datça

    71.
  1. Oksijen bakımından Dünya'nın ikinci, Türkiye'nin en zengin bölgesidir.
    Ünlü tarihçi Strabon'un bu konuda meşhur bir sözü vardır:

    ''Tanrı yarattığı kulunun uzun ömürlü olmasını isterse, Datça Yarımadası'na bırakır.''
    4 ...
  2. 10.
  3. biras bencillik edip kimse duyup gitmesin diye aşık olduğumu sakladığım harika ötesi hala doğallığını koruyan yer.* *
    5 ...
  4. 120.
  5. 21.
  6. Bakir koyları, yer altı mağaraları, mükemmel denizi ile keşfedilmemiş (umarım hiç keşfedilmez) yeryüzü cenneti.

    Yolları eskiden çok bozuktu, şimdilerde ise yapıldı.Evet hala bol virajlı fakat iki şeritli çift yönlü çok geniş bir yol olduğu için içiniz rahat olabilir.

    Datça yolu yorucudur fakat aynı anda ege denizini ve akdenizi görmek istiyorsanız mutlaka uğramanız gereken yoldur.Çünkü datça yarım adası, ege ve akdenizi ayıran güzide bir yarım adadır.

    Knidos civarından rodos adasını ve bodrum yarım adasını, Datça civarından ise simi adasını(sanırım yabancı damat dizisi için çekim yapılan yerlerden) izleyebilirsiniz.
    4 ...
  7. 60.
  8. Datça'ya ilk defa 1995 senesinde öğrenciyken ailem ile gitmiştim. Tüm aile hep beraber bir pansiyona yerleşmiştik. Datça'ya geçmeden önce ise bir hafta Bodrum'da kalmıştık. Oradaki eğlence, süper oteller, sex kültürü, şehir koşturmacasından sonra Datça harika bir liman gibi gelmişti bana.

    Denize girmek için saatlerce yürümene, arabaya binmene, kumsalda boş yer aramana gerek yoktu. Bir iki adım sonra el değmemiş kumsallarda olabiliyordun.

    Kalablıktan uzak mavi bayraklı kumsallarda balık tutabiliyor, denizin içinden minicik oltanı atabiliyordun. Pazarına gidip ailen ile alış veriş yapabiliyordun. Küçük sokakları, sürekli hareketli tek caddesi, günde bir kaç sefer gördüğün insanları ile hemen kaynaşabiliyordun.

    Bir koyda sıkıldın mı 5 dk içinde yürüyerek diğer koya geçebiliyordun. istersen kükürt kokan gölünde çamur banyosu yapabiliyordun. Geceleri gidebileceğin mekanlar belliydi. Zaten sınırlı ve köylü mantığını korumuştu. Seni kimse diğer turizm ilçelerinde ki gibi kazıklamazdı. Sabah yürüyüşte yada erken denizde, öğlen sahilde yada gölde gördüğün birini akşam aynı barda görmem mümkündü.
    koylarını keşfederdin sonra uzak koylarını. Sıra ile onlara gider yaşadığın datça deneyimini koylarda da doruklara ulaştırabilirdin. palamutbükü, hayıtbükü, kargı, knidos vs.. el değmemiş koylarda kaybolurdun.

    Datçaya ilk gidişimizden sonra her sene gittik. her sene gene aynı heyecanı, duyguyu, özgürlüğü yaşadık. Her sene yazın gelmesi beklendi. Gidilecek yer belliydi.

    En son geçen sene gittim datça'ya tam 5 sene aradan sonra. Ve gördüm ki datça hala aynı datça. aynı marketler, giyim dükkanları, barlar. Herşey aynı şekilde, aynı yerindeydi. Maradona'nın limanın sonundaki yeri bile aynıydı sadece masalar değişmişti. Maradona bile değimemişti saçlarının hafif kırlaşmasının dışında.

    Datça'nın yolu zordu eskilerde, tek şeritli, otobüslerin bir virajı almak için iki üç sefer ileri geri yaptığı yolları vardı. Biraz daha gelişmiş şimdilerde. Çoğu insan yolundan şikayetçidir ama o yol size bir tarafında akdeniz, bir tarafında ege mavisi sunar. ikisini de aynı anda görebilirsiniz. yeşil ile mavinin buluştuğu en güzel noktadır datça. O manzara için bile çekilmeye değer yollari.

    Datça hiç demişmemiştir. Mutlaka Gidilmesi görülmesi gereken yerlerden birisidir. Dinlenmek, doğa ile başbaşa kalmak, kendi tuttuğun balık ile rakı sofrası kurmak, arabayı park edip dönerken çalıştırmaktır datça. Sıcak dostlar kazanmaktır, yeni bir memleket kazanmaktır datça. Sakinliği yaşamaktır hemde doyasıya.
    4 ...
  9. 2.
  10. 105.
  11. 3 ay boyunca iskelesinden atlamaya cesaret edemediğim yer hic yilmadim bu sefer atlarim diye hergun gittim ama basaramadim sağlık olsun.
    3 ...
  12. 74.
  13. dolunayın rodos taraflarından kıpkırmızı doğduğu, simi adası'nın** üzerine geldiğinde sapsarı renk kazandığı tatil beldesi.

    buradaki bir abimiz anlatmıştı. yılın her mevsiminde esinti eksik olmadığı için soğuk ve nemli hava bu esinti sayesinde daha da yukarılara çıkar. işte bu da gökyüzünde adeta kocaman bir büyüteç görevi görür. ve siz de dolunayı olduğundan daha büyük görürsünüz. kendi gözlerimle görene kadar tuhaf gelmişti ama gerçekten de dediği gibiymiş...
    3 ...
  14. 42.
  15. evlendikten hemen sonra eşimi de alıp yerleşmek, minik bir taş evin bahçesinde çiçek yetiştirip aşkımla güneşi seyretmek, çocuklarımı herkesin birbirini tanıdığı bir mahalle dürüstlüğünde ve doğaya aşık yetiştirmek istediğim; rüzgarıyla beslenip deniziyle doyacağım yer...

    (bkz: hayalim)
    3 ...
  16. 1.
  17. marmarise 90 km olan tatil beldesi. Yolları çok kıvrımlı ve virajlı olduğu için çoğu insan bilmemektir bu güzide tatil yöremizi. Eskiden bu yolların tek şerit olduğu ve 2 aracın yana yan geçemediği rivayet edilir. Diğer tatil yörelrinin boğucu sıkıcı bunaltıcı sıcağını burda bulamazsınız ayrıca datcaya bağlı palamutbükü beldeside cam gibi denizyle keşfedilmemiş bir hazine değerindedir tatil planı yapanların dikkatine.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük