tek kelime; sükut. mahalle karılarından da beter çıktınız, ne cazgırlık lan bu. olan oldu, giden gitti. işiniz gücünüz yok cidden, magazin çocukları sizi.
inancımıza göre, münker var, nekir var, ahiret var. biz kimiz, neyiz ki yargılıyoruz yahu? nerden bulduk bu hakkı, bu yetkiyi allasen?
ama sanırım herşeyiyle hükumdarı olduğumuz, kumandası elimizde olan televizyonu kapatabiliriz di mi? bak bunu yapmak daha kolay yargılamaktan. bize ne ki? biz kendi ve sorumlusu olduğumuz insanlar ve hayatlarla sorumluyuz.
ne olursa olsun, bu kadar iğrenç düşünülmemesi gereken olgudur. bu ne kardeşim?! kadın ölmüş arkasından yok yakınlaşma oldu, yok orospuydu yok vs. günahtır lan. ölen bir insan. hayvanlar bile öldüğünde insanın içi acıyor. nasıl bir düşüncedir bu? nasıl bir saygısızlıktır?! kadının cevap hakkı yok. belki de adam sulandı kadın müsade etmedi. ha ne olacak şimdi. haydi başlayın adama da puşt pezevenk demeye. giden gitmiş. saygı, edep biraz. bari bunu yapabilelim...
haklısın evet ama durduk yere bizim günaha girmemize gerek yok. onun mezarını cennetten bir bahçe yada cehennemden bir köşe yapacak olan allah dır. oyüzden
susalım.
susalım..
susalım...
öncelikle olayı defne joy'un özeline indirgemeyip, daha geniş bir bakış açısıyla, toplmunun değer yargılarıyla sorgulamak daha doğru bi sonuç verir.
defne joy'un kocasıyla ilişkisini bilmiyoruz. boşanmak üzere olan bir çift olabilir. işte tam da burda olaya " toplumun değer yargıları" dahil oluyor. ve sonuç olarak toplum ne yaşandığına değil sonuca bakar. sonuç ; defne joy'un kağıt üzerinde hala evli olması, sonuç; evli bir kadının sabaha karşı alkollü bir halde kağıt üzerinde evli olmadığı birinin evine gitmesi.
kimse bu değer yargıları beni ilgilendirmez, ben ultra geniş bi insanım diyemez arkadaş. yaşadığın toplumun değer yargıları seni sike sike ilgilendirir, ilgilendirmek zorundadır. babasıyla "kağıt üzerinde" dahi olsa evli olan annesini başka bir adamın evinde basıp aynı pişkinlikle, defne joy'u savunur gibi savunacak adam varsa içinizde bilemem. veya "mahalleniz" de aynı durum yaşansa vereğiniz tepki yine bu şekilde mi olur? (nah olur!)
şunu ilgilendirmez, bunu ilgilendirmez, onu ilgilendirmez diyemezsin amca oğlu! senin savunduğun defne joy değil çünkü, senin savunduğun o gerizekalı magazin programlarıyla topluma empoze edilmeye çalışılan yoz kültür. yakınlarında aynı olay vuku bulunca " vay orospu" damgasını vurup, kişi ünlü olunca "helal olsun" diyen adamın samimiyetini taksim meydanında sikeyim. samimi olun samimi.ben laikim, dinci-yobaz değilim o yüzden böyle düşünüyorum dangalaklığından kurtarın kendinizi. 15 yıllık ateistim sizin yüzünüzden türbana giricem a.q.
onu yargılamak kimsenin haddine olmadığı için savunuluyor olabilir mesela! kişiselleştirmeye bile gerek yok. biz, başkalarının yaşadığı hayattan rahatsız olmamayı başardığımız zaman daha mutlu olacağız, bundan eminim. yoksa karın ağrısıyla dolaşmaya, ona buna saldırmaya devam edeceğiz ki hiç tavsiye edilmez.
yaşadıkları, bazı kesimlerce tasvip edilmeyebilir. ama öldü o. onun arkasından mide bulandırıcı bir şekilde konuşmak nasıl bir terbiyesizlik, nasıl bir ahlaksızlıktır?! bana kalırsa defne joy'un yaptığı şey bu terbiyesizliğin yanında hiçbir şey! işin garibi de bu tebiyesizliği yapanların "allah allah" diye ortalıkta dolaşmaları. nasıl bir çelişki yaşadıklarının gerçekten farkında değiller mi? eğer değillerse muhatap bile olmaya gerek yok ki onlarla..
asıl allah inancı sağlam insanların hoşgörüyle yaklaşmaları gerekir. çünkü korkarlar. hadlerine değildir çünkü kulu yargılamak, bunu inancı sağlam herkes bilir, herkesin de bilmesi gerekir.
ha bir de şöyle bir anımı anımsattı bana:
çocuk yaşlarımda evli bir kadın olan komşumuz başka bir erkekle yaşamak için evi terk etmişti. o çocuk gözlerimle olanları görüyor, kulaklarımla her şeyi duyuyordum. yani her şeyin farkındaydım. belki o da benim için kötü bir örnekti. ama gel gör ki -çok affedersiniz, çoğunun bu olaya yakıştırdıkları bir tabir olan- orospu(!) olmadım büyüyünce. çocukların etkilenip etkilenmemesi aile terbiyesiyle alakalıdır. önce düşünmeleri sağlanırsa çocukların doğruyu zaten kendileri bulabilecektir.
televizyon kanalını değiştirmekten bihaber olduğunu yada kumandayı evin reisi olarak 10 yaşında ki çocuğa verdiğini iddia eden bünyenin zoruna giden eylem. birilerinin yaşam tarzını savunmasına gerek yok ki zaten ölmüş. ölünün arkasından yaşam tarzını eleştirmek sana mı düştü? çocuğuna cevap veremiyormuş. çocuğuna istediğin cevabı ver ama gelip umuma açık ortamda ölmüş insanın arkasından atıp tutma hele bunu pis siyasi emellerine alet etme. azıcık vicdanın olsun.