herhangi bir yerde sesini duyduğum an kaçıyorum. arkama bakmadan kaçıyorum.
türkiye'de bu insan sanatçıdan sayılıyorsa ben de yakında peygamberliğimi ilan etmeyi düşünüyorum.
hande yener tarz değiştirdikten sonra popüler klüp müziğindeki boşluğu en iyi şekilde doldurup, türkiye'nin en medyatik şarkıcılarından biri haline gelen bir bayandır. kendisi "neyse o" dur.
farklı biri gibi olmaya çalışmadığı, kro ise, kro olduğunu saklamadığı, malını mülkünü ve hayatını göstermeyi sevip de mütevaziymiş gibi davranmadığı için sevgimi ve saygımı kazanmıştır.
hatta makyajsız halini çekmeye çalışan magazincilere kendiyle dalga geçerek "sen benim makyajsız halimi biliyon mu?" kıvamı bişeyler söyleyip kaçarken, "Allah Allah, varoş ama saklamıyor" demişliğim var.
zeki kayahan çoşkun ise "bu türkçe katiline oy vereceğinize polonyalı grup masters of south a destek olalım." diye bir kampanya başlatmış ve bu gidişle başarılı olacak gibi görünüyor.
nerde para varsa oraya koşan şarkıcı süprüntüsü. baktı mankenlikten kazanamıyor, şarkıcılık yapayım dedi. baktı bu millet bu boktan şarkıları seviyor, devam edip paranın gözüne vurdu. iyi de yaptı, güle güle harcasın.
sevgilileriyle veya kocalarıyla bir ayrılıp bir barışan sonra bunu doğanın bir döngüsü gibi devam ettiren ahlakından ve yaşantısından bahsetmek tenezzülünde bile bulunamayacağım karaktersiz şarkıcı.
her şarkısını eski nişanlısı ibrahim kutluay için seslendiren şarkıcıdır efendim. örnek vermek istersek şöyledir ki, aşırı olan evlenme isteğini ölene dek bekleyemem senin anan güzelmi demiş, evlenmeyi beklerken damat başka bir demet ile kaçmıştır daha sonra misilleme olarak unuttum boyunu, posunu bu aşkın sonu dönersen yalanla dolanla unutanma sıkılma bu eski huyndu demiş ve her ne kadar gününü gün ettiğini belli etse de açık kapı bıraktığını belli etmiştir ve sonra bakmıştır ki olmuyor hatırlatma yollarına girip hatırlatırım müsadenle fazla değil geçen sene biz ayrıldık seve seve barışmamız bir mucize demiştir ama sonuç olmuyor olmuyor en sonunda da sevgilimi koluma takarım bebekte üç beş tur atarım nidalarıyla son bir çırpınış içine girmiştir ki at ablacım at üç beş göbekte üç yüz beş yüz de zira o kadar laftan sözden sonra hakkındır.
içinde bir yerde hala ibrahim Kutluay'ın bir başka Demet seçimine duyulan öfke garez kin nefret vb duyguların tazeliğini koruduğuna inandırır; şarkılarındaki 'allah belanı versin; potanın altında kal inşallah' , 'terk ettin de ne oldu lan işte unuttum bile seni sefam olsun' temaları da benzer kaderi paylaşan zibilyonlarca kadının isyanına çığlık olur; en azından : (bkz: yaza damgasını vurmak)*
-üstümde kurduğun edepsiz baskıyo dayanamıyorum.
-en azından beraberken ayrılalım yok yakınken.
böyle bir şarkı neden yaparsın,ne anlatırsın?
(bkz: alkol var mı gençler)
edit:demet akalın hayranı olduğunu bilmiyordum eksileyen bebeğim,özür dilerim.
şarkılarında sürekli olarak mesaj verme kaygısı vardır.
üstelik hep aynı tarz bir kaygıdır bu.
''seni unuttum,bak kmleri buldum,artık cok mutluyum'' gibi..
b*ktan b*ktan laf koymalı şarkılar yapmaya çalışan ama ne zaman bir şarkısına denk gelsem gülmekten kırıldığım, "sevgilimi koluma takarım bebekte üç beş tur atarım" gibi zeka seviyesi sıfırın altında şarkılar söyleyen, evliliği oyuncak sanıp senede birkaç kez gerçekleştiren, fedakarlığı bilmeyip iki ay sonra ayrılan ve para kazanmasına acıdığım bir insandır.
seda sayan dan beterdir. zira seda yine 1 - 2 yıl evli kalıyor bu aşmış 1 ay olmadı 2 ay. hiç evlenmeyin daha iyi ne gereği varki 1 -2 ay için hem nikah memurunu hem hakim i meşgul etmeye.