"herkes istediği gibi kıyafetle gelsin, demokratik bir ülkede yaşıyoruz ama ya off"
gibi sığ, boş bir demokrasi anlayışı, ağır zarar verir ve çıkmaza giden bir "özgürlük" sorunu yaratır uzun solukta. bakın bunu "başkalarına zarar vermeyecek şekilde özgürlük" tanımlamasına göre demiyorum, başkalarına zarar vermeden istenilen özgürlüklerin, sakat bünyelerde yarattığı ağır bunalımlı, boş düşüncelerden bahsediyorum.
her mikrofon uzatıldığı zaman demokrasi,özgürlük,istediğim gibi ve ben karışıyor muyum? gibi başlayan cümleler kurmak, pek komik oluyor.
insanlığın tanrıyla mücadelesi sonucunda kazanılmıştır. genellikle dinlerin etkisiyle bastırılan kişinin
doğuştan geldiği haklar,yüzyıllar sonra alınmıştır.insanlığın kendisiyle gurur duyması gereken başarıları arasındadır.
yoktur.
yönetenler halkın iradesine göre seçilmez. ancak halka böyle hissettirilebilir.
seçimlerde kullanılan oyların dağılımı ile sonuçlar asla aynı olmaz. zaten demokrasi sonucu değiştirebilseydi kimse ona izin vermezdi.
özgür muhalefet özgür internet ve özgür medya demektir. ama ülkemizde gazetecileri hapse tıkmak mizah dergilerni bile dava etmek gibi özellikler var olduğundan epey uzaktır ülkemize.
sanki başka yönetim şekli yokmuş gibi herkesin taptığı idari biçim.
demokrasi karşıtı olan kişinin de sadece saltanatçı olabildiğini sanmak da cabası.
eflatun ve aristo da zamanında eleştirmiş, ben de eleştiriyorum. aristokrasi gelsin 101 pare top atışıyla ve 101 ak sakal yönetsin ülkeyi.
artık iyice boku çıkan kavram. bir adam düşünün hastanede şifa bulmaya gitmiş ve telefonu elinden alınıyor. bu hastamız bunu ülkede demokrasi olmadığını belirterek aktarıyor insanlara. görüyorsunuz insan olarak ne kadar küçüldük. hakkı gasp edilen bir adam bunu demokrasi olmayışına bağlıyor. artık siz düşünün demokrasiye olan ışık yılı uzaklığımızı.
kohlberg ahlaki gelişiminin 6. ve son evresindeki insandan beklenen ütopik davranış biçimi. istediğiniz psikolog ya da sosyoloğun teorisine bakarsanız bakın bu böyledir aslında, ütopiktir yani. insanoğlunun tabiatınında yoktur.
nietzsche der ki:
'bir insan kendi düşüncesini destekleyen insanları diğerlerin daha çok dinlemeye başlamak suretiyle bozulur'.
demokrasi denilen şeyin ortaya çıkması tam olarak bu sırada olur. kaçınılmaz olarak sakat doğar.
"Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir."
(bkz: eflatun)
ne menem bir şeysin ki seni sağlamak için hep kan dökülüyor. "Demokrasi bombaları" çoukların üstüne atılıyor ve ölen her çocuğun düştüğü yerden "petrol" fışkırıyor. Demokrasi bi siktir git şu dünyadan da savaş olmasın gayrı!!