"Devlet olmazsa ne din kalır ne namaz kalır ne ırz kalır".
Ama konuşmasından şu da anlaşılıyor ki devlete karşı duygusal bir bağı yok.
Vatandaşlık bağı yok.
Yani diyor ki: istediğim devlet bu değil ama elde bu var. E o zaman çok yaşasın devlet.
Bir insan duygusal olarak bağlı değilse hiç bağlı olmasın bence. Devlete savaş açsınlar. Öyle işimizi görüyor sesimizi çıkarmayalım mantığı tam bir iki yüzlülük.
çok da samimi bulmadığım zoraki söylenmiş cümleler. milyonlarca kişinin izlediği bir kanal da ancak bu kadar diyebiliyor. arka kapılar da neler düşünülüp söylendiği ise herkes tarafından zaten bilinen şeyler.
Ne demesini istiyorsunuz ki cübbeli ahmet bir din adamı. Şer-i hukuku kaldıran atatürk e methiyeler dizmesini beklemek saçmalık. Adam saygı duyuyorum ama fikirlerim uyuşmuyor demeye çalışmış.
Yıllarca Kendi fikirlerinin arkasında hiç kıvırtmadan büyük bir sabır ve hoşgörüyle sakince bekleyen; ilkelerinden, duruşundan zerre kadar taviz vermeyen ve kendini zerre dahi bozmadan savunduklarının arkasında erkekçe, mertçe duran Şu zavallı (burada kastettiğim; nasıra'lı isa'nın o yiğit garibliği. Bunun; insanda acıma hissi uyandıran gerçek bir Trajedi olduğu dahi dillendirilebilir belki) Adamcağız ne söylerse söylesin kimseye bir türlü yaranamıyor vallahi billahi?!..
Antipatikliğin 'a' sını dahi bünyesinde barındırmayan, Karşısında her kim olursa olsun (Bülent ersoy'da buna dahil) Empati ile yaklaşmaya özen gösteren ve nâzik olmaya mütemâdiyen gayret eden sempatiklik abidesi bu şirin adam; 10 kasım'da Anıtkabir'e gidip tüm kalbiyle tüm ruhuyla beraber hüşû içinde dua etse, ona bile laf eder bizim kot kafalı kıt anlayışlı linç kültürü müptelâsı şaşkın insanımız...
Bir saka kuşu kadar dahi şefkat, merhamet ve anlayış yok kimsede maalesef. Papağan tribine girmiş sığ fikirli birer zavallıdan başka bir şey değilsiniz hiçbiriniz. Bir Çardak kuşu'ndan, bir lir kuşu'ndan hâllice bir bakış açısına sahipsiniz. Neyi neden eleştirdiğinin zerre kadar dahi farkında falan değilsiniz ne yazık ki...
Yeryüzündeki Her insanın dünya görüşü kendi bildiklerinden müteşekkildir ve hayatını onunla yorumlar. Her daim doğrular farklı, hakikat ise tektir. 7 milyarlık dünyada her beşer kendi doğrularıyla hareket eder ve sadece kendine özel hayatını o şekilde sorgular. Her insan şahsına münhasır bir pencereden bakar dışarıdaki hayata (sübjektiflik) . Adam tüm nezaketiyle saygı ve sevgi çerçevesi içinde kalarak kendince (sübjektif) gayet güzel yorumlamış Atatürk ve onun kurduğu cumhuriyeti. Bunun altında başka bir şeyler aramanın ne anlamı var ki? Onun bu konuda Kullanacağı kelimeleri siz seçerseniz onun konuşmasının ne anlamı kalacak ki, hı?
Bir zahmet Bırakın da istediği cümleleri kendi seçtiği kelimelerle kendi bildiği gibi kursun isterseniz, hı? Adamın Kendi özgün yorumu bu şekilde olmuş? Soru soruldu ve cevabı kendince medeni insanlar gibi verdi? Cumhuriyet diyor, devlet diyor, millet diyor adam duymuyor musunuz? Daha ne desin? Vatanıma yürekten bağlıyım diyor, Vatanım için Askere giderim diyor; vatanım olmazsa ben de olmam diyor, biz kesinlikle dârülharpçi falan değiliz diyor, Atatürk konusunda hiç kimsenin gözünün yaşına bakılmaması gerektiğini vurguluyor? Daha ne desin size bu adam, hı?!..
Hem, insanların samimiyetinin terazisi sizin elinizde mi sanki, hı? Onun Samimi olmadığına nasıl karar verebiliyorsunuz ki, hı? Niyetini mi okuyorsunuz adamın sanki, hı? Şu aptalca Önyargılarınızdan uzaklaşın biraz yav?! Karşı tarafı daha en başından anlamaya gayret etmezseniz (önyargı/peşin hüküm) onu tam olarak anlayamamış olursunuz? Karşınızda Her kim olursa olsun onu anlamaya çalışın. 1 hak da karşınızdakine vermeyi deneyin, daha doğrusu bunu bir şekilde öğrenin. Kimseye önyargıyla yaklaşarak peşin hüküm vermeyin. Böyle bir hak ve lükse sahip değilsiniz!..
“Fikirlerinize katılmıyorum ama o fikirleri serbestçe ifade edebilmeniz için canımı bile veririm... ” .
