potansiyelleri vardi. adamlar 60 yasina butun dusuncelerinden fedakarlik ederek gelip bir gun kalp krizinden ya da oyle biseyden olebilirlerdi ama onlar bunu secmediler. netekim onlarin para, pul ve mevki tarafindan kandiralamayacak derecede sivrilmis dusunceleri ve kalpleri vardi. marksist, leninist ya da herhangi biseyist olmasi beni ilgilendirmez, beni ilgilendiren onlardaki bu yikilmaz karakterdir. bu yuzden deniz ve arkadaslari bugun bir semboldur ve hep oyle kalacaktir. sulandirilmis degil katiksiz, gercek insan gibi insandir deniz gezmis.
murathan mungan tarafından yazılan fırtına adlı şarkıda şu dizeler geçmiştir:
''gecse de yolumuz bozkirlardan
denizlere cikar sokaklar...''
onlar tarihten en güzel sayfaları aldılar,ya onu asanlar,ya ona yaptıkları haksızlığa rağmen pişkin pişkin yaşayanlar? onlar da deniz * gibi,hüseyin * gibi,mahir * gibi anılabildiler mi acaba? onlar da halkı için, idealleri için ölümü göze alabilecek hareketleri yapabilirler miydi acaba? yoksa bana ne deyip bana dokunmayan yılan moduna mı geçerlerdi? ya da bazı tutkuları için göt yalamaya razı mı olurlardı?
halkının rahatı için ölüme giden insanları tanımayanları gördükçe, öğrendikçe, bu insanlar bu davada boşuna mı uğraştı boşuna mı canlarını verdi diyesi geliyor insanın.. galiba da öyle....
Bir vicdan ,bir hukuk yarası 24 yaşında hukuk öğrenciyken asılan ,takdiri delil indiriminden yararlanmış olsaydı boynuna ilmek geçirilmeyecek olan.............
dizini kirip, derslerine(!) bakmak yerine, türkiye'nin girdigi dönemeci cok iyi analiz etmis ve karsi cikmis bir insandir.devrim pesinde kosmustur, tam bagimsiz bir türkiye icin bir devrim. ama olmamistir uyutulan halk onu anlayamamistir ve uyumaya devam etmistir o da bu ugurda canini vermistir.