danıştay başkanı hüseyin karakullukçu' nun bir nevi isyan edişi. artık polisin savcı, bilirkişinin de hakim olduğunu ve böyle adaletin olmayacağını söylemiş. danıştay başkanı bile adalet yok diyorsa hepimiz tesadüfen özgürüz sanırım. çok korkutucu bir tablo.
iktidarın polise, polisin savcıya, savcının hakime emir verdiği, yargı bağımsızlığı yok edilmiş, hiyerarşik ilişkiler, usul kuralları, yasalar ve uluslararasıkabul edilmiş normlar bir kenara itilmiş, herkesin pervasızca ve hatta mahkeme koridorlarındaki avukatların hakim odalarından dinlendiği, haksız ve dayanaksız tutuklamaların sıradanlaştığı ve bir kısım medyanın yargısız infaz yapmasına yargının engel olmadığı bir ülkede adaletten söz edilemeyeceğini anlatan sözlerdir.
zamanında sesini çıkarmayan danıştayın bir nevi vicdan temizleme çabası gibi olmuş, maksat ilerde torunları vs. sorarsa diyecek bir şeyler bulmak zor olmasın.
danıştay bu ülkede en göz bebeği kurumlardan biridir. yürütme erkinin fren mekanizmasıdır. bu görevini de layıkıyla yerine getirmiş, kimsenin "höt" diyemediğine direnmiştir yıllarca.
ancak bugün en basit bir idari dava 4 yılda temyizden dönüyor, danıştay koridorları dosyadan geçilmez hale geliyorsa, burada asıl sorun adalet bakanlığında ve dolayısıyla yürütmededir.
hukuk erki yasa çıkaramaz, yasaları yürütemez, dolayısıyla sızlanmaları ve yakarışları normaldir.
asıl sorun, adalet teşkilatına para harcarken götü uçuklayan yürütme organındadır.
otobansızlığın değil de adaletsizliğin toplumları çöküşe götüreceğini fark edememişlerdir bir türlü.