Gece gelen telgraf
dört heceden ibaretti:
"VEFAT ETTi."
imza yok.
Bu dört hece bile çok.
Bakıyorum duvara:
duvarda bir yara-
duvarda bir resim-
vefat edenin,
elimle çizmişim.
Saat bir.
Saat üç.
Saat beş.
Polis düdükleri, saatlar...
Yatağım bozulmamış.
Çekmecemde kaatlar:
bazıları
onun el yazıları.
Gece gelen telgraf
dört heceden ibaret...
Şafak söküyor-
odam
geceden ibaret.
Avuçlarımda
ellerinin gölgesi dolaşan adam
demir parmaklıklardan gördü son gündüzünü.
Mahpushane doktoru
örterek paltosuyla upuzun yatanın yüzünü:
- Tamam!
dedi.
Bunu belki evvelki akşam
dedi.
Evvelki akşam
ben......
Satıcılar geçiyor mahalleden.
Bakıyorum
gece gelen
telgrafa.
O mükemmel bir kafa
mükemmel bir yürek,
yumruklarıyla erkek
gözleriyle çocuktu.
Hudutsuz ve Allahsız bir baştı o.
Yoldaştı o..
* * *
Düşmanlar kına yaksın
dostlar girsin saflara.
Sen gözyaşı göstermeden ağlıyacaksın
gece gelen telgraflara...
sosyo-faşistlerin ülkeye hizmet etmeye çalışanlara , etmiyorsa bile ihanet etmeyenlere salyalarını akıtarak saldırdığı ortamda neyine hayran olunur nesi takdir edilir diye ciddi ciddi düşündüğüm, 68 öğrenci hareketlerinin kandırılmış anadolu çocuğu portresidir. vatan millet sakarya edebiyatını agızdan düşürmeyenlerin nasıl hayranlık duydugu da bir o kadar hayretengiz bir durumdur. bugun herhangi birinin polis otosunun lastigini patlatması vatan haini sayılmasına gerek ve yeter şartken bu şartı koyanların bu ülkenin askerine polisine gözünü kırpmadan kurşun sıkmış adı geçene tapınması da ayrı bir tartışma konusudur, ilginçtir anlaşılmazdır. bunca hayranı olmasına şaşırdıgım kadar genç yaşında kandırılıp idam edilmesine de o kadar üzüldüğüm insandır.
herkesin kendisine deniz diye hitap etmesine ayar olduğum insan.
deniz aşağı deniz yukarı.
aynı saçmalık atatürk'e mustafa kemal diyen insanlarda da var.
hayır ne ara bu kadar samimi oldunuz da bu adamlarla deniz aşağı, mustafa kemal yukarı, fatih istanbul'a.
böyle saçmalık olmaz.
bazı insanlar, özellikle de saygıdeğer olanları, tarihe yazılmış halleriyle anılmalılar kanımca.
recep tayyip erdoğan'a tayyip demekle çok büyük hata yapmış olmazsınız, ama deniz gezmiş'e deniz diyip durursanız bu büyük bir hata olur.
sovyetler birliğinde değil, filistin de yetişmiştir.*
bir daha da yurt dışına çıkmamıştır, süleyman demirel seni amerikaya gönderelim dediğinde istememiştir.
kimin için bizim için türk gençliği için.
islam devrimi isteyen mal oturakları için, toprakları satılırken dana gibi bakan siz için, dekanlarla tartışmıştır, iyi bir eğitim için kimin için uludağ sözlükte kendisine küfür eden yobaz odunlar için.
aslırken kendi sandalyesine tekme atmıştır, örnek olmak için.
ne uğraşıyorsam ne haliniz varsa görün.
onun verdiği mücadelenin onda birini bile veremeyecek kapasitede insanlar da onun hakkında atıp tutabiliyor ya deniz'in de tek noksanlığı bu olsun. işte sırf bu yüzden,
pipimin başprensesinin koyunlarının ulu önderiymiş..
işçinin arkasından küfür ettiği adamdır, o işçi için savaşırken. sanırım hayat bunun için skindirik bişey. hiç kimse anlamazdı ve anlayabilenler patron olmuştu.
sözlükteki faşistin itin *okun diline düşmüş devrimcidir. bunca emeğe yazıktır. ha kendisi açısından bakarsak çok da fifi dir onun için ancak yine de yazıktır.
peşin edit: entry hakaret içeriklidir gibi bir sebeple silinecekse saygı duyarım ancak umarım ki başlıktaki diğer entryler de dikkatle incelenir.
yaşarken birilerine fena batmış ama daha garibi ölüyken birilerinin çok daha derinlerine batmış hatta girmiş insan. öyleki sayfalarca yazılar yazılmış hakkında. nefret edenleri o batan şeyi çıkartabilmek uğruna neler neler saçmalamış. ama nedense sadece tırt hıyar vs diye eleştirebilmişler.* herşeye rağmen bilenin bildiği insan. iyiki var olmuş iyiki savaşmış ne yazıkki birilerine gözlerini açtırmayı başaramamış eylemci-düşünür.
türkiye'nin bağımsızlığından başka hiçbir şey istememiş, bunun için tüm varolan gücüyle sonuna kadar savaşmış ve varlığını türk halkına armağan etmiş yurtsever.
"...ve ben 24 yaşındayken kendimi Türkiye'nin bağımsızlığına armağan etmekten onur duyuyorum. Bağımsızlık düşüncesini mezara kadar götüreceğiz"
ilk ortaokul yıllarımda gülünün solduğu akşam kitabı ile ismini öğrendiğim aradan yıllar geçtikçe niye asıldığını hep sorguladığım ama bulamadığım, şimdi yaşasaydı oda kesin bir siyasi partinin başında olurduğu dediğim yiğit insan.
devrimci olarak bilinen birisidir ama kesinlikle devrimci değildir. devrim yapan insana devrimci denir, atatürk gibi. deniz gezmiş belki ülkesi uğruna ölmüştür, çok baba adamdır, cooldur, büyük adamdır, anti emperyalisttir, fakirin yanındadır, devrim yapmaya çalışmış ama yapamamıştır bu yüzden de devrimci değildir. bunları karıştırmayalım bayanlar baylar.
iktidara baş kaldırabilecek kadar cesur,
Sözünün arkasında durabilecek kadar mert,
Davası uğruna ölüme gülebilecek kadar inançlı,
Fikirdaş olmasam dahi saygıyla anıp, insanlığına inandığım güzel insan,
Varlığı devleti tehdit edecek kadar yürekli insan DENiZ...