öyle bir toplum yoktur. mesela ben de bu toplumun bir parçası olarak beni cumhuriyeti kutlamaya kimse zorlamıyor. bir gün önceden "yarın kutlamalara katılacan lan" diye mesajlar falan da atılmıyor -ki kimseye böyle bir şey yapılmaz- ya da o gün sokaklar da gezip sokakta gördüğü insalara "neden bayram coşkusuna katlımıyon gavat" diyen paramiliterler de yok. ha sorun ilköğretim ve liselerdeki bazı törensel faliyetlerin öğrenciyi kendinden bezdirtme noktasına getirilmesi ise... evet, bazı eğitimciler resmen çoluğu çocuğu bayram seyran ayağına yorup bezdirtebiliyor ama bu bayramın değil oragnisazyonu yapan yöneticilerin sorundur. hem bilmez bir çok kişi ama abd'de 4 temmuz ayağına bir sürü lise bebesi tatil oldukları halde o sokaklarda yütürülür, çeşitli atraksiyonlara katılır!
neyse, bu işten rahatsız olan varsa hani "beni cebren kutlamak zorunda bırakıyorlar" diyen beni özelden dürtsün, ıspatlasın, ben onların kulağını çekerim. ama büyük ihtimalle böyle bir şey yok, işte o vakit bunu diyen adamın ağzını yüzünü bir ederim.
varolmayan ama varmış gibi gösterilmeye çalışılan toplumdur. tamam belki olayı stadlarda kodamanların önünde askeri biçimde çocukları yürüterek kutlamak geçmişte kalması gereken uygulama ama daha iyisi için çalıştın çabaladın da kabul etmediler mi iki gözüm? hem bildiğim kadarıyla kimse kimseyi de bir şeylere mecbur bırakmıyor, istemediği halde zorunda hissederek katılıyorsa bu törenlere bir kişi o onun iki yüzlülüğü olur. ne bileyim, "otur evinde blue cheese serpilmiş makarna eşliğinde şarabını yudumla". biz zorunda hissetmeyenler olarak mutluyuz çünkü.
kimse zorunda bırakılmamıştır. bu gün şu sözlükte ülkenin başbakanını, cumhurbaşkanını, genel kurmay başkanını dahi yerden yere vurabiliyorsak bu cumhuriyet olmanın nimetidir. bunu sevinçle kutlamak en içten gelen duygudur.
özgürlükleri kısıtlanmış olan toplumdur. cumhuriyet ama ne cumhuriyet; sezer cumhuriyeti, tayyip cumhuriyeti, baykal cumhuriyeti, anayasa mahkemesi cumhuriyeti........
içinde bulunduğumuz toplumdur. cumhuriyetin kuruluşu belki de türk tarihinin en önemli olayıdır. her 29 ekim'de gazetelerin "atatürk yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz dedi ve cumhuriyeti kurdu" şeklinde aptalca ve cahilce anlattıkları bu kuruluşun ardında çok büyük emek ve zorluklar vardır. her toplum tarihindeki zaferleri, güzellikleri, acıları anar, anmalıdır. unutmak ve unutturmak bir şey kazandırmaz, kaybettirir.
"cumhuriyet i değil de mandayı mı kutlasaydık?" sorusuna aklı yerindeyse cumhuriyet cevabını verecek toplumdur. yahu bıkmadınız mı hep aynı saçmalardan. biraz ufkunuzu genişletin.
cumhuriyeti kutlanacak birşey gibi görmüyorsa ve zorla kutluyorsa aptal bir toplumdur. zorunda bırakılmak ne demek be? bir padişahlıktan kurtulmuş her toplum kendi kaderini tayin edebildiği cumhuriyet gibi bir idarenin gelişini kutlar. bazı kötü niyetliler bunu zorlama bir kutlama diye ilan etmeye çalışsa da gerçek bu değildir.
cumhuriyeti kutlamak sadece türkiye'ye özgü bir şey de değildir. cumhuriyet kutlamalarını kıskanmak ve bu kutlamalara bok atmak türkiye'deki bir takım zihniyetlere özgü olabilir ha, o başka.
bir memleketin karanlıktan çıkmasını; bir milletin dünya üzerindeki bütün emperyalist güçlere karşı aynı anda verdiği savaşı kazanmasını kutlamasını içine sindiremeyen toplumdur.
o millet yüce bir millettir; ancak kardeşim dediği toplumlar onu kıskanmakta ve bir takım saçma sapan bakış açıları edinmektedir.
cumhuriyetin kutlanmasına da laf söyleyebilecek zerzavat ile de aynı memlekette nefes almak ne acıdır. insan istiklal mahkemelerini nasıl özlemesin?