- para verip tüfek tutmadan ben bunu yapamam melis.
- onca ay kim bekleyecek, o stresi kim çekecek? bedelli hakkın varken...
- ben giderken ayrılırsın işte. sonra arkadaşlarınla asmalıya gidersin, gözüne birini kestirirsin. akşam sevişirsin. kendini kaşar hissetmemek için onunla çıkmaya başlarsın ta ki sıkılana kadar. Ota boka trip atıp iyice sıradanlaşıp, kendini önemli hissetmek için ondan da ayrılırsın.
isviçrede alp dağları var, o dağları kayak yapmak için kullanıyor insanlar. o insanlar için "dağ" kavramı spor yapılabilen , stres atılabilen doğal bir ortam. peki ya bizim ülkemizde "dağ" dediğimizde ne geliyor aklımıza ? anaların feryatları ? babasız kalan çocukların şaşkın bakışları ? erkeğini yitiren eşlerin sessiz çığlıkları ? bunları sorabiliyorum ben kendime, ve kendimi birşey yapamadığım için suçluyorum.
en yuksek dag everesttir. deniz seviyesinden 8848 metre yuksekliktedir. irtifasi yer kabugu hareketleri ve karlarin buzlarin erimesiyle her yil bir kac santim degismektedir. en baba dagdir. daglarin dagidir.
murathan mungan'ın son şiir kitabı. ve bu kitapla çıktığı yolculukta nereye vardığını anlatmaya çalışmış bana göre.
ya da hala yol alıyor ama yönünü belirlemiş demeli belki de.
bakışları yok gözlerinin
taneleri var
başaklar gibi
güze alışmak istemeyen
çiçekler gibi
bakmadan da varlar.