demokrasinin bir sürü çeşidi var. Mesela ilk yunan demokrasisinde sadece asiller (köleler değil) oy verebiliyordu.
Ancak insanlık 20. yüzyılda demokrasinin kötü yanlarını da gördüler. Peki biz demokrasiye bok atıyoruz ama yerine daha iyi bir sistemi getirmemiz gerek.
Var mı daha iyi bir sistem?
Bir ailenin babadan oğula devletin ülkenin bütün olanaklarını dibine kadar yemesini seçiyorsanız onun latinca ismini yazayım canis canis liktir.
Ben anlamıyorum monarşi sevdalılarını bir insan nasıl birinin malı olmak ister.
Neyse konuyu dağıtmayalım sen ne istiyorsun diye sorarsanız.
Ben bilgelerin diktatörlğünü isterim.
Dikkat edin ezik üniversite mezunu olmayan kaçak sucuk kesmiş genel kültürü ortaokul çocuğundan beter bir adamın diktatörlüğünden bahsetmiyorum.
Salak halkın kendisine neyin daha iyi geleceğini kendinen daha iyi bilen bir bilgeden bahsediyorum.
çok da maharetli bir şey değildir. en büyük sorunu; çoğunluğun seçtiği yöneticiler, azınlık kalan kesimi ezmeye, sindirmeye çalışırsa, demokrasi tıkanmış demektir. bu yüzden oy kullanma ehliyeti gereklidir. bilinçsiz seçmenlerin faturasını niye birey olarak ödüyoruz ? ne bu toptancı zihniyet ?
seçilen bellidir, seçeni seçtirirler kalanı izletirler, zira seçmenin baskı ve cehalet ile oy verdiği demokrasilerde -yani dünyanın büyük çoğunluğu- seçilenler seçimle gitmez.
seçimle gidenler de zaten genelde seçilmez, seçtirilirler belirli görevler için.
Demokrasi hristiyanlık gibi Yahudilik gibi islam gibi bir din çeşididir. Dinler zaten hayat nizamı idare ve ceza hukukları içeren ve orda indirilenden başkasıyla hükmedilmemesi emredilmiş olan yasa kitaplarıdır. Yani bu maddeler kaldırılamaz. Ama demokraside indirilen birşey olmadığı gibi insanlar Allah’ın indirdiği yasayı beğenmeyerek ve ona karşı büyüklenerek insanı ondan daha iyi tanıdıklarını iddia eder ve kendileri kanun yapar.
Yani bir nevi Kuran’da anlatılan firavun meselesi. Firavun ben sizin en yüce rabbinizim demişti. O sizi ben yarattım demiyordu ki!¡ öyle dese yaşlı bi adam çıkar ben senin ebeni gördüm der???
sizin üzerinize hükmedici benim ben ne dersem onu yapacaksınız despotunuz ve ilahınız dolayısıyla benim diyordu.
Bu gün kanun yapanlar da aynen o örnekte Musa ile savaşan firavunla aynıdır.
ABD'liler Meksikalı kaçak göçmenlerin çocuklarını ailelerinden ayrı bir yerde toplamaya başlamışlar. Göçmenler protesto ediyor olayı; protesto edenler sadece onlar değil Demokrat Partili çeşitli senato üyeleri de olayı protesto etmekte.
Trump bir toplantıya katılmak için bir binadan içeri girerken bir Senato üyesi önüne atlıyor ve "Sayın Başkan bu sizin yaptığınız insanlığa sığmaz, bu yaptığınız zulüm ve insanlık dışıdır, ABD halkından, ailenizden de mi utanmıyorsunuz yazık size" diye bağırıyor.
Trump sadece "bu konuyu yasalarla halledeceğiz, söz" diye gülümsüyor. Senato üyesine ne korumalar saldırıyor, ne yandaş medya adamı itin götüne sokuyor, ne de aktroller ortalığı birbirine katıp eline palalar alıp ortalığa fırlıyor, polisler daha çok başkanın güvenliğiyle ilgili, senatöre dönüp bakmıyorlar bile.
Din ve ideolojilerini baz alarak oy kullanan seçmenlerin bulunduğu coğrafyalarda felaket ile sonuçlanır,
Zira bölgenin baskın zihniyetini en iyi sömüren politikacı oyları kapar,
Bölge dinci ve muhafazakar ise, dinci parti seçilecektir, iyi politikacılar din ve ideolojileri dile getirip sömürmeye ihtiyaç duymaz, bunu yapmayanlar ise seçilmiyor, dolayısıyla kötü ve başarısız politikacılar yönetime geçer,
Tek çözümü politikada din ve ideolojiler yasaklamak, laiklik bunun için var, uygulansa işe yarayacak.
"platon" demokrasi kavramını sert eleştirirken ''demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır der. eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. halk övülmeyi sever. onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir. demokrasi, bir eğitim işidir. eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. devam edilirse demagoglar türer. demagoglardan da diktatörler çıkar.'' tezini savunmuştur.
Kabul edelim; demokrasi seçmenini yetiştiren, halkını düzgün eğiten ve kültür altyapısına önem veren ülkeler dışında çok sıkıntılı...
Özellikle bizim gibi ülkelerde eğitimliymiş gibi olanı ayrı sıkıntı, eğitimsizi ayrı!...
Günümüzde bir sürü okullar okuyup, birkaç yabancı dil bilip, bir çiftliğe yerleşenler ne çok değil mi?
Ve hiçbirine koyun güdüyor, yumurta topluyor diye cahil gözüyle de bakmıyoruz.
Demek ki eğitimle yapılan işi ayıran bir sistemle herkese okuma şansı verilmeliydi...
Bu bağlamda oy vereceklere oy verme yetisi kazandıran bir sistemle ancak gerçekten sağlam bir demokrasi olabilirdi; tam da Sokrates'in dediği gibi...
Ama şu haliyle Platon'un sözünü doğruluyoruz;
iyi hükümetlerin en kötüsü, kötü hükümetlerin en iyisidir; Demokrasi.
Hepimiz TAM eğitilene kadar da böyle olacak!
Dipsel Not:
Demek ki neymiş;
Sorun, dağdakinin çoban olması değilmiş,
Sorun, o çobanın bile isteye cahil bırakılmasına seyirci kalmakmış...
Başımıza geldiğini düşündüğümüz ne varsa hak etmişiz, hak ediyoruz vesselam!..