ölümün yakışmadığı bir insan daha gitti efendim.zira geride bıraktığı üç yaşında bir evladı vardır eşi zaten perişandır.genç ölümler hep yüreğimi sızlatmıştır allah düşmanımın başına vermesin efendim.hayat doluydu,gülücükleri yüzünden eksik olmazdı.mekanı cennet olsun.
ölüm ne kadar yakın...
bilmemize rağmen şok etkisi yaratıyor ölüm haberleri. yakından tanımadığımız bir insana bile içimiz sızlıyor. sürekli gülerken hatırladığınız bir insana ölümü yakıştıramıyosunuz.
bir bebeği olduğunu da öldüğü an öğrenmiş oldum. üzüntüm daha da arttı.
bizim ülkemizde olmazsa olmazdır ölenlerin arkasından uzun uzadıya dedikodu yapmak. yine bir sürü gereksiz yorum. bırakalım rahat etsin bari.
Allah rahmet eylesin.................
defne joy un ölümü evet acı, evet gençti, evet üzüldüm hatta kendime gelemiyorum, fakat beni en çok üzen bir çocuğun annesiz kalması oldu,içim acıyor...
tanımam etmem kendisini, evet. çocuğunun olduğunu, evli olduğunu bile bilmiyordum. ama tuhaf değil mi? bir şekilde bilinçaltıma yerleşik her karesinde gülerken hatırlıyorum ben bu kadını. muhtemelen o karelerden birini konuşturmaya çalışsam; "ne ölümü yeaa, gel hadi hayat sıcacık!" diyecek bana.
bu haberle karşılaştığım ilk andan itibaren, zaten "yaşamaya çalışmak" konulu başlığım kafamın bir köşesinde bana pamuk ipliğyle bağlı ve sürekli tepemde dırdırcı iken, etkisini kat be kat arttırdı. sabahtan beri ağzıma sıçıyor. tam çalışırken kulağıma fısıldıyor; "neden, neden bu çırpınma hali, gidiyorum, gidiyoruz işte bak.." pılımı pırtımı toplayıp sahte bir gerekçenin izniyle atıyorum kendimi ofisten. nefes almak istiyorum. derin derin. bana ait nefesler.. parası patronum tarafından ödenmeyecek nefesler.. sevdiklerimi görmek istiyorum, seslerini duymak, sarılmak..
muhtemelen bunların hepsini yarın unutacağım. ama bugün ağzıma sıçıyor işte! istiyorum ki, tüm dünya aynı anda ölsün!
ölümünün ardından çıkan dedikoduları duyunca üzüntümün daha da arttığı olay. sebep ne olursa olsun, gencecik bir insan ölmüştür. bir insanın kaybedilmesidir gerçek olan. gerisinden bize ne. bir de elbette evladıdır yapayalnız kalan.
insana sanki bir anda olmaz gibi gelir ölüm. belli bir aşamada gerçekleşir sanki, uzun bir zaman alır. bu yüzdendir ki daha iki gün önce canlı yayında iyi eğlenceleeer diye bağırışını kabullenemeyişim. olamazmış gibi geliyor iki gün önce gördüğüm mutlu insanın ölmüş olması. bugün var yarın yok cümlesini oturtamıyorum bir türlü kafamda. bu kadar basit olmamalı gibi geliyor çünkü. ölümün her şeye rağmen bu kadar sert olduğunu bir kez daha defne joy un ölümünde anladım. bu kadar matrak, eğlenceli güler yüzlü bir insanı nasıl ölümün soğukluğu yenebilir anlayamıyorum. yakıştıramıyorum yani konduramıyorum. şimdi tabutta gözleri kapalı gülmeyen, sürekli konuşmayan defneyi hayal edemiyorum canlanmıyor gözümde. işte ölüm tüm bu düşünemediklerimizi, olamaz dediklerimiz tokat gibi vuruyor yüzlere. umarım çocuğu ve eşinde peygamber sabrı falan vardır ne biliyim; gerçekten katlanılacak gibi değil. keşke her ölüm zamanlı olsa. nur içinde uyu defne joy foster.
yarışmada aslında en çok elenmesini istediğim kişiydi , pek takip filan da etmezdim biraz şımarık gelirdi. ama gerçekten neşeli bir tipti . açıkçası bu kadar üzülebileceğimi tahmin etmezdim . ailesinin başı sağolsun .
insanın çokça benzetildiği birinin ölmesi daha garipmiş. benim bi zamanlar benzetildiğimden ötürü mutluluk duyduğum kadın öldü. oğlu 1 yaşında olan kadın öldü. gerisi yok gibi. mekanın cennet olur umarım. hoş şüphem de yok.
aslında herşeyden önce sorulması gereken bu insanların nasıl bir yaşam tarzı var. defne joy foster gece yarısı tolga karel isimli adamla taksime gece kulubune eglenmeye gidiyor. daha sonra sabaha karşı kerem halit altan isimli adamın kadıköy deki evine gidiyor. ve orada hayatını kaybediyor. kocası da sabah haberi alınca karısının gece sabahladıgı adamın evine geliyor. bu kadın evli ve bir çocuğu var.bu nasıl bir ilişki bence insanı düşündüren olay aslında bu. kimse bunu sorgulamıyor.
not : onlar kadar geniş olan arkadaşların eksilerini bekliyorum.
ölümüne üzülmekle birlikte 1-2 şeyi de merak etmiyor değilim...
1- Defne nin öldüğü ev'in sahibi kerem halit altan neden önce doktor bulmak için dışarı çıkmak yerine ambulans ı aramıyor? dışarda doktor aramak ne kadar akıllıca bir iş? saat aralığını bilmiyorum tam olarak ama öyle ki olay gece vukuu bulduysa zaten gece'nin bir yarısı ne doktoru aramaya çıkıyorsun? inandırıcı değil...
2- Altan'ın, "Eve geldikten sonra bir şeyler yedik. Defne fenalaştı. Doktor bulmak için dışarıya çıktım. Eve geldiğimde daha da fenalaştığını görünce ambulans çağırdım" dediği öğrenildi. http://www.ntvmsnbc.com/id/25177954/ ilk fenalaştığı anda neden kocasına haber vermiyor da doktor aramaya gidiyor. Ölecek duruma gelecek kadar fenalık geçiren birini evde tek başına bırakıpta dışarı çıkıp doktor aramak nasıl bir aklın ürünüdür? Ya da nasıl bir senaryodur diyelim...
3- Kerem Halit Altan neden ifade vermeye avukatlarıyla gidiyor? Avukatlarla gitmesini gerektirecek bir durum var mı ki ortada acaba?
Bana başlı başına bir senaryo olarak geldi...Behzat Ç amirim olsaydı çoktan çözmüştü
ölümüyle içime bir yumru oturtan kadın. yazarken bile inanamıyorum. hep klasik laflar evet ölüm kimseye yakışmıyor ama.. inanası gelmiyor işte insanın be. twitter da biri, hakkında "defne joy foster öldüyse biz hayli hayli ölürüz." demiş. aynen öyle. ha şimdi arkasından atıp tutuluyor yok alkol almış, evli kadın başkasının evine gider miymiş ? bunların hiçbiri kimseyi ilgilendirmez. bu saçmalıkları dile getirip de ahlaklı geçinen fitne- fesatçılar, bari küçücük çocuğunu düşünün. ileride bir de sizin saçma laflarınızla kafasının karışmasına izin vermeyin. anladık derdiniz saçmalamak, iki kelimeyi bir araya getirip cümle kuramamak, sıçıp kalmak ama haksızlık etmeyin, o yüce(!) ahlakınızı zedelemeyin.
allah rahmet eylesin, minicik oğlu ileride hep mutlu olsun.
ölümüne çok üzüldüm..ölümlere üzülürüm zaten ama bu ölüm nasıl da gözlerimden yaşların, yerçekimi kuvvetine karşı koyamamasına yol açtı..nedenini bilmiyorum severdim ama öyle bayılmazdım da..tatlı kız işte derdim geçerdim..şimdi ise bu internetteki saçma sapan yazılanları, henüz 1.5 yaşındaki bi bebeğin büyüyünce okuyacak olması canımı yakıyor.. yok kokanyusmuş yok bilmemneymiş.. ulan otopsi raporunun bu kadar çabuk çıkmasının mümkünatı olabilir mi bi mantıklı olun ya..biraz saygı gösterin ya adam tanrının karşısına kafası güzel çıkan defne diye başlık açabiliyo..yazılar yazıp saçmalayabiliyo..ayıp değil mi lan yaptığınız..günah değil mi o minicik çocuğa..ölmüş gitmiş genç bir kadının ardından böyle belden aşağı vurulur mu?..üzüntülüyüm kızgınım sözlük..son sözüm de sana ufak yavrucak..''Can Kılıç Solmaz'' Senin annen artık bir melek..