beyaz şovda akıldan 4 basamaklı sayıları çarpan çobanı görünce, söyleyene hak verilen sözdür. aysunun oyu bir sayılıyıyorsa bu çobanınki iki sayılmalıdır, tabi ki eşit olmamalı. ayrıca aysun kayacı trekking yapmamalıdır (dikkat çoban çıkabilir).
doğru bir sözdür lakin aysun hanımın söylemesi olmamış.
evet demokrasi gelişmemiş bilinçsiz toplumlarda uygulanıyorsa; bu bir saçmalıktır. bu ülkeler ilerleyemez, halk ne kadar ilerici ki? halk ne biliyor ki siyaset adına. bugün tabloya bakıldığında yüzde 47'nin kömür pilincin et fiyatı düşsün diye et alıyoruz diyen başbakanın hepsinin nedeni bu söylediğim cümlede anlatılmıştır.
dünyanın en tehlikleli sözleridir. Bu sözler git gide insanı sınıf ayrımına sokar ve medeni oldum derken kendini orta çağdan beter bir sınıf düzeninde bulursun.
Zaten kölelikte böyle oluşmadı mı? Sen cahilsin, sen fakirsin, sen siyahsın. ne farkı var? Hem bu ayrımı kim yapacak? yani kimin oyunun geçerli sayılacağı ayrımına?
Bu sözler söylenirken bebek tecavüzcüleri veya tinerciler gibi suçluları baz almamıştı hanımefendi, zengin ile fakir ayrımı yapmıştı. ben bilgiliyim, zenginim benim ayrıcalığım olmalı diyerek.
hem buradaki 'çoban' kelimesine fazla takıldığımızı, hem de aysun kayacı'nın tam olarak anlatmak istediğini anlatamadığını düşünüyorum.
Burada kastettiği cahil insanlardır. Hatta sadece cahil değil, cahil kalmaya and içmiş insanlar. Öğrenme imkanı olduğu halde hayata gözlerini yummuş olanlar falan felan...
Hiç yeni bir düşünce de değil bence. Bir çok kişinin aklında olan bir şeyi dile getirdi aysun hanım, cesurca.
Sırf bu yüzden bile takdir edilebilir...
halkın kendi kendisini yönetmesi, kayıtsız şartsız herkesin eşit olması gibi bi söyleme sahip olmak kadar saçma bi söylemdir. zira kimse kendi kendini yönetemez, yöneticisini seçemez. nasıl olur 555 kişi koca milleti yönetince halk kendi kendini yönetmiş olur hayret buna inanıp hala mükemmel bi sistemle yönetildiğimizi zandedilir.
geri kalmış çağ dışı yönetm olarak görülen saltanatta osmanlı padişahları devleti ailesi olarak görüyor tüm kararlarını sahibi olduğu devletin ve milletin huzuru için veriyordu. bugunse gördüğümüz sistem kötü niyetli insanlara yönetme hakkı vermekte ve topraklar satılmaktadır.
mazide kalması muhtemel densizlik. zira bunu söyleyen şahıs, dandik bir şekilde üniversite mezunudur artık ve muhtemelen oyunun liselilerle bir olmayacağını öne sürecektir.
aysun kayacı siyaseti tek bir doğru var olarak anlamıştır. sadece kendisinin doğru seçimi yaptığını düşünmektedir. yazıktır, kendisini başkalarından üstün gören birine başka ne söylenebilirki.
yeterli eğitim ve bilince sahip olmadan kullanılan hakların istismara ne kadar açık olabileceğini özetleyen söz.
sözün sahibinin bu kadar düşündüğünü sanmıyorum ama içerik bakımından mantıklı bir önermeyi, fikir sahibinin niteliği yüzünden göz ardı etmek yanlış olur düşüncesindeyim.
bir çamaşır makinası 2 poşet kömürle kandırılıp oyları alınan kesimin genelde kırsal ve maddi zorluk içerisinde olan kesim olduğu düşünülecek olursa doğruluk payının olduğu iddia.yoksa kimsenin kimseden üstünlüğü olamaz ama etki altında kalınmasıyla insanların tercihlerinin satın alındığı bir gerçek.
bu lafı aysun kayacı söyledi ama yerin dibine vuruldu, bu lafı marx'tan duysalardı ayakta alkışlayanların sayısı hiç de azımsanmayacak rakamlara ulaşırdı. aslında dürüst olmam gerekiyorsa her ne kadar söyleyen kişiyi aşan bir lafsa da büyük bir laftır. demokrasinin de diğer yönetim şekilleri kadar ucuz bir yalandan ibaret olduğunu açığa vuran bir söz. nitekim oy sandığında başarılı olmak için eğitimsiz nüfus yoğunluğunu kandıran kazanıyor. eğitim sorununun olmadığı bir ülkede popülist yaklaşım kazanıyor. hep traş hep ayak.
kandır çobanı, kaynat kazanı demokrasisi.
