suyun yer çekimine yenik düşmesi sonucu, hele de kış günüyse ve misafirlikteysek çoraplarımızı da ıslatarak umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımlarında yer alacak olaydır.
(plöp plöp plöp plöp)... ve su taşar. insanın içinde bir şeyler depreşir. korku, heyecan, stres... yo yo tarifi yok bu duygunun. öyle bir duygudur ki bu inatla bardak ordan çekilmez. suyun bardağın kenarlarından taşması izlenir.
küçükken aman annem görmesin diye sürahideki suyu tezgaha dökmekten daha fazla gerilim veren geri dönüşü olmayan,bi dünya peçete israfına sebebiyet veren kaza.
çok da kendini sınırlandırmayan, bundan mütevellit sanatçı ruhu taşıyan elemandır. tabi ki eleman. damacanayla su satan velet misali. senden büyük adam olur. burdan diyeyim. sakın ola ki ziyan etme günahtır laflarına kanıp da sınırlandırılmaya çalışılan zihnini sınırlandırma. suları taşır ki ayağın ıslansın. azıcık farkındalığın olsun falan filan.
tek kelimeyle çiğliktir. bu insanlar hayatta hiçbir şeyi başaramazlar. sabır, planlama, düşüncelilik hak getire. bi siktir git çay koy desen onu da beceremezler.*
birkaç evde elektrikli olanlarını görmüştüm basıyorsun zzttt diye akıyor su taşma falan yok şayet bunlardan edinilerek giderilesi sorundur bana kalırsa en iyi çözümü çeşme suyu olan sorundur.