çürümüş olanın yanında olmaktır. şimdi bu basit cümlenin anlamını defalarca kez ekrana bakmasına rağmen anlamayacaklar olacaktır. halkın paralarının bu ilk iç edilişi değildir ama son da olmayacaktır. sen buna tepki göstermez ve iktidar yalakalığı yaparsan bil ki bu onursuzlukta seninde payın var demektir. "olur canım öyle şeyler 8-10 milyon dolar yemekle bir şey olmaz" demek turgut özal'ın "anayasa bir kaç kez delinse n'olur?" sözünün kokuşmuşluğunu hatırlatmaktadır. yolsuzluklarla iç içe geçmiş bir hükümetin geçmiş şu ya da bu hükümetten farkı yok. fakat artık görülüyor ki türkiye toplumunun çok az kısmı bu onursuzluğa karşı çıkıp, hakkını savunabilmektedir. tıpkı kaçak kuran kurslarında ölen küçük kızın babasının dediği sözler gibi. türkiye ciddi bir dönemden geçiyor. toplumu çürüten 12 eylül faşizminin çocukları bugün iktidarda, toplumun ruhuna ise fatiha okunuyor.
Efendime söyleyeyim bu derneğin Almanyadaki dernekle bağlantısı yokmuş. Hacı hoca kısmının Almanyayla diyaloğunu bilmekteyiz. Almanyadaki hacı hoca kesimini de bilmekteyiz. Orda bu derneğe yardım edenler muhakkak türkiyedeki derneğe yardım ettiklerini düşünüyorlardır. Bu çağ da bu kadar parayı "deniz feneri" adı altında toplayacaklar ve buradaki deniz feneri bilmeyecek. imkanı yok böyle birşeyin. Ha ulaşamadığım bilgi bu deniz fenerinin daha önceden almanyadaki için almanyadaki vatandaşları uyarıcı, veya makamlara şikayet edici birşeyler yapıp yapmamasıdır. Onun dışında organik bir bağın bulunmaması tezgahı kurmuşlar gibi bi izlenim vermektedir.
" eceklerle, acaklarla " düzenlenmiş, yüzde 90'ının fasarya olduğunu *** ilkokul çocuğunun bile anladığı ama at gözlüklülerin bir türlü anlamadığı ve çoğunun özel, kişisel ve kanunsuz biçimde dinlenen telefon konuşmalarına dayandığı ergenekon iddianamesi ve davası hakkında - gözü kapalı olarak - sonuna kadar gidilsin diyen lümpen liberallerin, her tarafından somut delillerin fışkırdığı ve ucu bugünkü hükümete kadar dayanan deniz feneri derneği davası ile ilgili kendilerinden bekleneni yapmalarıdır.
cemaatleri, siyasi gorusleri, amaclari benzer olanlarin birbirlerinin bokunu gizleme calismasidir. bunu yapmak icin de o boku kaldirip baska yerlere atmak yontemini seciyorlar.
"ama deniz feneri derneği o kadar fakirin karnını doyurdu bir kaç kişinin yaptığını tüm derneğe mal etmeyin" işte can alıcı cümle.Çünkü deniz feneri derneğinin acil durumlarda canımını kırınız yazan acil durum kutusunun içinden çıkan kağıtta yazan cümledir bu. Deniz feneri derneği bir paravan dernektir. Milletin parasını ortada bir yardım yokken toplayamazlardı ya. Tabiki yardım edecekler. Ha evet yardımların ulaştırılması safhasında bunları bilmeyip gönüllü çalışan bir çok insan olabilir ama suçlananlar onlar değilki zaten yada para veren insanlar yada bu yardımları alan insanlar. suçlananlar bu derneği bu amaç için kuran tüm paraları ve hesapları yöneten kişiler, yöneticiler ve bunlara ortam hazırlayan hükümet partisinin üst düzey insanlarıdır.
Bir zamanlar yeşil sermayenin üst düzey zeki yöneticileri gurbetçilerimizden paralarını toplarken bir yerde patlayacaklarını biliyorlardı ve devamında başka bir yol bulmaları gerekiyordu. Bir yardım derneği kurup bu dernek üzerinden para toplamak en mantıklı yoldu. Çünkü kimse yardım derneğini suçlayamazdı. Hem insanların hayır dualarını alacaklardı hem paraları cukka edeceklerdi. Bu plan doğrultusunda Kanal 7 de prime time saatlerinde deniz feneri adı altında bir programla derneğin propagandasını yapmaya başladılar ve belki kendilerinin bile beklemediği düzeyde insanları etkilediler. Gerçi bu insanlar türk insanının duygularını nasıl kabartıp etkileyebileceklerini çok iyi biliyorladı. Daha uzatmaya gerek zaten gerisini biliyorsunuz.
beklediğiniz lider geldi' nin dediği gibi konu çetrefil gibi gözüksede aslında öyle degildir. Ortada bir kumpas vardır ve kumpasa gelen yardım sever hayır sever türk milletidir.
Evet tüm söylediklerim varsayımdır ancak unutulmamalıdır ki daha önce gördüğümüz filmlerin benzer bir senaryosudur ve mahkeme sonunda varsayım olmaktan çıkma ihtimali yüksektir.
Tüm bunlar göz önüne alındığında deniz feneri dernegini savunmak , aşağılıktır, acizliktir, saflıktır, gözlerin kör olmasıdır, fanatikliktir, yalakalıktır yada götü kurtarmaya çalışmaktır.
en iyi savunma saldırıdır mantığıyla hareket edenlerin yaptığı eylemdir.
bir kişi görmedim ki hayır efendim o paraların hepsi fakir fukaraya dağıtıldı gibi bir savunma yapsın. belki 2 ay önce yaparlardı ama alman savcılarının mükemmel çalışması sayesinde böyle bir savunmanın aciz kalacağının farkındalar.
o zaman nasıl savunulabilir bu şerefsizliği yapmış olan müslümanlar? tabi ki ağız dolusu salya ile saldırarak. toplumu kutuplaştırıp sizin de ergenekonunuz var diyerek. hayır efendim ergenekon benim değil. veli küçük de cezalandırılsın zahid akman da.
perinçek'in partisine de haksız para akmış. araştırılsın cezalandırılsın. ama bunları öne süren de yimpaş'ın sahibiyle yanyana namaz kılan liderlerine iki laf söylesin. tabandan şöyle bi tepki gelsin.
yok kardeşim onlara göre iman ayağına götürene ilişilmesin, araştırılmasın. yapana da şantaj yapılsın.
gerçek müslüman yetim hakkı yiyenin sonu yüce divan olsun diye dua edendir.
bunu bir savaş zannedenler ve peygamberin savaşta hile yapılabileceğini söylediği için hile yapanlar var. bu bir savaş değildir. bu; hak, hukuk, adalet arayışıdır.
masonların bu ülkeye yaptığı en son 'oyunu' savunmamaktır deniz feneri derneği'ni savunmak.... en ağır ibnelikleri, pardon 'oyunları' ise hilafetin ve osmanlı ruhunun ilgâsını sağlayan o türk-islam duruşu ve duyuşu düşmanı işbirlikçi gerçek hain zihniyeti bu ülkenin 100 yıldır hakimi kılmaları, bu aziz milleti parya etmeleridir... http://www.haber7.com/hab...Yahudi-parmagi-var-mi.php
iftiracılar karşısında yapılan normal bir savunmadır şöyle ki burada laga luga yapan arkadaşların Türkiye deniz feneri derneği'nin Almanyadaki dosya kapsamında olmadığını bildikleri halde karalamaya devam etmeleri manidardır. Bu kurum (Türkiye DF derneği) zamanında türkiyenin gururu olmuş dünya çapında organizasyonlarda bulunmuştur ve hakkında herhangi bir suçlama yoktur. ee burdakiler ne diyo zaman ? baykalın yaptığı taktik tabiiki "türkiye deniz feneri derneğine iftira atıp" 1 milyonluk manevi tazminat karşısında mahkemede "ben almanyadaki derneği kastetmiştim demesi işi kısaca özetliyor zaten.