Böyle bir başlık niye var bilmiyorum ama şöile açıklayayım bitcoin neden icat edildi? Salakların oy verip seçtiği davarların darphanede allahsız gibi para basıp asıl beyin gücünü oluşturan kesimin emeğini hiç etmesinden dolayı. Şuan bu koyunların ve onları güden davarların 50.000 doları 1 bitcoin etmiyor. Demekki Demokrasi balondur.
Bir Batılı düşünür şöyle der : "Demokrasi bir memleketi halkın ortalamasına teslim etmek demektir. Hiçbir demokrasi seçimle en iyiyi bulamaz. Onun için önce bu ortalamayı fikirce, zevkçe yetiştirmek lâzımdır."
türkiye cumhuriyeti'ne rağmen hep iki adım ileri bir adım geriden daha fazla geri giden, zamanla ütopikleşmeye başlayacak yönetilme biçimi. önümüzdeki seçimler muhtemelen halkın karar alma silsilesinden çıkarılıcağı kuvvetle muhtemeldir. kaynaklarımız neredeyse tükenmek üzre. yerli ve milli olduğu iddia edilen her şey savaş için ayrılan bütçeden oluşuyor. bir devlet eğitime savunma bütçesinden hatta diyanet işlerine ayırdığı bütçeden daha az pay ayırıyorsa; orada ezilen ve zulmedilenler hep olacaktır. herkes diyarında, muhabbetindeyken birileri boşu boşuna ölmeye devam edecektir.
ideal düzen toplumdan topluma değişir, ve bizim toplumumuzda bu suistimale çok açık bir olgudur. o sebepten dolayı bu toplumda demokrasi olmaması gerekir. neye ne için oy verdiğini bilmeyen milyonların olduğu bir sistem nasıl ideal düzen olabilir?
Fransız Devrimi'nden günümüze kadar kutsal bir değer görülmesine karşın Aristo'nun demokrasiyle ilgili görüşü çok farklıdır. Aristo'nun yönetim biçimleri hususundaki görüşleri ise şunlardır;
- tek adamlık sistemi monarşidir, bozulduğunda ise alacağı hâl tiranlık rejimidir.
- yöneten sayısı birkaç kişiyse aristokrasi, zenginler topluma hâkim olup bozulduğunda ise alacağı hâl oligarşi yönetimidir.
- yöneten birçok kişiyse bu (bkz: politea), bozulduğunda ise alacağı hâl demokrasidir.
Neden kotu oldugunu anlatayim. Savunanlarin buyuk cogunlugu demokrasiyi neden savunuyor bilmedigi icin bana gore demokrasi kotudur. Yani sorun demokraside degil kutsallasmasinda.
Türkiye’nin uzaklaştıkça daha çok fakirleştiği, fakirleştikçe daha gayrimedenileştiği yönetim biçimi.
Avrupa birliği’ne kızar dururuz da ab hedefi rafa kaldırıldığından beri demokrasinin d’si kalmadı.
Devletle illiyeti olan, üst mevkilerden tanıdığı olan sokaktaki insandan ayrıldı. Kast sisteminin başka türlüsüne döndük.
Adamların aslında bayağı hayrı varmış bize, illa birliğe almaları bile şart değilmiş. Biz uzaklaşıp burnumuzun dikine gidince iyi olur zannettik ama sonunda ne avrupa kaldı, ne para.
Çünkü ekonominin sahiden iyi olduğu 10 sene herkesi şımarttı. O kadar modern dünya gerçeğinden uzaklaştık ki 200 yıl öncesini toz pembe hayal haline getirmeyi başardık.
Daha gerideki bir zamanın şartlarıyla bugünde yaşamayı başka bir ülkede önersen hiçbir karşılığı olmaz. Belki bir kısım gariban doğu avrupa ülkeleri, demir perdede falan hristiyanlıkla biraz yedirebilirsin ama o bile çok umursanmaz.
Demokrasi amaç değil araçtır lafı, şimdi yüzümüze soğuk bir rüzgar gibi çarpıyor.
Demokrasi amaçtır, amaç! Diyerek altını çizen birileri gelirse bir şeyler düzelir. Yoksa elimizdekileri de kaybedeceğiz.
“demokrasinin iki çeşidi vardır: halkı eğitmeden olmaz birincisi. bu zor ama gerçek demokrasidir. ikincisinde eğitilmeden, demagojiyle serseme çevrilen halk, bir sandığa elindeki kâğıdı atar. biz demokrasinin kolayını seçtik.”