türk halkının 1 günlük hafızasını özetleyen durumdur. yorumlarda bi kac sayfa geriye giderseniz ne kadar begenilmediginden bahsedilmektedir.ama suan tam tersinden. ölümlü dünya allah rahmet eylesin. ama bu ülkede her ünlü öldügünde üzülecek degiliz .bana hiç birsey vermemişti bir özelligi yoktu. benim için yan binadaki adam ın ölmesi ne kadar normalse bu kadınında ölmesi gayet normal bir durumdur. ünllüler sanki genc yasta ölemezler gibi bir algı var bizim ülkede.
arkasından sayfa sayfa entry ler dizilmesi acayip. sanırsın hepsi sıra arkadaşıydı. her entry bir sonrakinden daha abartılı, daha ağlak. biriniz çıkıp intihar edeceksiniz diye korkuyorum arkadaşlar. kendinize mukayyet olun.
kendisi hakkında "içkiden, oroinden öldü, ahanda gördünüz mü imansızlar" diyen ne kadar mal varsa, bu gereksiz muhabbeti uzatıp bakın öyle değil, işte sağlık bakanlığı raporları vs diyenlerde o kadar maldırlar. Bakın daha bugün yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum.
ASker arkadaşım anlattı, görev yaptığı kazada bir gün muhtar kaybolmuş. bölük aramaya koyulmuş muhtarı, muhtarın jeep'ini ertesi gün bulmuşlar. merhumun cesedi arka koltukta duruyormuş, alelacele pantalonunu giymiş bir şekilde. Telefon konuşmalarının dökümünü çıkarmışlar, en son görüştüğü bir bayan. bayanı sorguya almışlar, muhtarla kadın muhtarla sevişirken muhtarın kalp krizi geçirdiğini, kendisinin şoka girdiğini ve olay mahalini terk ettiğini anlatmış. otopsi raporlarında da herhangi bir darp, kurşun vs yok. Ölümü kayıtlara "kalp krizi" olarak geçmiş ve merhumun ailesine de bu şekilde rapor edilmiş.
Yani sevgili arkadaşlar o sağlık bakanlığının açıklamalarını referans falan göstermeyin. Hayır neyin tartışmasını yapıyorsunuz ki? Uyuşturucudan öldüyse uyuşturucudan öldü kardeşim, sana giren çıkan ne? Bu tartışmaya müdahil olarak aslında bunu bir ibret hadisesi olarak göstermek isteyenlerin ekmeğine bal çalıyorsunuz o kadar. Allah rahmet eylesin, kendisini tanıyan arkadaşlarımın anlattığı kadarıyla iyi biriymiş o kadar. iyi bir eş değildi, tanımadığı evlerde ne işi vardı vs gibi saçma sapan ithamları bırakın artık.
daha geçenlerde saba tümer ile bu gece programına katılmıştı herzaman olduğu gibi yine çok enerjik ve çok tatlıydı. insan böyle neşeli ve çok gülen insanlara ölümünü nedense kolay kabullenemiyor. benim için sanat camiyasının en neşeli en sevimli insanlarından biriydi. kendisine yapılan kötü eleştirileri kaldıramadığını söylerken insanlar hep beni sevsin istiyorum demişti; sen sevilemiyecek insan değildin. böyle erken bırakmasaydın keşke bizi ama ilahi taktir kaderin önüne geçilmiyor iste allah mekanını cennet etsin arkada biraktığı tüm sevdikerine ve ailesine sabır versin. bunları yazarken bile doğru olduğuna inanamıyorum biri çıkıp ne saçmalıyorsun sen diyecek gibi geliyor. seni hiç unutmayacağım.
şüphesiz ki ölümünün bir çoğumuza derin bir travma yaşatmasının sebeplerinden en büyüğü haber bültenlerinde geniş yer bulmasıdır. gün ortası haber bültenlerinde, muhtemelen başka haber olmadığından biraz genişçe yer ayırdılar. hayatını film şeridi formatında download ettik. birden dostumuz, yakınımız, sıra arkadaşımız, içimizden biri oluverdi. zaten benim kardeşim gibiydi. halbuki bugün bir imalathanede patlama, bir cinayet haberi, bir de bilmem ne hayvanat bahçesinin bu günlerde yeni bir konuğu olsaydı durum değişecekti.
kör yine öldü ve yine badem gözlü oldu. durduramıyoruz efendim.
anlamıyorum ki arkdaş. ne zaman ünlü birisi ölse arkasında karalar bağlayan alakasız tipler peydah oluyor. evet, ölüm üzücü bir şey, kötü bir şey; kaka ölüm. ama bokunu çıkartmanın da herhangi bir anlamı yok ki canım ciğerim. allah rahmet eylesin. ne demişler her canlı ölümü tadacaktır.
sözlüğe bakıyorum da hayattayken hakkında yazılan yüz yirmi iki yazı. bunlarında büyük bölümü (saymadım; atıyorum) olumsuz. hayatını kaybettikten sonra altı yüz küsür. yok şöyle üzüldüm, yok böyle üzüldüm, ağlamaktan pipim düştü, o kadar göz yaşı döktümki götümde ağaç yeşerdi, bla bla bla..şiir yazan var amına koyım.
ya ben çok gerizekalı bir insanım da bu aşırı tepkilere anlam veremiyorum ya da bu yazıları yazanlar, ağlayanlar sızlayanlar gerizekalı. bu konuda kesin kararımı daha vermiş değilim.
hani neresinden baksan o kadar sahte bir durum ki sözlükte yaratılan, ölüm gibi trajik bir durumu bile bir durum komedisine dönüştürmeyi başarabiliyor. işin daha komik yani burada ağlayan sızlayan bu bebelerin tamamı çoktan unuttular bile. akıllarından bambaşka şeyler var artık. çünkü öyle görmüşler, öyle öğrenmişler; mühim olan şekilciliktir arkadaşım. şeklini koyduysan, göz yaşını döktüysen, ondan sonrası fasa fiso.
bugün, kim bilir kaç kişi, kim bilir kaç farklı yerde ve kim bilir kaç farklı şekilde hayatını kaybetti?
not: şundan da eminim ki bu yazıdan sike sürülmeyecek anlamlar çıkartacak insanlar var aramızda. onlara şimdi den selam eder, büyüklerimin ellerinden küçüklerimin gözlerinden öperim.
ulan hala öldükten sonra yazıyorlar anca öyle hatırlandı falan diyen çıkıyor. arkadaş sen kiç ölen birinin arkasından 'iyi bilirdik' demedin mi ?buraya yazanlarında amacı budur artık herkez anlasın. sıçarım körünede badem gözünede.
mekanın cennet olsun deli kız . sayende az gülmedim canım benim.
1979 doğumlu bebeği olan bir kızcağızımızdı..üzüldüm mü? evet üzüldüm... sihirli anneme gözüm bir takılıyor evet.. ama neyse astımı varmış zaten nefes darlığından öldüğü düşünülüyor.. mekanı cennet olsun. seni unutmayacağız..
kral tv döneminde daha ozamanlar sabi sübyanız , ekranda türk standartlarının biraz üzerinde aşırı sevecen ve biraz çatlak bi kız vardı.. genelde sevdiğim şarkıları çaldığı için bi sempati duyardım ona çünkü diğerleri abuk subuk şeyler çalıp dururdu ve doğal olarak o dönemde favorimdi kendisi..
mother & baby dergisinin ağustos sayısına oğlu ile beraber kapak olmuş ve o fotoğraflarda anneliğin onu ne kadar güzelleştirdiğini düşündüğüm kadındır. Adile Naşit'te yaşadığım hissi yaşıyorum şu an; " inanamıyorum "
kendisinin tanıştığı kişi ahmet hakan'ın değil, ahmet altan'ın oğludur. yanlış olmasın. ahmet hakan'ın kendisi kadınla tanışacak yaşta lan. duyduğumuzu anlayıp yorumlayacak düzeyde değiliz, çıkıp bir de usual suspects çilik oynuyoruz iyi mi.
hoş tatlı cici biz kızımızdı. evet çok üzüldük allahtan yakınlarına sabır dilerim de * badem gözlü oldu be gülüm. yeter bir sürü senaryo yazdınız ölmüş insanın arkasından.
allah rahmet eylesindir. ilkokula giderken hatırlarım. kral tv de program sunuyordu. hatta keldi galiba. hey gidi günler hey. çok pozitif biriydi, hep güler yüzlü, hiç bir zaman duraksadığını görmediğim...
bu ölüm yine bir şeyi hatırlattı belki de bizlere.. insanoğlu işte bi' gün varsın bi' gün yoksun... Hakkaten de kalp kırmaya değmez, sevdiklerinize bol bol sarılın, kimseyle küs kalmayın. vakit çok geç olmadan yapın bunları...
her ölüm gibi erkendir ölümü. inancı neyse ona göre yargılansın. ekranlarda görünmüş diye suni vah vahlar oldukça banal. eminim ki bir çok kişinin aklındaki soru şu: barda yeni tanıştığı bir erkeğin evine gidiyor ve evde ne oluyosa aniden ölüyor! ha o angut da polisteki ifadesinde dışarıya doktor aramaya çıkmıştım diye sallıyor. 112 diye bir numara bilmiyor, nasılsa mağaradan gelmiş. bu işte buruna kötü kokular geliyor. aslında çok da önemli değil, su testi meselesi. yine de geride yetim öksüz kalan yavrucak için insan gerçekten de üzülüyor.
ölümüne hala inanamadığım, çok şirin ve bir o kadarda laf sokan kişiydi, kendisini çok severdim ve hala şoklardayım, sanki televizyona çıkacakta size şaka yaptım diyecek diye bekliyorum, ama öyle birşey olmayacak. mekanı cennet olsun ne diyelim ki.
ölemeden üç dört saat önce kendisi hakkında burda itici şahsiyet diye entry girdiğim, sonrasında öldüğünü öğrenip pişman olduğum rahmetli. Pişmanım sözlük, bilginize.