birbirini seven iki kişinin, sadece sevgiyle ayakta duramayacaklarını sanki bilmiyorlarmış gibi tekrar tekrar yüzlerine çarptırıldıkları andaki tavsiyelerdir. genellikle anne ve ya baba tarafından da verilebilir. ancak gelin ile damadın ortak arkadaşları bu iş için en ideal kişilerdir.
a: arkadaş, d: damat, g: gelin
d: zaten bizim taraftan silah getirecek kimse yok...
g: bizim hüseyin dayıyla da görüşürüm ben tekrar, getirmez...
a: son olarak, gelini öpebilirsiniz dediğin de "ben zaten öpmüştüm" gibi salak espriler yok tamam mı?
d: yalan mı söyleyelim?
g: hani bazen susarsın, gözlerin herşeyi anlatır ya...
a: bir de takılan paralara yorum yapmayın, görmezden gelin...
d: inşallah paranın iğneleri teğet geçmez de bizim cekette kalır...
g: tarumar! çok ayıp...
d: düğün ne zamandı?
a: yarım saat önce bitti...
d: sen ne konuşuyosun burda o zaman?
a: hatalarınızı düzeltin istedim...
eğer gelenekselci bi aileden geliyorsanız her ikiniz içinde söylüyorum; düğün, söz, nişan adetlerinin hepsini, güler yüz ile kimseyi kırmadan paşa paşa yapacaksınız.
damat o tuzlu kahveyi içecek, gelin kaynanasına yapmacık yapmacık annecim diyecek. o kapı kitlenecek, o arabanın yolu kesilecek.
rahatsız olunur olunmaz, adetler sevilir sevilmez aile buna bakmaz. aile ele güne karşı örf ve adetlerini yerine getirmiş geline damada bakar açık yakalamaya çalışır.
işte bu yüzden zorlamayın yapabildiğiniz kadar yapın. onun annesi, senin baban, onun amcası, senin halan muhabbetlerine girmeyin.
evlilikte mutlu olmak için idare etmek şart gençler. ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin hesabı.