neyse, kavga etmeyin, hedef göstermeyin, sakin olun. sinirimizi deniz feneri kırma, parçalama işine harcayalım, hem içindeki aynaları da çalıp satabiliriz.
balık hafızalı halkımın unuttuğu, unutturulduğu yüzyılın dolandırıcılık davasının sanığı dernek. noldu hani belgeler isteniyordu almanyadan. herhalde günde karıncaya yüklendi bu belgeler bu kadar zaman gelmemesine tek açıklama bu olmalı.
ama diğer yandan belgesiz, desteksiz gözaltıları... layıksınız ne diyeyim!
derviş devesiyle seyahat ederken çölde yardım dileyen birisiyle karşılaşır..onun için devesinden iner ve adamın yanına kadar gelir..bunu fırsat bilen adam ani bir hareketle deveye doğru koşar,ona biner ve kaçmaya başlar..adam kaçarken arkasına dönüp bakar ve dervişin oturup ağladığını görür..hikmetini merak eden adam geri döner ve;
+yaf ben senin deveni çalıyorum,sen oturup ağlıyosun..be nu iştir?
-giden deveye değil,bu olayı duyanlar buradan geçerken bi daha kimseye yardım etmeyecekler ona ağlıyorum..der..
''Fener düştüğü yeri aydınlatır.'' diyerek karşıladığım bir kurumdur. Ekonomik durumu Türkiye şartlarına uygun olmayan insanlar için bir pilli el feneri gibi davranıp, baştakiler için led ışıklarla süslenmiş ve ışığın hiç eksik olmadığı ülkemizde onların cebini hep aydınlık tutarak, jeneratörlü-led ışıklarla takviye edilmiş gibi davranan bir kurumdur.
AKP ile büyük bir uyum içinde olduklarını, isimleri bile belli ediyor. Tek şifre ampül ya da fener olmuş ne fark eder! Kendilerini aydınlatmayı bırakmadıkça bu ülke için hiçbirşey yapamazlar.
Öyle bir örgüt kurmuşlarki, ülkeyi demirağları(!) gibi sarıp sarmalamışlar; AKP, Kanal 7, Zaman, Deniz Feneri...
Herşeyleriyle hizmetinizdeler.Sadece genelev hizmetleri yok. Ordanda iyi para geleceğini bilseler o sektörede girerler.
Edit; Devamına 'dernek' lafını eklemek istemediğim sömürgeci bir kurum.
ışık saçan her şeyi içinde bulunduran "sözde" bir yardım kurumudur. almanya'da ceza alan grup, delil yetersizliği ve "sözde" isim benzerliği iddiaları sebebiyle henüz türkiye'de soruşturulmamıştır bile.
"bu zamanı iyi kullanan grup sizce delil varsa da ortadan kaldıramaz mı?" diye sordurtur.
insanların güvenebilecekleri pek fazla kurum yoktur. güvendiği kurumlarda birisi ise deniz feneriydi. -di li geçmiş zaman kullanıyorum çünkü gerçekten bundan birkaç ay önce birçok insan güveniyordu bu kuruma. ancak aradan çıkan bir çürük elma, sepetteki bütün elmaları çürükmüş gibi gösteriyor artık. ben dinci, fethullahçı-nurcu yada yobaz değilim ancak birkaç ayrıntıyı görünce aklıma sadece bunu yazıya dökmek geçti içimden.
1_sadece doğan yayın grubu üstüne gidiyor olayın. tamam diğer gruplar belki hükümete yakın yada hükümetten korkuyorlar, ancak doğan grubunun bu olaya bu kadar fazla yüklenmesi ve sürekli bir karalama kampanyası yazıp çizmesi pek gerçekçi görünmüyor gözüme.
2_doğan grubunun özellikle ramazan ayında asparagas haberleri ile dolduruyor gazete, dergi ve özellikle internet site yayınlarını. doğan grubuna inanmayan kişilerin bile aklına bazen 'gerçek olabilir mi?' sorusu takılıyor. zaten doğan grubunun yapmak istediği şeyde tam olarak bu!
3_kendi kanalına çıkıp sanki kendisi garibanmış ve tayyip erdoğan kendisinden çok daha zengin ve güçlüymüş gibi basit bir edebiyat yapıyor. sesi zor çıkıyor, ne yapacağını bilmez halde ancak ne dediğini çok iyi biliyor. durumu tam olarak bilmeyen birileri de, 'bu adam haklı' şeklinde düşünecektir elbet.
bazı basit maddelerde belki ilerde gözümüze çarpar. dediğim şey; deniz feneri derneğinin içinden çıkan birkaç şerefsiz üzerinden halkın inandığı son kaleler yıkılıyor. önce siyasetçilere güven yıkıldı, sonra bankalara şimdide yardım kurumlarına ve son basamak olarak halkın kendisine ve savunucusu(tsk)na güveni yıkılıp son darbe vurulacak.