başlık kısıtlamasından ötürü şu şekilde açıklayacağım durumdur. hatta bunu hayatta beni en çok rahatsız eden şeyler arasına koyabilirim.
efendim uzun süre sonra bir kitap beğenilmiş, alınmış ve okunmaktadır. sizi gören ev arkadaşınızla aranızda şöyle bir diyalog geçer.
ev arkadası - oo naber ya ?
bisy - eyv. iyidir senden naber ?
e.a - iyi ya nolsun. kitap okuyosun vay hee. ilk defa goruyorum tv ve pc dışında bişiyle ilgilendiğini. çok duygulandım.
bisy - he öyle.
sanki amk mağaradan geldik. zaten daha tanışalı 3 ay olmuş. sen nerden görücen benim ne zaman nerede kitap okuduğumu. he kaldı ki çok sık okuma alışkanlığım yoktur o ayrı. ama arkadaşım insanın içinde heves bırakmıyosun sorun orda. bırak işte ne güzel okuyorum kitap. işine bak güzel kardeşim. bak senin yüzünden kitabı böldüm geldim içimi döküyorum buraya.
bu küçükken de olan bir durumdu. tam bilgisayarı bırakmışım yada atari ne boksa işte, ders çalışmaya başlıcam. pat annem ya da babam seslenirdi. ne zaman ders çalışıcaksın sen? işte çalışıcam. bırakın beni. ben ayarlamışım onu ne güzel.
üşenenlere ;
--kıssadan hisse--
tam birşeyi planlamış yapacak veya yapmaya başlamışken birinin o şeyi yapmamı istemesi beni eskiden beri çılgına çeviren bi durumdur.