bir öğretmen kendisi...
sırf küpe taktığı gerekçesiyle, muhafazakarlar tarafından sürdürtülen ödüllü sınıf öğretmeni!
bir başka türkiye gerçeği kahramanı, yani kurbanı...
"manisada en çok pil toplayan okula ödül verilecekti. mayıs 2010. cuma toygar 10 yıldır çalıştığı necatibey
ilköğretim okulunun bahçesini ağaçlandırabilmek için zamanında arabasını satmış bir sınıf öğretmeni. pil mi toplayamayacak. 500 bin tane biriktirdi, okulu birinci oldu.
merasim anı. vali ödülü vermek için cuma öğretmene doğru yaklaştı. fakat o da ne? cuma öğretmenin sol kulağında yarım milimetre boyutlarında kurşuni bir parlaklık var. küpe. vali geri adım attı, ödülü vermedi.
söyleyin o öğretmene çıkarsın küpesini! müfettişler okul müdürüne, okul müdürü ona haber saldı. çıkarmadı küpeyi cuma hoca. bu küpeyle ne dini ne siyasi bir mesaj veriyorum. benim şahsi tercihim, minnacık bir süs eşyam. kime ne? diye düşündü. e haklı. memurların kılık kıyafetini düzenleyen yasada öğretmenler küpe takamaz diye bir madde yok.
okul müdürü her ay uyarı vermeye başladı: okula küpeyle geldiğiniz tarafımızca tespit olunmuştur. her ne kadar kanunen bir engel olmasa da küpe takmanız hoşumuza gitmemektedir. uyarılar işe yaramayınca cuma öğretmenin maaşından ceza olarak 66 lira kesilmeye başlandı.
en son bir oks sınavında gözetmen olarak görev yapacaktı. sınav başlamadan birkaç dakika kala müfettişler tarafından koridora çağrıldı. cuma bey, küpeniz var? evet var. e çıkarın! niye çıkarayım yahu, bir tane mantıklı sebep gösterin çıkaracağım. il milli eğitimin şube müdürü ve teftiş kurulu başkanı cuma hocayı bir kez daha mimledi. bu görüşmenin hemen ardından necatibey ilköğretim okuluna gönderilen müfettiş cuma hocanın başka bir okula transfer edilmesine, tebdil-i mekanda ferahlık olacağına kani olduğunu belirten bir rapor yazdı. aynen böyle dedi.
sürüldü cuma hoca. 45 km uzaklıktaki bir köye. eşi ve lise son sınıfa giden oğlu mahvoldu. cuma, inat etme! at allahaşkına şu küpeyi diyorlardı. hatta boynuna sarılıp zorla küpeyi çıkarmaya çalıştılar. nafile. evde böyle bir savaş yaşanırken, cuma hocanın yeni işyeri, yani malban köyünün muhtarı bir açıklama yapmasın mı gelmesin küpeli öğretmen, köyce karar verdik gelirse onun için iyi olmayacak. cuma hoca dün milli eğitime dilekçe verdi: o köyde canıma malıma bir zarar gelirse sorumlusu sizsiniz. yarın da savcılığa gidecek.
cuma toygar, 6 ay önce takmaya başladı o küpeyi. neden biliyor musunuz? sınıfına cesaretten ve farklılıklara hoşgörüden bahsediyordu. öğrencilerden biri parmak kaldırdı ve hocam sizde farklı olma cesareti var mı dedi. olduğunu kanıtlamak için ertesi gün kulağını deldirdi 48 yaşındaki cuma hoca. fakat maalesef sonrasında yaşadıkları öğrencilerine gerçek dersi verdi.
manisalı sınıf öğretmeni cumanın küpesi var ya, hani bir türlü çıkarmadığı o bu ülkede başını kapatan, başını açan kadınların, tercihlerini yaşamaktan korkmayan uzun saçlı, dövmeli erkeklerin eşcinsellerin, anadilinde eğitim görmek isteyenlerin, ateistlerin, dindarların aslında herkesin özgürlük teminatı. bu memleketin tektip olmayan insanları size sesleniyorum. muhafazakâr, köhne kafalara karşı cuma öğretmenin yanında olun."
devlet denen kurumun her kademesini bir şekilde işgal eden aklı evvellerin hışmına uğramış bir öğretmen.
hiç bir şey ifade etmese bile, kendisini canı gönülden desteklediğimi bilmesini isterim.
Cuma toygar isimli öğretmen hiç bir görüş bildirmeyen sadece aksesuar amaçlı taktığı küpe yüzünden sürgün yemiştir. yasada Küpe ile ilgili hiç bir yönetmelik bulunmadığından emirlere uymadığı gerekçe gösterilip sürgün yemiştir.
başörtü yönünden özgürlük isteyenler 1 santimlik metal eşyayı hazmedemiyor henüz. Kime göre özgürlük neye özgürlük?
ilerici öğretmen. tüm öğretmenlerimiz onun kadar cesur olursa muasır medeniyyetler seviyesine bırakın yaklaşmayı, yetişmeyi, yakalamayı, geçeriz bile.
ama nerdeeee.
üniversiteye başörtüsüyle girmeye çalışan öğrenciler kadar cesur öğretmendir ayrıca.
bir öğretmen düşünün çevreci, cesaretli, küstah ve öğrencilerinide kendisi gibi yetiştirmiş, budur cuma öğretmen.
siz ne kadar cesur olabilirsiniz sorusu soran ilköğretim öğrencilerine sahiptir.
hayatımda, hiç küpe takmadım.bundan sonra da hiç mi hiç takmayı düşünmüyorum; ama geçmişi başarılarla dolu, iyi niyetli
cuma hocayı, sonuna kadar destekliyorum. sana helal olsun cuma hoca.
sürgüne gideceği köyün muhtarından "buralarda onun gibileri sevmeyiz, gelmesin" şeklinde ayar yemiş öğretmendir ayrıca. ota boka kıla yüne takacağımıza eğitime kafayı takalım diyeceğim ama, daha öğretmenin "alması söz konusu olan" ikramiyeyi bile sindiremeyen bir milletiz biz, zor zor, çok zor...
üniversitedeyken türkçe öğretmeni bir ev arkadaşım vardı; 2. sınıftaydık. ikimiz bir gün birbirimizi gaza getirip kulağımızı deldirmiştik.
eğitim fakültelerini bilirsiniz; "aykırı tiplerin görüldüğü en azınlık yerlerdir". ev arkadaşımın küpesi sınıfta en göze batan olaylardan olmuş bana anlattığına göre. hocaları: eğitimci adam küpe takmaz, çıkar diyerek baskılar yapmışlar ve tabi ki çıkardı da, sonra takmadı bir daha.
kendisi dream theater dinleyen, "öğretmen olunca çocuklara zeitgeist izletcem, pink floyd dinletcem ufukları genişlesin" diyen ve cidden idealist bir öğretmen olacağına gönülden inandığım ev arkdaşım 3 yıldır şırnak güçlükonak' ta öğretmen.
ve artık tenefüste derse girmeyen çocukları götüne tekme atarak derse sokan bir öğretmen, sinirlendiğinde tokadı çarpan bir öğretmen, her gün mesleğinden soğuyan bir öğretmen, okul müdüründen ve baskılardan nefret eden bir öğretmen.
kendisi anlatıyor bunları...
peki şimdi suç kimin: küpeli eğitimci olmaz diyerek, tek tip, özgürlüklerini kısıtlayarak, mesleğinden soğutularak eğitim fakültelerinde yetiştirilen öğretmenler mi yoksa nefret ettirenler mi ?
cuma öğretmen umarım uyandırır artık bizleri, özgürlüklerini hatırlatır insanlara...
işte türban takanlar bizlerin koruduğu demokrasi ve özgürlüğü kullanarak kendi istedikleri ortamı yaratmaya çalışıyorlar, sonrasında da kendilerinin ülkülerinde olmayan bu değerleri yıkmak için uğraşacaklar, amaçları herkesin istediği gibi yaşaması değil, herkesin onların istediği gibi yaşamasıdır deyip durduğumu destekleyen bir örnek dahadır. milyonlarcasından bir tanesi daha.. gönül isterdi ki olmasaydı ama, herkes istediği gibi yaşayabilseydi, gerçekten istedikleri bu olsaydı..
saçmalamanın daniskası olan hareket, kraldan çok kralcı zihniyetin yeni bir bok yemesi. kıl, yün, saç, bıyık, sakal, kaş, vs gibi konularla uğraşanların ortak özellikleri sike sürülecek kadar akıllarının olmamasıdır. bunlar ülkenin her kesiminde mevcut olup maalesef çoğu etkili ve yetkili mercilerdedir. her türlü saçma ve insan haklarına aykırı yasağın karşısında olmak özgürlüğünü seven herkesin borcudur. bu tarz yasaklamaların icat edicileri ve uygulayıcıları kıt akıllarının kısıtlı üretimini bu şekilde yasaklarla kendilerine iktidar alanı yaratmaya harcamakta mahir olsalar da kafası orta halli çalışan her tc vatandaşı bu tarz yasaklara hayır diyecektir.