adnan menderes'in hayaletinin kurbanı olmuş genç dava adamı. dava adamı çünkü, inandığı bir ideoloji uğruna şiddete başvurup, çoğunluğun sesi olmaya çalışmış bir kişi. eğer kahramansa abdullah çatlı da kahramandır. eğer teröristse abdullah çatlı da teröristtir. malum, hedefe giden yol dikenlerle dolu zor ve meşakkatli bir süreçtir. doğru ya da yanlışın ince çizgisi, en az menderes kadar deniz'in de üstünü çizdirmiştir. rahat bırakılamayacak kadar hedef tahtasıdır sadece.
nerde kendini bilmez çocuklar,
bir sabah öylece çekip gittiler,
çınladı alkışlar kor sokaklarda,
yankısı kime kaldı?..
deniz koydum adını,
kederi bende kaldı,
uzak köyler kurdum birbirine,
denizine aldandım.
acının surlarında ateşler yaktım,
vuruldu şehirler, soluksuz kaldı,
kendine çekildi bütün zamanlar,
gölgeler orda kaldı.
deniz koydum adını,
kederi bende kaldı,
uzak köyler kurdum birbirine,
denizine aldandım.
çılgın zamanlarda yaşamak bize düştü;ölümün acımasızlığı her zamankinden beter..
gidenler, gelenler, düşenler..
ah zamanın sonsuzluğunu anlamayanlar,
düştük yola, güzel şeyler bulmak umudu ile,
ışıkları ile büyük şehirler yol oldu bize,
iz sürdük yalnızlığa..
deniz gezmiş duruşuyla cesaretiyle adam gibi adamdı. o ölmedi ,türkiyede denizler ölmez.ozaman bu gencecik insanların canına kıyanlar şimdi bebek katilini kendi eliyle besliyor bu mu adalet bumu hak ve yasa.yazıklar olsunki idam geri gelmeli hergün cinayetler katliamlar yaşanıyor bu güzel ülkemizde.insanlar artık aç ve sefllikten cezaevini kurtuluş evi bir sıcak yemek sıcak ortam olarak görüyor.idam geri gelsinki bu hainler asılsın denizlerimiz bir hiç uğruna idam edildi eğer anayasa 100 yıl önce neyse şimdide o olmalı yasalar değişmez sadece insanlar değişir böle iki yüzlü bir türkiye istemiyorum.
adam öldürmemiş fidanların asılmasının yıldönümü. binlerce insanın katili teröristbaşının cezasını evde çekmesinin hazırlığı yapılırken (dayayıp döşeyelim bari bir de), daha dün mardin de katliam yapanların bir kaç yılda içerden çıkıp içimize karışacaklarını artık adımız gibi bilirken, tek suçları "tam bağımsız türkiye" diyen yiğitlerin aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. unutmadık, unutmayacağız sizleri.
deniz gezmis ama inanin deniz degil göl bile gecememistir. bizim insanimizda hala onun ve onun gibilerin kim oldugunu hala anlayamadilar ya iste ona yanarim.
görüşlerine katılmasamda,hiçbir ortak paydamız olmasada kendi görüşleri adına canını hiçe sayması bile takdire şayan kişiliktir.25 yaşında biri sırf farklı düşünüyor diye idam edilebilir mi?diye bugün anlaşılabilmesi bile zor olan soruyu sormama sebep kişidir.apolitik gençliğin yaratılmasına sebeptir ayrıca kendileri.
bizlerin tek özlemi tahsil sırasında bulunmamıza rağmen türkiye'nin bağımsızlığıdır. biz hiçbir zaman bütün çabamıza rağmen türkiye'nin bağımsızlığını temin edemedik.
biz 50 sene evvel kurtuluş savaşı vermiş bir ülkenin çocukları olarak kurtuluş savaşı'nın gerçek tahlilini yapmaya her zaman için muktediriz. biz yine çok iyi biliriz ki türkiye kurtuluş savaşı'nı yapmak için samsun'a çıkanlara istanbul örfi idaresince ve mahkemelerince idam cezası verilmiştir. ve yine bilmekteyiz ki, osmanlı imparatorluğu yüzlerce generalinden ancak birkaç tanesi kurtuluş savaşı'na iştirak etmiştir. ve yine bilmekteyiz ki kurtuluş savaşı yapıldığı sırada istanbul'da bulunanlar bunları yapanlara eşkıya demiştir.
1950 tarihinde amerikan emperyalizmi iktidara geldi. demokrat iktidar 27 mayıs 1960'da tarihe gömüldü. demokrat parti gitti, bunun gitmesiyle tellaklar değişmedi. 27 mayıs'ı kastetmiyorum, bundan sonrasını kastediyorum. hamam aynı fakat bu defa da tellaklar değişti. amerika bu dönemde imdada yetişip inönü'yü düşürdü, demirel'i iktidara getirdi.
mustafa kemal'e gerçekten sahip çıkanlar varsa onlar da bizleriz
öğrenci hareketlerine gelince, türkiye'de öğrenci olayları 50-60 senedir eksik olmamıştır. sultan hamit'in tıbbiye talebelerini sarayburnu'ndan denize attığı tarihten itibaren öğrenci hareketleri türkiye'de devam edegelmiştir. ikinci dünya savaşı sırasında faşizme hayır diyen gençler ilerici gençlerdi. ve 28 nisan 1960 tarihinde özgürlük savaşı veren gençlerdir. amerikan emperyalizmi tarafından inönü hükümetten düşürüldüğünde protesto gösterisi yapan gençler ilerici gençlerdir. anayasa'ya bağlılık mitingi'ni de bizler yaptık. o günün mitinginde iktidarın kiralık adamlarından ve polisinden dayak yiyen de gene bizlerdik.
1968 senesine gelince, üniversiteler öğrenciler tarafından işgal edildi. işgalleri gayet meşru idi ve kürsü ağaları dahi bu işgallerin haklılığını hiçbir zaman inkar edemedi. aynı yılın temmuz ayında amerikan filosu'na karşı gösteri yapanlardan vedat demircioğlu polis tarafından hunharca öldürüldü. iktidarın kiralık kuvvetleri ve polisi hunharca devrimcilerin üzerine saldırdı. 20'ye yakın devrimci öldürüldü. bunların hiçbirinin katili bulunamadı. polis karakolları işkencehane haline getirildi. hiçbir savcı buna karşı çıkmadı. fikir özgürlüğünü ve anayasa'yı paravan yapanlar "önceden atatürkçü geçinirken o'nun fikir ve şahsiyetini de küçük görmeye başladılar, sadece mustafa kemal tarafını beğeniyorlardı ." suçlamasını kesin olarak reddediyorum ve asla kabul etmiyorum. diğer yurtseverler de bunu kabul etmez.
gerçekler örtülmek isteniyor. mustafa kemal'e gerçekten sahip çıkanlar varsa onlar da bizleriz. onun istiklal-i tam prensibini, ve onun istiklal-i tam türkiye idealini yalnızca biz devam ettiriyoruz.
anayasa'yı en fazla savunan bizleriz
iddianame'de bizim anayasa'yı cebren ilgaya teşebbüs ettiğimiz ileri sürülmektedir. öteden beri arzetmiş olduğum gibi, bu ülkede anayasa'yı en fazla savunanlar bizleriz. anayasa'yı ihlal edenlerse ortadadır. anayasa'nın uygulanmasını isteyen gene bizleriz. anayasa'yı uygulamayan yavuz kimselerse hâlâ ortadadır. ve yine o kişiler bizim kellemizi istemektedirler. bile bile iddia makamı bizim anayasa'yı ilgaya teşebbüs ettiğimizi ileri sürmektedir.
idddia makamı bizim vermekte olduğumuz bağımsızlık savaşı'na karşıdır. türkiye cumhuriyeti anayasası'na karşı, reformlara karşı ve bu nedenle bizim anayasa'yı ilgaya teşebbüs ettiğimizi ileri sürmektedir. çünkü süleyman demirel hâlâ ortada gezmektedir. kudreti yetiyorsa süleyman demirel hakkında aynı şekilde dava açsın, onlar 36 milyonluk ülkenin bütün yükünü 20 gencin üzerine yıkmaya alışmışlardır.
amerika sizin döneminizde ülkeye girdi ve hiçbiriniz sesinizi çıkarmadınız
bizi bağımsız bir ülkenin çocukları olmaktan mahrum eden hepiniz dahil sizlersiniz. çünkü amerika sizin döneminiz sırasında türkiye'ye girdi ve hiçbiriniz sesinizi çıkarmadınız. ve demokrat parti iktidarına 10 yıl ses çıkarmadınız. ta ki 38 yurtsever subay ses çıkarana kadar ve onları devirene kadar. ve bugün aynı savcılar bu şahıslar hakkında da idam kararı istemektedir. süleyman demirel'in anayasa'yı ihlaline ve despotizmine ve ülkeyi amerika'ya satmasına ses çıkarılmadı.
ve meydanlarda bunlara karşı bizler dövüşmek zorunda kaldık, bizler kurşunlandık. ve sonunda idam isteğiyle buraya getirildik
bizim düşmanımız
amerikan emperyalizmi ve yerli işbirlikçileridir
dediğim gibi türkiye'yi bu hale getiren eski yöneticilerin bütün suçları bize yüklenmek istenmektedir. bütün eski idarecilerin suçu bize yükletilmek istenmektedir.
türkiye'nin bağımsızlığından başka hiçbir şey istemedik ve hayatımızı bu yola koyduk. varlığımızı türkiye halkına armağan ettik. bunun aksini iddia edenler vatan hainidir. 12 mart muhtırası muvaffak olmasaydı bizi itham eden makam onları da aynı şekilde itham ederdi. buna da kanaatim tamdır. 12 mart muhtırası anayasa'nın uygulanmadığını iddia etmektedir ve parlamentoyu açıkça suçlamaktadır.
biz strtaejik olarak düşüncelerimizi hiçbir zaman saklamayız. hangi şartlar altında olursak olalım bunu açıkça söyleriz. düşüncelerimizi mezara kadar götürürüz. nasıl burada namluların ve dipçiklerin gölgesi altında konuşuyorsak düşüncelerimizi her zaman açıkça ifade ederiz. bizim anayasa'yı ilgaya teşebbüs gibi bir kastımız bulunsaydı, bunu da burada açıkça söylemekten çekinmezdik. bizim böyle bir amacımız yoktur.
bizim düşmanlarımız amerikan emperyalizmi ve onun yerli işbirlikçileridir. yani emperyalizm ile işbirliği yapan patronlar, feodal mütagallibe yani bezirgânlar, tefeciler. toprak ağaları ve diğer işbirlikçileri ve bizim bütün eylemlerimiz bu hedefe yönelmiş bulunmaktadır. bunun dışında başka bir hedefimiz yoktur.
milyon metrekare vatan toprağı işgal altındayken mili bütünlüğü bozmakla suçlanıyoruz
bizim kişi güvenliğini, mülkiyet hakkını, egemenlik ilkelerini, milli bütünlüğünü bozmak için harekete geçtiğimiz iddiaları vardır. kişi güvenliğini ihlal edenler kimlerdir. bunu evvela tesbit etmemiz lazım. karakollarda işkence gören bizler olduk. meydanlarda kurşunlanan yine bizler olduk. bakanların emriyle hapishanelere atılan bizler olduk. buna rağmen kişi güvenliğini bozan olmakla itham ediliyoruz. yukarıda anlatılan asıl kişi güvenliğini bozanlar ise serbestçe meydanlarda dolaşmaktadır.
mülkiyet hakkını ortadan kaldıracağımız iddia ediliyor. bizatihi anayasa mülkeyet hakkını toplum yararına kısıtlamıştır. mutlak mülkiyet hakkı tanımamıştır. 50 köye sahip bir toprak ağasını anayasamız kabul etmemiştir. egemenlik ilkelerine karşı çıkanlar halkın sırtından geçinenlerdir.
ayrıca milli bütünlüğe karşı çıkmakla da suçlanıyoruz. 101 tane amerikan üssünün bulunduğu ülkede bizim milli bütünlüğü bozmak istemekle itham edilmemiz gülünç olmaktadır. milyon metrekare vatan toprağı işgal altındayken bizim milli bütünlüğü bozmakla suçlanmamız gülünçtür.
21 yılın hesabını 21 gençten sormak istiyorlar
mustafa kemal sağ olsaydı bugün çok şaşırırdı. iddianame baştan beri sırf kelle istemek maksadıyla hazırlanmıştır. şeklen de hukuk mantığından mahrumdur. hukuki kıymet ve değerden mahrumdur. 21 yılın hesabını 21 gençten sormak maksadıyla ve suçluların telaşı içerisinde hazırlanmış bir iddianamedir.
ben şunu iddia ediyorum ki, hareketimiz tamamen anayasal bir harekettir. anayasa'nın başlangıç ilkesinde belirtilen ulusun zulme karşı direnme hakkını kullandık. bu sebeple anayasal bir davranışta bulunduk. yaptıklamızın haklı olduğuna inanıyorum. halen de bu inancı taşıyorum.
türkiye'nin bağımsızlğından başka bir şey istemedim. ve bu sebeple amerikan emperyalizmine ve işbirlikçilerine karşı mücadele verdik. bundan dolayı da ölümden korkmuyoruz. onu ancak işbirlikçiler düşünsün. ve ancak onlar kendi canının telaşına düşsün. ve ben 24 yaşındayken kendimi türkiye'nin bağımsızlığına armğan etmekten onur duyuyorum. bu bağımsızlık düşüncesini mezara kadar götüreceğiz (mailimden alıntıdır)
Can Yayınları'nın kurucusu ve vazgeçilmez yazarı olan Erdal Öz'ün "Gülünün Solduğu Akşam" adlı büyük devrim çabalarını ve devrimcilerin gördüğü işkenceleri anlattığı romanının baş kahramanı olan kurşunlarını karşısındaki askere değil sadece havaya sıkan hümanist bir devrimcidir.
ne idügü belli olmayan, karalandikca ve sonradan asilinca kahraman olan devirci. suanda abdulllah öcalan´i da assalar ayni sekilde kahraman olur. yani süperman, he-man, spiderman vs. gibi. insan öldüren, asan kesen, kardesine silah sikan ve sonunda da cezasini bulan birini göklere cikaracak kadar sevmek a-normal bir durum. kalbi kararmis, irinlenmis insanlarin kahramani olarak tanimliyorum.
amaçları doğrultusunda ödün vermeyen, cesur, kararlı özgürlük savaşçısı. son sozleri halkların kardeşliği ve bu ulkenin amerikan emperyalizmine kurban olmayacagı uzerine olmuştur.
öyle anlatılıyor ki, gencler arnold schwarzenegger sanıyor deniz gezmiş'i.
tek ölen o, tek o mücadele vermiş ve sanki ölenler sadece sol görüşten. nice canlar yandı, ne gencler, ne değerler gitti bu ülkede haberiniz var mı? aloooo...
yaşıyor olsaydı belki pkk olmazdı. daha büyük bir örgüt ve iç savaş olurdu, devlet ile bu örgütün arasında. tıpkı afrika'daki bir çok ülkede onlarca yıldan beri süren savaşlar gibi. türk milleti kendisi için en hayırlı olanı elbet seçecektir. onların savunduğu komunizmide gördük 1990 sonrasında. doktorluk diploması olan moldovalı kadın niye gelir türkiye'ye. sen mi kurtaracaktın be bizi?
tanım: kendisi hakkında yapılan büyük ajitasyonlar sayesinde kahraman olabilmeyi başarmış ve asla adam akıllı bir icraat yapamamış kişidir. amerikan filosunu taşlaması dışında.
"aşk olsun sana çocuk" şarkısının ve daha bir çok şarkının kahramanıdır. 68 kuşağının efsane öğrenci hareketinin en önde gelenlerindendir. ardındaki nesillere dik duruşuyla ve kararlılığıyla örnek temsil edebilmiştir. hatta o kadar sevgisini kazanmıştır ki kitlelerin, çocuklarına adını vermişlerdir o' nun.
amerikan emperyalizmine karşı olduğunu göğsünü gere gere bağıran, amerikalıları kaçırdıktan sonra devletten 400 bin dolar fidye isteyen devrimci. bunun arkadaşları da vardı.
(bkz: bari tl isteseydin)
diğer darbeler hakkında konuşmayıp, hatta bazen destek verip kahrolsun 12 eylül diyenlerin idolü. idam edilmesine; hırsızlık, gasp ve adam kaçırma suçlarına rağmen üzüldüğüm insan.
Kimilerinin Atatürk ile kıyaslamaya kalktığı odunu bol olası insan. Kimdir ya bu?Ne yapmış?Anadoluda direnişi mi örgütledi Yunan'a karşı?Doğuda asayişi mi sağladı Ermeniye karşı?Banka soydu kral oldu.Ağzına koydu özgürlük lafını Atatürk oldu,sonuçta ne oldu?Geçirdiler boyna ipi yalan oldu.ipi boynuna geçirmeseler hapiste çürüse kimsenin bi' taraflarında olmayacak adamı kahraman ilan etmeyin.Bu ülkenin kuruluşu için müthiş uğraşlar vermiş adamlarla ölürken bile ağzından Leninizm lafı çıkan moskof uşaklarını bir tutmayın.Ayıp!