benfica maçında penaltı kaçırıp kayseri maçında atması profesyonellik isteyen bir iştir. cidden tebrik ettim kendisini ne kadar fenerli olmasam da yaptığı kolay değildi. zaten onuda kaçırsaydı finişi rahat kırardı.
ilginç bir şekilde hakkında dünkü maça dair pek bir şey yazılmayan futbolcu.
dünkü maçta sarı kart görüp sonraki maçta cezalı duruma düşünceye kadar çok iyi top oynadı, harika işler yaptı ama sarı kart görüp cezalı duruma düştükten sonra ismi cismi görünmedi.
Dünkü maçta skor 1-1 iken musa sow a güzel bir arapası attı Sow soldan girerken topu fazla açıp ayağından kötü bir vuruş yaptı. işte maç boyunca Cristian ın tek işe yarar hareketi buydu bence. Bunun dışında yıl sonunda satılacak oyuncular listesine ilk sıradan girmesi gereken kişi.
fenerbahçe kadrosundaki en kaliteli 5 oyuncudan biri. klası tartışılmaz ama istikrar problemi var bunun büyük kısmı da moral motivasyon ve kulübe kaynaklı. fernandes'i öve öve bitiremeyenler bu adamı çıplak gözle hiç seyretmemişler belli ki...
tanım: bize uzak ama takımımda (büyük altay) olmasını çok isterdim.
anlamayan için edit: klas: sergen yalçın, istikrar: sabri sarıoğlu...
sırf fenerbahçe forması gyiyor diye, futbolcu sanılan insan. abrahamoviç kadar param olsa, ilçemin takımına bile böyle bir adam almam. fenerbahçe formasına kesinlikle yakışmayan futbolcu.
-ruh yok,
-pres yok,
-defans iç yok,
-lâf çok...
penaltı kaçırınca ağlama taklidi yaparak giyilmez o kutsal forma. fenerbahçe de bir alem ki anasını satayım. ziegler ağladı geçen sene, yine geldi. hadi gelsin, sıkıntı yok. çünkü sol beke adam lazımdı ama kardeşim hasan ali mis gibi oynuyordu..
standart futbolcu. çok şeyler beklemek anlamsız. klasik olacak ama 4'4'lük olsa barça'da oynar. benfica'daki maçta erken gördüğü sarı kart onu korkak oyuna itmiş ve baroni fener defansını içine hapis olmuştur. futbolu sadece oyun ve eğlence aracı olarak görmek ve fanatizm yanlısı tavırlardan uzak durulması gerekir.
dünkü benfica maçında anlaşılan kafası hala ilk maçta kaçırdığı penaltıda kalmış olan futbolcu. maç boyu pek varlık gösteremedi. tabi bunda meireles, topal gibi orta sahanın önemli futbolcularının olmamasın, salihin de bu maç için yetersiz kalmasının, ve bu yüzden orta sahada tek başına kalmasının etkisi çok büyük.
baroni tek başına alexin yerini dolduracak, ya da tek başına 10 numara oynayacak bir futbolcu değil şüphesiz. iyi bir takım oyuncusu, güçlü bir orta sahada kendisi iyi işler yapıyor. ancak tüm umutları kendisine bağlamak, tek başına harikalar yaratmasını beklemek bu futbolcu için uygun değil.
seneye mutlaka orta sahaya takviyeler yapılmalı. fernandesin durumu ortada, bence ne yapıp edilip fernandes ya da fernandes ayarında bir futbolcu alınmalı. krasiçe bu kadar para veriliyorken paraya kıyılmamalı. bu baroni ve meirelesin de performansını arttıracak bir transfer olur. forvete de sowun yalnızlığını alacak etkili bir forvet şart.
çok kötü bir oyuncu değil, iyi bir oyuncu hiç değil, orta sınıf desen oda değil... hiç bir sınıflandırmaya alamadığım oyuncu. ama şu bir gerçek ki alper onun yerini çok daha iyi doldurur.
Gitmesiyle beraber fenerbahçe ortasahası kendine gelecektir. Eli belinde top oynayan bu gamsız heriften kurtulmuş olacağız. Yerine de kim oynarsa zaten bunun kadar oynar.
sözlükte kendilerini futbol profösörü ilan eden mahalle abileri bu adam hakkında "kötü futbolcu" teşhisini koyduktan sonra bizlere her ne kadar laf düşmese de çekinerek söyleyeceğim ki aslında takımdan gönderilmesi gereken en son oyuncudur.
"futbolcu dediğin koşacak yiieaa" tabiki de ama bizim öyle bir sorunumuz yok beyler. futbolda oyuncu koşturma alanında zaten ülke olarak dünyada ilk sıralardayız. yani bizim öncelikli sorunumuz o değil bir kere.
bizim millet gol atan futbolcu sever. gol atsın da gerisi önemli değil. top kafasına ya da kıçına çarparak mı giriyor, ya da "beleşçi" takılıp pozisyon takip ederek boş kaleye mi gol atıyor. hiç önemi yok. mesela topu alıp köşe gönderine kadar sürükleyip sonra da önüne bile bakmadan ya kalecinin eldivenlerine ya da ısrarla taça "rondom" orta kesen bir "stoch" u bizim insanımız sırf daha hareketli olduğu için bir "baroni" e tercih eder. hey aslanlarım benim.
azıcık tarafsız futbol izleyen adam bu oyuncunun oynadığı ve oynamadığı maçları birbiri ile kıyaslarsa aradaki farkı anlar. futboldan iki gram bir bok anlasaydın oyunda olduğu zaman takımın güveninin nasıl yerine geldiğini, pas trafiğinin artışını ve topun rakip sahaya nasıl taşınabildiğini, takımın bu adama nasıl ihtiyacı olduğunu görürdün en azından. senin o gamsız bulduğun futbolcu senin gibi on tane fenerliyi üçe katlayıp beşle çarpar rahat ol.
herhangi bir takımın bir "gökhan gönül" bir "emre belözoğlu" bir "cristian baroni" e ya da bir "miroslav stoch" futbol stilleri farklı bu her futbolcu türüne ihtiyacı vardır. ama garibim sen sanıyorsun ki;
yıllarını futbola adamış, futbolla yaşamış, futbol yeteneğini konuşturmuş, bir takımı şampiyon yapmış vb aykut kocaman için demiyorum herhangi bir teknik adam olabilir. ben bu işi daha iyi biliyorum, ben olsam orda şu oyuncuyu sokardım bak yanlış yaptı bu *. ya da pis gamsız herif koşmuyor bu, ben olsam orda sahayı toz duman ederdim. diyerek bir elin sikinde ya da ağzında sigara. bacakların belki masanın üstünde sana kalsa dünyayı kurtaracaksın. hassiktir ordan.
Hiçbir ikili mücadeleye girmediği ve rakibi kovalamadığı için maç boyunca yorulmayan ve sakatlanmayan bu yüzden 59 değil , 159 maçta bile oynasa bir önemi olmayacak futbolcu.
her ne kadar bu sezon takımda en çok maça çıkan oyuncu olsa da sahada en çok kalan oyuncu değildir. Zira kuyt bu alanda 4744 dakika ile en çok dakika alan futbolcu olmuştur. Cristianın aldığı dakika ise 3965 dakikadır. Üstelik kuyt 121 dakika da milli maçlarda forma giymiştir.
Bu sezon takımda Gökhan Gönül, Mehmet Topal, Volkan Demirel Cristian' dan daha fazla sahada kalmışlardır.