bugün

genel başkanlığı bırakmayacağı yönünde sinyaller veren adam.
an itibariyle rodos'a yüzmeyeceğini açıklayan siyasi parti lideri.
istifa etmeyeceğini açıklamıştır.
abdurrahman boztaş ağzıyla konuşarak biz fırıldak değiliz diyen ve bu sebeple istifa etmeyeceğini açıklayan parti lideri.
koltuğa bağlı kaldı yahu. anlamadığım bu adamın gerçekten fanatikleri var. hale laf söyletmiyorlar maalesef..
rodos ' a yuzdugu sirada kalp krizi gecirirse chp baskanligindan ancak o zaman gidebilecegini dusundugum insan .
an itibariyle chp nin başında dördüncü kez girdiği seçimde de başarısız olan siyasetci. mesut yılmaz ı , tansu çiller i bile başbakan yapan ulusum onu başbakan yapmamakta ısrar ediyor. chp nin yaşamasını siyasi hayatda lider olmasını istemişti Atatürk. bu kadar güçlü bir mirasa rağmen, diğer partlerden adeta 1-0 önde başlamasına rağmen, halkı azarlayan, başta oğlu olmak üzere çevresini ihya eden, içimizden çıkan askeri amaçlarının önündeki en büyük engel gören, sırf bu yüzden demokrasiyi savunan ,avrupa birliğini savunan bir parti karşısında yine de başarısız oldu. tek başına gelen AKP nin en çok benim gibi ticaret yapan insanlara yarayacak olmasına rağmen chp ye oy verdim. ticaret yaptığım halde menfaatlerime aykırı olmasına rağmen chp ye oy verdim, ben batayım ama yeterki ülkemin başında bir takkiyeci olmasın diye oy verdim. ulusum ne düşünerek verdi, memleketim giresunda herkes fındık fındık diye inlerken , nasıl yüzde elli akp oy aldı, anlamış değilim. anladığım bir şey var bu böyle olmayacak, seyretmekle olmayacak, bunlara bırakmamak gerek ülkeyi. ben sahaya iniyorum, başarılı olurum başarısız olurum, komik olurum umurumda değil. elimden ne gelirse yapacağım, milletimin bu Tayyip Erdoğan gibilerin peşinden sürüklenmesine izin vermeyeceğim.
Seçimler öncesi chpye zarar vermemek için bildiğim birçok konuyu içime gömerek sustum, bundan sonra da bu parti ve liderine ilişkin hiçbir şey yazmayacağım. Çünkü bir faydası olacağına inanmıyorum.

Ama bu konudaki son yazımda size bir tanıklığımı aktarmak zorundayım. Bunu bir borç olarak görüyorum.

iKi AY DAYANAMAZ DEMiŞTiNiZ

Deniz Bey lütfen hatırlayın: 19 Aralık 2002 tarihinde karlı bir Ankara gününün akşamında Mehmet Sevigenin evindeydik.

Ben Cumhurbaşkanı ile görüşmeden geliyordum. Abdullah Gül başbakandı, Tayyip Erdoğanın ise Meclis e girme umudu kalmamıştı.

Cumhurbaşkanı Sezer bir gün önce, Tayyip Erdoğanın milletvekili olmadan başbakan olma önerisini reddetmişti. Türkiyenin kaderi o akşam o evde değişti, çünkü siz “Tayyip Erdoğan başbakan olacak diye tutturdunuz.

Sizi Çok tehlikeli bir oyun bu diye uyaran parti dışından önemli şahsiyetlere kızdınız, Hayır! dediniz iki ay dayanamaz. Göreceksiniz iki ay dayanamaz.

Sizin bu iddianıza karşılık ben ne dedim: Erdoğan herhangi bir kişi değil, bütün tarikatların birleşerek Erbakan ın yerine seçtiği siyasetçi; arkasında Amerika, Avrupa desteği de var. Program Türkiyeyi ılımlı islam cumhuriyeti yapma programı. Sizin dediğiniz gibi iki ayda gitmeyecek; tam tersine, bu odada bulunan herkesin siyasi hayatını bitirecek

iki ay dayanamaz iddianızı, Görüşleri gereği IMF ile anlaşma yapmaz, ekonomiyi zora sokar ve dayanamazlar tezine oturttunuz.

Ama bunların hepsi bahaneydi çünkü siz iki partili rejimin işinize yaradığını anlamış ve seçim sonuçlarına sevinmiştiniz. Çünkü size ana muhalefet partisi lideri olmak ve soldaki rakiplerinizi yok etmek yetiyordu. Bu iş birliğini daha sonra da sürdürdünüz.

O zaman ben sizin Tayyip Erdoğanla seçim öncesinde Beylerbeyinde gizlice buluştuğunuzu ve bir anlaşma yaptığınızı bilmiyordum.

Bu gecenin tanıkları var: Önder Sav, Eşref Erdem, Mehmet Sevigen, Bülent Tanla, Yaşar Nuri Öztürk.

Belki bazıları sizden korkar ve tanıklık etmez ama bir kısmı da bu sözlerin doğru olduğunu açıklar. Yani tanıklar var. Ötekiler de söylemese bile içten içe bunun doğru olduğunu bilir. Siz de bilirsiniz.

Tartışmanın sonunda dediniz ki: Bu gece birbirimizin fotoğrafını çektik. iki ay sonra çıkarıp bakalım. Ama rotuş yapmadan. Hangimiz haklı çıkmışız

ERDOĞANLA BEYLERBEYiNDE GiZLi BULUŞMA
Şimdi, 2007 seçimlerinin ardından o fotoğrafı cebinizden çıkarıp bakın Deniz Bey.

Ve düşünün; Meclis grubunda Erdoğanı başbakan yapıyor diyorlar. Evet yapıyorum. Var mı itirazı olan!” diye bas bas bağırmanıza değdi mi?

Erdoğanla Beylerbeyinde gizlice buluşmaya ve size oy veren milyonları hiçe sayarak gizli anlaşmalar yapmanıza değdi mi? (Deniz Bey, biliyorsunuz ki bu gizli buluşmanın da tanığı var.)

Başbakan olmak, elbette Erdoğanın demokratik hakkıdır. Ama bunun için olağanüstü çaba harcamak CHPnin birinci görevi değildir. Üstelik dokunulmazlık kaldırılmadan.

Bir milletvekilinin mazbatasını iptal ettirip, Anayasayı değiştirip, grubu baskı altına alıp, Siirt seçimlerini es geçip Erdoğanı meclise sokmak ve dokunulmazlık zırhına kavuşturmak için verdiğiniz canhıraş çabanın yüzde birini partiniz için verseydiniz sonuç bambaşka olurdu. Size o gün söylediğim gibi, Türkiyenin kaderini değiştirdiniz.

Deniz Bey; sözlerimde en ufak bir çarpıtma varsa çıkıp söyleyin. Öyle değildi. Böyle konuşmadık deyin.

Genel Sekreterinizin ve en yakınlarınızın tanık olduğu bu konuşmayı inkâr edin. Ya da başınızı önünüze eğin ve tarihin hakkınızda vereceği yargıyı düşünün.

Deniz Bey; çok ağır şeyler yazdığımın farkındayım. O akşamki tartışmaya kadar bir dostluğumuz vardı, bunları yazmak istemezdim.

Ama hem duruma doğru teşhis koyamamanız, hem de aşırı derecede inatçı olma huyunuz yüzünden hepimizi tehlikeye attınız.

YAKIN DOSTUNUZ MELiH GÖKÇEK
Tayyip Erdoğanın yüzde 34 oyla meclisin üçte ikisini ele geçirmesinin manivelası oldunuz.

Daha önce Refah Partisinin belediyeleri ele geçirmesi de sizin oyları bölmeniz sayesinde gerçekleşmişti..

Tayyip Erdoğanların ve yine çok yakın dostunuz olan Melih Gökçeklerin en büyük şansı sizdiniz. CHPnin ise en büyük şanssızlığı oldunuz.

Bu ülkenin sola şiddetle ihtiyaç duyduğu bir dönemde, bütün uyarılarımıza rağmen partiyi sağa çekmekte, Kürtlerden, Alevilerden, solculardan ayırmakta ısrarlı oldunuz.

Erdal inönü, Hikmet Çetin, Murat Karayalçın, Fikri Sağlar, Ercan Karakaş, Mehmet Moğultay, Seyfi Oktay, Celal Doğan ve daha birçok sosyal demokratla el ele tutuşup halkın karşısına çıkmanız gerekirken; eski MHPlileri, eski ANAPlıları, idamla yargılanmış sağcı militanları parti vitrinine çıkarmakta ısrar ettiniz.

Size defalarca Bir şeyin aslı varken kopyasına kimse bakmaz! dememize rağmen, sol politikaları değil, MHP çizgisini tercih ettiniz.

Sağcıları ve sekreterinizi Meclise sokarken, ismet Paşanın Avrupa Konseyinde komisyon başkanı olma başarısını gösteren torunu Gülsün Bilgehanı Meclis dışında bıraktınız.

inanın ki bunları yazarken samimi olarak üzülüyorum. Keşke haklı çıkmasaydım, keşke sizin tahminleriniz doğrulansaydı diyorum ama durum ortada.

Yazık oldu Deniz Bey, hem size, hem partinize, hem de size inanan temiz yürekli sosyal demokratlara.

Artık bundan sonra istifa etseniz de bir etmeseniz de. Bad-el harab-ül Basra!

http://www.ntvmsnbc.com/news/415149.asp
yemek masalarında memleketin geleceğini heba eden, kumarına benim geleceğimi bile katan adam.

defedilesi.

(bkz: #2000928)
ak partili olduğundan şüphelendiğim zat. zira tayyip erdoğan'dan daha fazla akp'ye oy taşımıştır. böyle giderse 138 yaşında iktidara geleceğini hesapladım. tabi o vakte kadar sahip çıkılacak bir şeyler kalırsa.
sol'daki rakiplerini yok etmek uğruna, recep tayyip erdoğan'ı başbakan yaparak türkiye'nin kaderini değiştiren kişidir.

chp nin en büyük şanssızlığıdır.
siyasette yaptığı çıkışlarla namı bay-kaldır.
ntvmsnbc.com un şuan ki ekranında "tehlike sürüyor, bize ihtiyaç var" sözüyle görünüyor ve bizi yarmaya devam ediyor.mübarek voltranın götü gibi.
(bkz: mission has not completed yet)
en azından ülkenin %47 'si tarafından eleştirilmemesi gereken siyasetçi. çünkü deniz baykal sayesinde %47 oluştu. bu yüzden özellikle akp taraftarları tarafından CHP'nin başında kalması şiddetle savunulması gerekir.

bakıyorum herkes tarafından eleştiriliyor. bu işte bir gariplik var.
istifa etmemesi sebebiyle bir dahaki seçimde bu aldığı oyu bile göremeyecek olan kişi..

erdoğan'a milletvekilliği yolunu açmış; chp'yi tasfiye etmiş kişi..

bundan sonraki seçimlerde üçün birini bulursa "amin" demesini temenni ediyorum..
gülümseyince jigsawa benziyor, öfkelenince hiç çekilmiyor. istifa da etmiyor, bi de gelişme var diyor, delirdi iyice.
Sana verilen oylar haram olsun denilen kişi Gerçi ona değildi oylar geçmişte kalmışta olsa partinin sol kimliğineydi.*Ve bana yazıklar olsun kuzu postu altında görünüpte aslında kurt olan sana oy verdiğim için. Sırf kendi çıkarların için o partiyi sattın ya Rodos a mı gidersin başka yere mi gidersin git ve o gittiğin yerden bir daha geri dönme inan hepimiz için en hayırlısı bu.
oturduğu yere kazık çakan siyasetçi. chp'nin şu anki durumunun en büyük sorumlusu.
Bir an önce onurlu bir insan gibi istifa edip torunları ile vakit geçirmesi gereken ve yerini Mustafa Sarıgül yada Murat Karayalçın a bırakması gereken chp genel başkanıdır.
70 yaşındaymış. (bkz: oha)
Sosyal Demokratım diyen parti milletvekillerinin
partiden istifa ederek kendisini kendi gibi düşünenlerle
başbaşa bırakması gereken şahıs.

Seçimlerde ona rağmen partiye oy verenlerin bir nebze içlerine
su serpilebilir böylece ekmeğine yağ sürdükleri düşünülünce.

Cumhuriyet Halk Partisinin başındaki insan ama halktan haktan ve sosyal adaletten bir o kadar uzak.

icazetlerini sağ görüşlülerden alması da cabası.
istifa etmesi için önümüzdeki ilk yerel seçimlerde oyların tümünün diğer partilere gitmesi ile yalnız kalacak, belki sonra istifa edecektir.*
denemekten başka çaremiz yok çünkü kendiliğinden gitmiyor.
bir dahaki seçimde de chp nin başında bulunması halinde akp yi 550 milletvekilinin tümüne sahip olduracağından korktuğum koltuk düşkünü zat.
her zaman muhalefet yapmaya mahkum partinin biricik baskanidir kendisi.
kendisini deli petro zanneden "lider".*