daha önce keşfedilmekten kasıt argo tabirle: ''tadına bakılmamış birini istiyorum!'' değildi.
bu daha çok istenenenin; nasıl gülümsediğinden nasıl yürüdüğüne, nasıl yemek yediğinden nasıl uyuduğuna kadarki tavır, hal ve hareketlerinin tamamının başka bir gözle görülüp hoşlanılmamış olmasıydı.
bir kıskançlık.
insan olan kıskanır üstadım. herkes kıskanır. kıskanmamakta haksız mıydım? olmadığıma inanıyordum. bu kıskançlıktaki sınırı nereye çektiğin önemli. o yüzden ha bire insana dair herhangi bir şeyi sınırlandırmaktan bahsediyorum ya.
işte bu kıskançlıktaki sınırı tamda istediğin kişinin kaç farklı gülüşü olduğunu senden önce bilen olmamasına çekersen bulmak bir hayli zorlaşacaktır. uğraşıtırır.
isteyip de yapamayacağın şey yoktur hikayesine gelince bulursun elbet tam da öyle birini. işte işin asıl trajik kısmı orada. aslında öyle birini istemediğini görürsün. hani kendinde olmasını istediğin şeyleri başkasında ararsın ya seni tamamlasın istersin öyle... bir bakmışsın follofoş olmuşluğun bir kez daha yüzüne çarpılmış.
ve birinin daha canını yakarsın. bir kişinin daha yükünü hissedersin. tüm sevdiğin kadınları düşünürken aklına gelenlere bir yenisi daha eklenir.