söylediği en talihsiz cümle,kardeşine atfen,''bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir'' cümlesi olan kişi.bazen bir de-da eki çok şeyi değiştirebiliyor.ayrıca kendisinin yaşadığı hayatın 1 gününü yaşayabilmek,bütün hayatımı geride bırakacağım kişi.
türkiye solu'nun sembol haline getirip, üzerinden güzel karlar ettiği, 1972 yılında idam edilmiş kişidir kendileri. dönemin siyasi konjektüründe kendini kızıl renklerle bezediğini gördüğümüz bu merhum kişi, amerikan emperyalizmine ve kapitalizme kafa tuttuğu içindir bu sembol haline gelişi. ne acıdırki bu kafa tutuşundan başka bir empeyalist ülke olan rusyadan faydalanması ve ithal bir ideolojiyle bu memleketin refaha kavuşacağını düşünmüş olması gerçeği hiç dillenmez, söylenilmez. evet evet deniz gezmişte rusya emperyalizminin bir taraftarıydı. bu ülkeden aldığı emirler, silahlar hatta fikirler ile hareket ediyordu. ölmüştür, ölümü haklı yada haksız bir yargılama süreci ile olmuş ve bitmiştir.
(bkz: solcuların her ortamda ezik edebiyatı yapması)
not: lütfen en fazla eksiyi bu entrye girin...
tıpkı 12 eylül döneminde olduğu gibi, haksız yere idam edilen vatan evlatlarından biri.
inandığı gerçekler uğruna hayatını hiçe saymış, dönemin iç işleri bakanı nın makamında da postasını koymuştur, şad olsun.
savunduğu düşüncenin uğruna idam sehpahasına gitmeyi göze alabilmiş. o sehpahanın üzerine çıkartıldığında onurunu korumuş insanlardan biridir. 1972 yılında yaklaşık 40 dakika o dar ağacında can çekişerek ölmüştür.
ondan deniz ve denizler şeklinde bahsedilmesinin atatürkten atam veya mustafa kemaller şeklinde bahsedilmesinden bir farkı olmayan kişi.
aynı zamanda hababam sınıfı askerde filminde okul müdürü deli bedri'den "deli bedriler bitmeyecek ki, işe giricez, orada da bir deli bedri" şeklinde bahsetmenin de ondan deniz veya denizler olarak bahsetmekten farklı olmadığı kişi.
büyük ihtimalle provoke amaçlı sözcük oyunlarının, taraflı olmaya çalışırken bağnazlığa düşmenin kötü olduğunu düşünmüş kişi.
"masa başında sıcak çay içerek devrim yapılmaz" sözüyle aklımdan çıkmayandır,haklıdır...ne zaman bir bardak çay alsam elime ve birileri memleket meselesi açsa,şimdi zamanı değil derim utancımdan...idama giderken sandalyesini kendi devirmiştir ayrıca...yaktığı meşale değil dağ ateşidir,başında gitar çalınmaz türkü söylenir..hoşçakal kardeşim deniz!!!
bu ülkede sanatla,kitapla ,kültürle ilgilenen ve daha güzel,daha adil bir dünya yaratmak isteyen milyonlarca kişi,sürek avlarıyla sistemli olarak yok edildi,tutuklandı,hayatın dışına sürüldü.
bu arada ''milliyetçilik''ve din kisvesine bürünmüş kişiler örgütlenerek ülkeyi soydu,çok büyük güç ve para sahibi oldular;eline kan bulaşmış katiller,siyasette yüksek mevkilere tırmandılar,saygı gördüler,kısacası türkiye iyi evlatlarını boğan, kötüleri ise ödüllendiren bir ülke olarak bugünlere geldi...
insanlığı bugüne getirenlerin, yalnızca iyi bir hayat sürme amacında olanlar değil; kendi toplumlarının geleceğini düşünerek adımlarını ona göre atanların ve kalıcı hedeflere koşanların olduğu gerçeğini göz önünde bulundurduğumuzda, 36 yıl sonra bile ölümlerinin insanların içini acıttığı onlarca genç beyinlerden biri.
(bkz: deniz gezmiş ormanda on kaplan gücündeymiş)
davamız tamamen ters yönde olsada, ölüme giderken takındığı onurlu duruş yüzünden kendisine sonsuz saygı duyduğumuzu daha önce bir çok kez belirtmiştik. genç yaşında ölüme korkmadan gidişini şüphesiz ki damarlarındaki asil kana borçlu, ideolojisinin türkcülük olmaması gezmiş'in türk olmasını engellemez. fakat kendisi kadar onurlu bir türkün üstünden, prim yapmaya çalışan zavallı moskof özentilerinin saçma sapan methiye düzme çabaları yüzünden, ölüme onuruyla giden bir insanın, dalga geçilen muhabbetlere maruz kalmasına ramak kalmıştır.inandığı dava uğruna gözünü kırpmadan ölüme giden bu türk çocuğunun bu cesaretini; "miskin halk için yapılan boşa kahramanlık" diye yorumlayanlar üstünden prim yapmaya çalışmasın yeterlidir.