Ekleme: surekli yasini degistirip durma lan. Bi 20 diyorsun bi 21 bi 22 yeter. 13-14 yasindasin iste. Yasak degil mi 18 den kucuklerin sozluge uye olmasi? Alin bunu buradan alin.
çok çok küçükken yaşadığı psikolojik travma kendisini derinden sarstı. annesinin vakitsiz terkedişi sıcacık kalbini manasız bir boşluğa sürüklemişti. hayatı, anası bunları terkettiği andan itibaren değişti. babası alkole başladı. o zamanlar 6 yaşında olan kezban kız kardeşi de şizofrene bağlamıştı. hep buna gel seni bir arkadaşımla tanıştırıcam diyordu. elinden tutup arkadaşına doğru yola çıktıklarında karşılaştığı manzara ise çok farklıydı. işte bu convers arkadaşımız kız kardeşinin o zaman sıyırttığını anlamıştı. arkadaşım dediği şey bir çamaşır makinesiydi. ona damatlık falan giydirmiş. her gün itinayla yıkıyordu. o aile için artık umut yoktu. şişman, şakirt babası da 2-3 liralık köpek öldüren şarap şişelerin içine sırma sodayı koyup kafası güzel taklidi yapardı. anlaşılan ailesi hepten sıyırtmıştı. yıllar sonra babası artık yıllanmış şişelerin için limonlu sırma soda koymaya başladı. kardeşi hala çamaşır makinesini istisnasız seviyordu onunla evcilik bile oynamaya başlamıştı. kız 20 yaşındayken çamaşır makinesiyle evlendi. yazar ise yolda gördüğü herkese; naber kardeşim? nasılsın kardeşim? senin ben ananı tikeyim diyordu. sıyırttı anlayacağınız. işte çalışırken boş çaydanlığı getirip kardeşlerim çay içen var mı? içmezseniz o sizi terketmeyen ananızı bafilerim diyordu. e bizde anamıza küfür gelmesin diye boş bardakları içiyormuş numarası yapıyorduk tabi. çayı içtikten sonra bu çayı içenin terketmeyen anasını dün karaköy'de gördüm diyordu. annesi tarafında terkedilen insanlara hiç küfür etmezdi ama annesi terketmeyen insanların anasına bildiğin söverdi.
ve sonunda acı gerçeği öğrendiler. annesi aslında bunları terketmemişti. aşağı odunlukta yaşıyordu. ailenin psikopat tavırlarından bıktığı için bu gerçeği 14 yıl bir odunlukta geçirerek saklamıştı. güneşi 14 yıl sonra ilk defa gördüğünde verdiği tepki manidardı. bu güneşi buraya kim koydu la? kötü güneş! kötü tanrı! diyordu. daha sonralarda damadı çamaşır makinesine çok alışmıştı. hiç unutmam annemle konuşurken inanır mısınız bizim damat bütün çamaşırları yıkıyor çok iyi kalpli ve çok hamarat bir damat diyordu. babası saf sırma soda alkolünü ülker firmasının başlattığı terapiler sayesinde bıraktı. kız kardeşine gelirsek nur topu gibi bir kosla vanish oxi'leri olmuştu. beyazlar artık daha beyazdı.
