20 aylık bebeği ve eşi var.... ve başka birinin evinde cinsel birliktelik yaşamadan sadece duygusal yakınlık ile sınırlı kalan bir gece. ve içki.. peki gurur onur şeref nerede kaldı.. insan merak ediyor kim bilir daha önce bu gecenin aynısın hiç yaşadı mı?
ölüm sebebi veya ilişkili durumlar açısından kıllanmaktayım.. kerem altan ilk olarak 112 yi aramayıp çevrede doktor araması acaba gizlenmesi gereken bişeyler vardı da o yüzden mi çevrede doktor aradı sorusu aklıma gelmekte..
ölüm bilinçliydi
gözlerine bakarak onu yenemezdi
ki o ölümün arabıydı
mücadele etseydi
yenerdi şüphesiz
o yüzden
sırf o yüzden
savunmasız yakalandı
mücade edebileceği bir ring sunamadı ona ölüm
bi kanser olarak gelemedi mesela
o kadar korktu
ama yine de
ölüm
ölümdü
geldi ve aldı
gözleri kapalı
burnunda kan
hiperaktif mutluluk şekerlemesi
yakıştı ama ona bu duruş
ölümü korkutmak
istemese de
elini çabuk tutturmak
kaç kişiye nasip olur?
not: trollüğün dahi insanlığın asgari müşterekleri doğrultusunda bir edebi vardır; troll müsveddelerini bu doğrultuya davet ediyorum.
talihsiz bir şekilde aramızdan ayrılan genç insan.
allah rahmet eylesin, geride kalanlarına da sabırlar versin.
ülkede başka mesele yokmuş gibi kaç gündür ölüm şekli nedeni ile eleştirilmektedir.
//ben büyürken annem bana şunu öğütledi(!)
ailesi olan insan hiçbir zaman,
yaparken bile görse orospuya orospu demez (!)
pezevenge de pezeveng (!)
yani kıssadan hisse bugün ölmüş minnacık bebesi yetim kalmış bir kadının arkasından, karma yükseltmek ve popüler olmak adına namus bekçiliği yapanlar...unutulmamalı kimsenin yarın ne olacağı nelerle karşılaşacağı belli olmaz.
yooooooo ben hayatta yapmam diyenleri duyuyorum...
sen yapmazsın ama bir ailen olduğu sürece kimin ne yapacağını bilemezsin (!)
belki kızın yapmaz da; oğlun vardır gelinin sana eleştirdiğin ve kınadığının aynısını yapıverir...
şunu unutmayalım her şey insanlar için...
yeter artık, çok sıkıldım bu başlığı sol frame de görmekten,başka konuşulacak konumu kalmadı acaba,mısır da ki ayaklanma ya da ankara da ki patlama gibi.
vefatıyla kimin ne kadar çirkinleşebileceğini gördü insanlar. ölü bi kadının arkasından "yatak odasına gittik orada da duygusal bağlamda yakınlaştık" diye konuşmak kadar büyük bir yavşaklık var mıdır çok merak ediyorum. kimisi demiş " ya sizin karınız olsaydı?".
cenazesinin ardından; "merak etme oğlumuz aslanlar gibi büyüyecek, gözün arkada kalmasın" diyen, gözyaşı döken adam! onun kocası... ya sizin karınız olsaydı gibi aptal varsayımlar ortaya atan ciğersizler, karısının ölümüyle yerle bir olmuş adamın üzüntüsüne, gözyaşına haksızlık ettiğinin farkında değiller mi?
ulan o, ölüsünün arkasından konuşulan türlü dedikodular edilen kadın, ya sizin kızın olsaydı?
100 yaşına kadar yaşasa hakkında bu kadar konuşulurmuydu diye merak ediyorum ?
e yeter be arkadaş tamam kadın rahmetli oldu öldü bitti işte mekanı cennet olsun.
yok yatak odasıymış yok bilmemkimin eviymiş?
sanane?
kendisi hakkında yapılan onca dedikodudan sonra şunları söyleyebilirim: hala kaybolmamış güzel bir geleneğimiz vardır; ölünün arkasından konuşulmaz. defne joy foster eğer bir hesap verecek ise onu da allaha verecek ki bu da herkesin inanç anlayışına göre değişen bir konudur. bu noktada bize ya allahtan rahmet dilemek ya da bu içimizden gelmiyorsa susmak düşer. ben de kendisine allahtan rahmet diliyorum.
genç yaşta hayata veda etti, allah günahlarını affetsin.
benim yalnızca değinmek istediğim bir konu var. defne joy'u ahlaksızlıkla suçlayanlar kerem altan'ın ifadesinde - aramızda duygusal yakınlaşmalar oldu lakin cinsel ilişki yoktu - demesinin kime, neye , nasıl bir yararı olmuştur?
ayrıca ahlak çerçevesine ne kadar sığar bu davranış hiç düşünmüşler midir? aranızdaki yakınlaşmayı söyledin de ne oldu göt lalesi, defne'yi mi geri getirdin?
durduk yerde ortalığı bulandıran, kötü niyetli adi herifin tekidir. böyle bir şey yaşandıysa bile söylemesi yine çok yanlıştır, geride küçücük bir bebek bıraktı o kadın. o düşünmediyse bile insanlık yapıp sen düşünecek susacaktın.
ünlü diye bu kadar insan onu tanıyor diyede hayatı hakkında herkesin bu kadar derin yorumlar yapması yersiz ve saçma herkes doğru şeyler yaşamaz olmuşla ölmüşe çare yokken ve o insan ölmüşken bunca yazı yazılmış olması saçmalık. unutulmaması gereken birşey var ki o da o ölen kadının bir çocuğu var gelecekte annesini merak edip araştıracağı kesin.
ölümü ostim'de ekmek parası derdindeyken vefat eden işçilerden daha acı değildir. fakat daha çok konuşulacak, daha çok sündürülecek. keşke ostim'deki olay daha fazla konuşulsa, daha çok üstüne gidilse. neyse... allah rahmet eylesin hepsine...
ancak öldüğü gün tanıdığım kişidir. tanımak derken, basında ne yazıyorsa odur.
şimdi efendim, ölünün arkasından konuşulmaz türlü beylik lafları bir kenara bırakın. o sözün bağlamı son derece farklıdır. ayrıca toplum olarak her türlü ölünün arkasından da konuşuruz. ama yine de ostim'de ölen işçilerin arkasından, ya da bir trafik kazasında ölen kişinin arkasından konuşmuyoruz. bir insanın yaşam şekli kadar, ölüm şeklinin de haber değeri varsa, onun hakkında konuşulur. değilse, sessiz sedasız defnedilirdi ve kimsenin ruhu bile duymazdı. gelelim zurnanın zırt dediği yere. evet efendim, yanlış bir yaşamın sonuncunda gerçekleşmiş talihsiz ve yanlış bir ölümdür. bu işin özeti budur.
biz ne kendimizin ne de bir yakınımızın, kızımızın ya da eşimizin öyle bir ölümünü istiyoruz. öyle yaşamasını da...
Özetle ne olmuş..
32 yaşında bir kadın vefat etmiş..
32 yaşında henüz evladının tadına doyamadan ölmüş...
Muhtemelen şu anda sadece evladını özlüyordur,kokusunu,terini...
32 yaşında gencecik bir anneye doyamadan kalıvermiş kalabalıkların içinde bir yavrucak..
Bazen insan kendi evladına bile sabredemezken,o annesi dışındakilerden sabır isteyecek hayat boyu..
Gece uyandığında belki birileri sarıp sarmalayacak ama hiçbirzaman o doğduğu anda hafızasına kazınan koku gibi olmayacak duyduğu..
Gece uyumadan ne oynar,en çok hangi masalı sever,ne zaman çişini yapar,ya da hangi yemeği sever...Yeniden bunları anlatmakla uğraşacak..
Kadın popülermiş,efendim barda bir gençle tanışmış evine gitmiş,alkol de almış....
Aslında bize ne...Hem kimle tanıştığından hem de niye evli barklı olduğu halde o eve gittiğinden..
Eşi ne demiş,bak nasıl da yakalanmış..Bize ne.....
Aslolan şu an deli gibi yabancı bir evin içinde oda oda gezip 'anne nerdesin' diye ağlayan bir yavru,ve 'varsa' öbür dünyada,deli gibi oğluna sarılıp terini koklamak isteyen bir anne var..
Gerisi ucuz magazin,hepsi bu!!!!!
her şeyden önce ölen birisi için allah rahmet eylesin denir.ben de öyle diyorum.şimdi üzüntüleri kıyaslamak tabi ki olmaz ama bugün gazetede okudum iran sınırında 2 tane çocuk vurulmuş sınırı geçmiş diye nedense o olaya içim daha bi cız etti.orada ki hikaye daha acıklı geldi bana.sonuçta diğer anneler de ölmüyor mu dünyanın her yerinde onlar haber olmuyorlar.neden çünkü ünlü değiller.çok hazin bir öyküleri olsa,çok iyi birer insan olsalar da onlara en fazla gazetenin 2-3 satırı ayırılabilir.bu dünyanın düzeni böyle...çeçenistanda bir babanın gözleri önünde iki oğlu kireçle yakılmıyor mu,sırtları açılmıyor?bunlar hala yaşanıyor.ama biz bize gösterilene odaklanıp,bütün üzüntümüzü o olaylarla çıkartıyoruz.üzülürken bile fazla derine inmemek gerekir diye düşünüyoruz herald.ehahh tanıdık biri ölmüş ona üzülelim biraz fazla düşünmeye ne gerek var.bu dediğimi tabi bilinçli olarak yapmıyoruz onu da şey edeyim bu arada.
nasıl öldüğü ,kimle olduğu umurumda değilde, arkadaş hıncal olacak insansının su testisi su yolunda kırılır yorumuna fena takıldım.sen bütün mankenleri sıradan geçir sonra toplumun ahlakını kızın özelinde sorgula, bu yazıyı muhafakazar herhangi bir isim yazsa yinede eyvallahım olurdu ama hıncal yav, ece gürsel'in kankisi hani şu evli düttürücüyle gezen, bay şapka ertekin'in kankisi marjinal davetlerin adamı hani ya da haşmet'in kankisi mi demeli yaşadığı aşk olayları köşe yazılarını haftalarca doldurmuş.
haydi hıncal vakit tamam tüm atletizm bilginle sırıkla atla belki uygun bir delik bulur sırık seni üzerinde taşımak için.