kemal sunal'ın bir filminde şöyle bir sahne vardı:
( şener şen, kemal sunal'ı falakaya yatırmış öldüresiye dövmektedir )
ş.ş. : al sana eşşolusu! seni hırbo seni!!!!
k.s. : ahhhh yandım anam! vur ulan dürzü vur uyssss o sopa elbet bizim de elimize geçer...
sen;
yerde yatan kadının yüzüne tekme atacaksın.
işçileri/emekçileri öldüresiye coplayacaksın.
hastaneye gaz bombası atacaksın.
turistlere saldıracaksın
yüzlerce insanı sendika binasında hapsedip, içeri gaz bombası atarak gebertmeye çalışacaksın.
görüntü almaya çalışan basın mensuplarının kameralarını parçalayıp, kolunu kıracaksın.
eşiyle cafe'de yemek yiyen adamı tokatlayacaksın
.
.
.
bunların hepsi orantılı güç kullanma olacak, üzerine tekmeyle, yumrukla saldırdığın adam kafana 2 tane vurdu diye dövmek, şiddet, terör olacak. vah vah vah. sopa el değiştirmiştir hepsi bu.
iktidar yalakası, omurgasız zaman gazetesi akp ve akp'nin valisini, emniyet müdürünü, polisini korumak resmen s.çmış. istediğinizi yazın, istediğiniz resmi gazetenizde basın bunların hiç birisi 1 mayıs 2008'de devletin uyguladığı terörü gizleyemez.
ha bide tetiğe sıkı bi şekilde asılmadan fırlamayan gaz bombasının hastaneye atılması hakkında ne buyurmuştu c. cerrah ; ( c'yi istediğiniz gibi doldurabilirsiniz ) "gaz bombası polisin elinden düştü"
buyur o zaman öyle g.te böyle tarak
" tokmak eylemcinin elinden düştü " ( çok inandırıcı oldu lan bu )
ulan basında öyle bir lanse edilmiştir ki; zannedersin dün o adam o tokmağı polise vurmasa yüzlerce insan dayak yemeyecek, turistler dövülmeyecek, gazetecilerin kolu kırılmayacak.. ulan o olayları başlatan polis. o tokmak sadece "etki tepki" meselesi. sen sabahın altısında disk'i bas. yüzlerce insanı binaya hapset, öldürmek ister gibi binaya gaz bombası at..
sonra da çık, "kafama tokmakla vurdu" diye bik bik bik konuş.. ulan iyi yine kafana vurmuş, bir tarafına sokmadığına dua et..
zorunlu tanım; davul denen aleti çalmaya yarayan sopasıyla polise vurma eylemidir.
yapanın elindeki davul tokmağı değil de cop olsaydı vurduğu kişi de polis değil emekci olsaydı hiç sorun olmayacak bir durum olurdu. di mi canlarım? biraz dürüst olun yahu.
hak edene der iken bu adamın ne yapıp da bunu hakettiği merak konusudur.
türkiye cumhuriyetinde yaşayan herkes görebilir ve bilir ki, eğer kitle olarak hareket eden eylemciler "dövülecekse" bunu yapan çevik kuvvet olur ve onların her biri 1,80 üzeridir kıyafetleri de gayet sert kasklar vs.lerle bezenmiş olur...
gördüğümüz bu polis ise adeta trafik polisi gibi giyinmiş, bildiğin basit devletin işçisi polistir... gördüğümüz kadarıyla öyle bir ortamda birini dövecek kadar güçlü kuvvetli iri yarı veya genç diri de gözükmemektedir, bu adam bu dayağı hakedecek ne yapmıştır?
kalkıp araba mı yakmıştır? işyerlerinin camını mı alaşağı etmiştir? ne yapmıştır yani?
çevik kuvvete yapılmaya teşebbüs edilmesi ve hatta tokmakla yanından geçilmesi durumunda bile o tokmağın sahibinin münasip bi yerine sabun kullanılmaksızın monte edilmesiyle sonuçlanacak hadisedir.*
nedense polisin terör estirdiği yer olan istanbul'da değil de hükümetin gözü gibi baktığı sendikaların miting yaptığı ankara'da yaşanmıştır. istanbul'daki polis terörünü umutsuzca meşru gösterme çabasından öteye geçmemektedir.