doymuş topçu. belli ki fenerbahçe'de sadece para için oynuyor. kalp, yürek asla yok..
hata bizde kardeşim. takımları emanet ettiğimiz sorumlularda..
böyle futbolcuların kıçlarına kocaman bir tekme koyup ''siktir git lan senin son kullanma tarihin çoktan geçmiş dalyarak'' denilerek ülkesinin yolu gösterilmeli ve o forma en azından hiçbir şey yapmasa bile yüreğini ortaya koyacak genç türk futbolcularına emanet edilmelidir.
uzaktan şut çekmeyi bırakması gereken futbolcudur. sıradan bir futbolcu için en büyük talihsizlik uzaktan gol atmak. o golün etkisiyle artık ömür boyu uzaktan şut denemelerine devam eder.
for ekzempıl: selçuk şahin'in olimpique lyon'a attığı orta saha golü. o gün bugün hala kurtulamadık selçuk'un şutlarından.
yapmayın lütfen. defans oyuncuları o kadar uğraşıp didinip top kazanıyorlar sen sikik bir şutla mahvediyorsun.lütfen.
salih uçan'ın bile kendisinden daha iyi oynadığı fenerbahçeli futbolcudur. roma takımı 8 milyon euro teklif etmiş bu adam için. sezon sonu gitmesi uygundur. gençlere yer açalım. zaten gelmişsin 30 yaşına.
yüksek ihtimalle yerini belhanda'ya bırakacak über futbolcu. aslında ofansif ortasaha değildir ama eleman kıtlığından olsa gerek aykut hep ofansta görmek istiyor onu. aga biri de demiyor ki selçuk inan gibi davran $u adama yanında emreyle, meireles ile adam gibi 4-4-2 oynat.
bir günü ötekini tutmasa da aslında iyi futbolcudur.
futbolda hırs, koşmak, mücadele etmek önemli şimdi. hele ki bizim millet en çok buna önem verir. yalnız bir takımda hem koşan, hem iyi pas atan, hem iyi şut çeken ya da çok pres yapan, fizik olarak üstün olan vesayre. bu futbolcuların hepsinden lazım. ama bunların hepsini bir futbolcuda aramak da yanlıştır saygıdeğer futbol uzmanları bu adam iki senedir her maça çıkıyorsa vardır birilerinin bir bildikleri.
bir futbolcuyu iyi ya da kötü diye yorumlamak için önce oynadığı ve oynamadığı maçları kıyaslamak gerek. biz buna pek bakmayız, spiker en çok hangi futbolcunun adını tekrarladıysa odur en iyi futbolcu. ya da en çok gol atanı. burak yılmaz gibi hani. bu adamı atıyorum yarın öbür gün göndersek, "iyi oldu yeaa koşmuyodu" diyecek olanlar bu futbolcunun bir gün gittiği takımın ön plana çıkan bir oyuncusu olması durumunda ne düşüneceklerdir. tabi bu bir varsayım. tugay kerimoğlu örneği mesela. bir zamanların istenmeyen adamı. daha sonra gittiği iskoçya ligi takımının kral ilan edilen futbolcusu. atıyorum cristian, bu gün yuhalarız yarın öbür gün iki gol atar vezir ilan ederiz. bu işler böyle gider çünkü.
gerçi yaşı var, enerjisi yok bu saatten sonra ne olur diyecek olanlar olacak olsa da bir takıma yeni futbolcu aramak her zaman çözüm değil. senin o yeni aldığın futbolcunun takıma alışma süreci, istenilen performansı yakalaması için gereken süre. bunlar hep zaman gerektiren işler. yalandan yere heyecan aramayın. hem türkiyeye gelen hiçbir yıldız, avrupada oynadığı futbolu burada oynamaz bunu kabullen. ille de koşan mücadele eden adam lazım diyorsan git jamaikaya ne kadar adam varsa topla getir. aralarından iyi top oynayanları seç. zaten seçtiğin adamların her üçünden biri atlet çıkar. ya da amatör ligden tatvan belediyespor var bir de ne vardı geğcüş bağlar spor muydu bak bu takımların oyuncuları çok iyi mücadele ederler. maçlara savaşa çıkar gibi çıkarlar. oralardan da da futbolcu seçilebilir o zaman ne bileyim böyle bir politika da izlenebilir.
bir takımda futbolcu çok koşuyor, ama top oynamayı bilmiyorsa sen onun eksik olan bazı özelliklerini başka futbolcuyla gidermeye çalışırsın. ya da iyi pas atan ama kötü şut çeken bir futbolcunun önüne, iyi şut çeken bir futbolcu koyarak onun eksiğini giderirsin. ama yok hepsi bir futbolcuda olsun diyorsan. öyle futbolcular elli yılda bir gelir dünyaya. onu da sen bekleme. ya da tut real madridi veya bayern munihi, kanepene uzanıp viskini yudumlayarak maç izle. yok yah ben çok fanatiğim abi diyorsan da mehmet topuz, selçuk şahin, mehmet topal, gibi futbolcuların forma giydiği bir takımda cristian oliveira baroni yi kötülemeden önce bir bu futbolcuları eleştir. onları bitirdikten sonra cristian'a geçebilirsin.