yahu tanıyan bilen bir kişide mi yok şurda?biri bir yazsın yahu.deliricem,dayanmıyorum.
kardeşi facebookta açıklamış! şaka diycem ama bu açıklama var orda.lanet olsun.
belçika'da kullandığı telefona ulaşılamıyor,türkiye'de kullandığı telefon numarasıda ulaşılamaz halde.kardeşi böyle bir bilgiyi paylaşıyor ve doğruluyor ama yine de lütfen ailesini izmir'den bilen tanıyan varsa bilgi ulaştırsın.
kanındaki mikrop yüzünden 5 6 gündür diyalizdeymiş, böbrekleri sonunda pes etmiş... Haber bizzat babasına ulaşan bi arkadaşımız tarafından doğrulanmıştır.
Her ölüm erken ölümdür, ama mahkum olduğu tekerlekli sandalyesinden bana binlerce kez hayata bağlılığın en açık kanıtı olan seninki, bambaşka bir vakitsizlikti hakan. birlikte güldük, eğlendik, ilişkilere hayata dair bi çok şey paylaştık. ve sen gerçekten hayatına her şeye rağmen o denli azimle bağlanan bir avuç insandan biriydin.
Vay be Hakan, 2-3 yıl önce ilk kez konuşmuştum seninle. Seninle yüzyüze görüşmesek de uzun geceler saatlerce konuştuk, eğlendik. Aslında üzülsem mi sevinsem mi bilemiyorum. Bir insanın çekmemesi gereken büyük acılar çektin. hayatın hastane köşelerinde, acılarla dolu geçti. buna rağmen bir kere olsun hiçbirşeye isyan etmedin hep mutlu hep neşeli oldun. her üzüldüğümde aklıma sen geleceksin dostum, seni düşünüp hayata güleceğim.
Umarım o çok olmayı istediğin cennettesindir ve bize ordan bakıyorsun ben seni hiç göremedim, göremeyeceğimm de artık. güle güle dostum, hiç bir zaman unutulmayacaksın...
allah memleketine çekti, hasret giderdi...ve dönüş yolunda kaptığı bir virüs, bugün öğlen onu aramızdan aldı. pazartesinden sonra cenaze türkiye ye gelecek,izmir'de toprağa verilecek. tüm acıları son buldu.
bu sana hiç mi hiç yakışmadı be güzel adam.sensizliğe alışmak... seni sevenler bunu nasıl başaracak?
kesinlikle buralarda en çok sevilen insanlardan biriydi hakan... herkesi sever herkese iyi yaklaşır, düşünceli anlayışlı bir arkadaştı. kimse bu kadar insana kendini sevdiremezdi. belçika'da bakım evinde hikayeleri alatır gülerdi, gülerdik. çok neşeliydi. sonunda ülkesine gelmişti, mutluydu izmir'ini görmüştü. son gelişiymiş.
hakan ölemez, yok olamaz böyle bir şey. öyle hayatına bağlı bir insan yapamaz böyle bir şey. daha birlikte sevinecektik üniversiteyi kazandım diye, hep sonuna kadar inanırdı bana geleceksin kazandım diyeceksin derdi.
hakan gidemez.
hep yanlış kişiler erken gidiyor be çok üzgünüm. seni çok özleyeceğim delim, huzur içinde yatacaksın biliyoruz hepimiz.
hepimiz seni çok seviyoruz.
hakanım kardeşim canım. düğünüme gelemiceksin diye üzüldüğümde kalbim seninle olucak ben hep yanındayım dedin. şimdi nerde olduğundan eminim. sen bunca yaşadıklarına rağmen asla isyan etmeyen hayatın tadını çıkaran büyük yürekli güzel insan. seni çok seviyorum. şimdi beni kim dinlicek hakan, kim derdim olduğunda beni sakinleştirip tekrar hayata bağlayacak.
allah rahmet eylesin.
edit: dayanamadım ey dostlar! sadece "allah rahmet eylesin." deyip geçemedim.
radyodaki o kısacık sohbetlerde tanıdım hakanı. evet belki yetersiz bir insanı tanımak için ama
o kısa sürede kendini anlatmasını o kadar iyi becerdi ki!hoş sohbetiyle geceyi o kadar
renklendirdi ki!
lanet olsun! allahın hükmüne sual olmaz ama keşke...
tanımıyorum bu yazarı ama sıkı bi' takipçisiyim. hayatını özet geçerek anlatmış olduğu bi' entrisi var mesela, okuduğum zaman dakikalarca ekrana bakakalmıştım. "bu mu lan!" demiştim.
"bu kadar pozitif bir adamın hayatı, nasıl bu kadar zor olur amına koyim!".
çekinirdim grip olduğumda hastaneye gitmeye, dibe vurmuş hastaları görürdüm çünkü. "daha da hasta oluyorum o insanları gördükçe." derdim çevremdekilere. allah belamı versin benim! ben daha hastane ortamlarına katlanmazken; sen, hayatın o en keskin dilimine demir atmıştın.
eve geldim, sözlüğe girdim, damdaki deli (24) başlığını görünce "doğum günü herhalde" dedim kendi kendime.
evet kardeşim, bugün senin doğum günün. hiç tanımasam da seni, hiç görmesem de, hiç solumasam da senle aynı havayı; buradaydın, buradaydım, buradaydık.