demokrasi insanları sayar, halbuki onları tartmak gerekir. gereğinden fazla eğitimsiz insanlar için güzel, aklı başında insanlar için gereğinden fazla eğitimsiz insanlar arasında demokrasi berbat bir yönetim şeklidir.
türk demokrasisi dışında demokrasi görmemiş insanlara göre kölelik olan, hatta çoğnuluğun azınlığı zaptetmesi olan sistemdir. halbuki gerçekler, türkiyedeki saçmalıklar gibi değil a canlar.
Egemenliğin kayıtsız şartsız millette olduğunu kabul eden yegane devlet biçimi olarak demokrasi belli bir insan ve politika anlayışına dayanır;insanı kendi kaderini kendi tayin edecek bir varlık,politikayı da vatandaşla iktidar arasında bir ilşki sayar ve bunları bir özgürlük ortamına dönüştürmeye çalışır.
* demokrasi her insanın başına birşey gelmeyeceğini bilerek, güven içinde tüm topluma aykırı olsa dahi görüşlerini rahatça açıklayabilme ve seçme hürriyetidir. bu hürriyeti sadece kişisel "insan hakları" sınırlar. mesela birisi irtica isteyebilir. irtica deyince hepimiz korkarak bakıyorsak da anlamını doğru dürüst bilmiyoruz. "dincilerin zorla başkalarına dindar yaşama zorlaması" ise insan haklarına aykırı olduğundan demokrasi dışıdır. bununla mücadele edilecekse anayasa ve kanunlarımız yapılır ve bu tür faaliyetler hukuk yolları ile durdurulur. fakat irtica dediğimiz inancına bağlı insanların inançlarını yaymaları veya inançlı insanların güçlü mevkilere gelmesi ise bu kanunlara aykırı değildir. herkes buna tahammul göstermelidir.
istanbul'da çemberlitaş semtinin bir delisi var; arada sırada caddelerin orta yerinde belirir, boynunun damarlarını şişire şişire, sesinin var gücünü kullanarak: "yurdumuz, ulusumuz, namusumuz..." diye feci söylevler çeker... söylevinin sonuna doğru sinirden bitkin bir duruma düşen bu zavallıyı bir gün gözlerimle izledim. kalabalığın arasından hızla uzaklaşıp caddeyi gören bir binanın giriş basamaklarına oturdu; sanılırdı ki, sinirlerini orada yatıştıracak, dinlenip kendine gelecek... ama bizim söylevci, oraya geçer geçmez, deminki adam o değilmiş gibi, uslu uslu cigara içmeye başlamaz mı? işte demokrasi için biçilmiş kaftan, diye düşünmüştüm. söyleyeceğini bütün hızınla söyleyeceksin, işin bitince gülümseyerek cigarını tellendireceksin. demokrasi sahneye konursa, oyunculardan beklenen bu değil midir?
bir tarafta terör propagandası yaptığından dolayı 1,5 sene ceza alan milletvekili! (bkz: aysel tuğluk)
öbür tarafta sırf istediler diye pişmanlığı kabul etmeyen, pişmanlık yasasından affedilen eli kanlı teröristler.
en sonda da daha suçu belirlenmemiş, hüküm giymemiş ama hapise tıkılmış akademisyenler, yazarlar, siyasetçiler, profösörler ve teröristlerle yıllarca savaşmış tsk askeri.
elastik bir kavram kim nereden çekerse oraya doğru uzuyor.
yakın gelecekte isviçre'de bir referandum yapılacak. halka sorulacak soru şu; isviçre'de daha fazla minare yapılmasında müsade edilsin mi edilmesin mi?
yer isviçre olunca konu daha da ilginç hale geliyor. bu referandum atıyorum suriye'de ya da lübnan'da yapılmış olsa, -hadi canım sen de arabın demokrasisi bu kadar olur der kestirip atarsın.
isviçre; kıta avrupasının göbeği. doğrudan demokrasiye yakın bir sistem uyguluyor.
aynı isviçre yakın gelecekte halkına daha fazla minare yapılsın mı yapılmasın mı diye soracak. referanduma gitmesi, halkına sorması ne kadar hoş değil mi? hoş. peki oylamadan minare yapımı yasaklansın diye bir sonuç çıkarsa ne olacak?
azınlıkların haklarını korumanın en iyi yolu kabul edilen liberal demokrasi demokrasinin kalesinde insanlarının inançlarını yasaklayacak mı?
bir sonraki aşamada müslüman toplumun kılık kıyafetinin nasıl olması gerektiği de mi referandumla belirlenecek?
yoksa demokrasilerde bir entropi var da demokrasiyi azınlıkların üzerine tahakküm kurmaya yarayan bir sistem haline mi getiriyor.
yoksa demokrasi memokrasi hikaye mi?
mill ifade özgürlüğü hakkında konuşurken şöyle der. eğer bütün insanlık eksi bir insan aynı fikirde olsa, söz konusu çoğunluk onlar gibi düşünmeyen bir kişinin beyanını görmezden gelmekte ne kadar haklıysa toplumla aynı fikirde olmayan o bir kişi iktidarı ele geçirdiğinde toplum genelinin beyanını ve taleplerini görmezden gelmekte o kadar haklıdır.