okumak isteyen bir gencin maddi yetersizlikler nedeniyle okuyamaması ama okumakla alakası olmadığı halde özel üniversiteye gönderilip yer işgal eden gencin var olması yeterli bir sebeptir.***
yüzü güzel, fiziği düzgün, farklı yeteneklerini keşfetme imkanı bulmuş insanların televizyonlara çıkıp bölüm başına binlerce lira alırken; sırf şansı olmadığı için aylarca beden işçiliği yapıp asgari ücrete boyun eğmek zorunda olan insanların olması.
sen evinden bilgisayar ekranında savaş haberlerine bakarken ve yanında kurabiyeler ve cola varken dünyanın bi yerlerinde açlığın bi yerlerinde savaşın kanın olması. birileri paralarla saçma sapan harcamalar yaparken kimilerinin açlıktan ölmesi, kimininse başkalarınn menfaatleri yüzünden canından olması.
fenerbahce'nin sampiyonlar liginden men edilmesine karşı trabzonspor'un şampiyonlar ligi ön elemelerinde elenmiş olmasına rağmen doğrudan katılacak olması iki takımında şuanda sadece şüpeli durumda olması insan düşününce harbidende ne adaletsiz bir dünya demeden geçemiyor.
desperate housewife'da oynayan bir kadının bölüm başı trilyonlar almasına rağmen, doğuda görev yapan sözleşmeli öğretmenimin maaşında milyarları bile görememe durumu.
biraz olsun emperyalist politikaları ve projeleri okuyan birisi bu dünyada adaletin olmadığını görür, bilir.
örneğin 1950 yılında bir afrika ülkesinde milli gelir 154 dolar iken bugün 161 dolar ve 1950 yılında bir avrupa ülkesinde milli gelir 10 bin dolar iken bugün 20 bin dolar.
işte adalet budur! birisi 50 yılda 7 diğeri 50 yılda 10 bin dolar artıyor. neden mi? işte o kısımda emperyalist politika ve projelerde yatıyor.
ne kadar iyilik yaparsan karşılığında o kadar kötülük buluyorsun.
ne kadar çok seversen o kadar az seviliyorsun.
sen küçük şeylerle mutlu olmayı kabul ediyorsun ama karşındaki insanı asla küçük şeylerle mutlu edemiyorsun.
fedakarlık yapıp fedakarlık göremiyorsun.