diyanet işleri başkanı prof dr ali erbaş beyanı. dünkü cuma namazı'nda sarf etmiş bu sözleri sanırım. bence haklılık payı oldukça yüksek. aksi olsa idi, "içki bütün kötülüklerin anasıdır" şeklinde bir deyim kullanılmazdı.
ayrıca; sayıen erbaş'ın verileri dsö'ye ait. linçten önce alkolik tayfanın bunu bilmesinde fayda olacağını düşündüğüm için belirtmek istedim.
25 yıldır içerim, sayın erbaş ın saydıklarının hiçbiriyle işimiz olmadı çok şükür. Ama açın esra erol u izleyin, bu sayılanların hemen hepsini yapan o programdaki tiplerin %90 ı genelde alkol içmeyen sözüm ona dini bütün tipler.
Arkadaşlar kendilerince ortadoğu insanlarını aşağılamışlar... Avrupa özentisi cahillerden başka birşey beklenemezdi zaten...Ama ben ceabımı bizzat bir Fransız tarihçi olan CH. Seignobos ağzıyla söyleyeceğim: " Aslında her alana müthiş bir eşitsizlik hakimdir (fransa'dan bahsediyor) Ülkemi (Fransayı) ele alacak olursak evvela " akiller ve rahipler" sınıfını görürüz. Onların Alt katında üç sınıf daha vardır: Burjuva ( Bourgeosia: Şehirli) " Vilen" yani köylü ve onun altı Sarf yani köle... yine aynı tarihçinin Avrupalıların ahlakı üzerine bir tesbiti: Köylüler, köylerinin sahibi olan derebeyinin arzusu hiçbir savunma hakkı olmadan boyun eğmek zorundadır... (CH. Seignobos, Le Moyen, a. G. E. , Paris 1907) Yine Fransız Enstitüsü üyesi üyesi Funck, köylülerin namusuna sahip çıkma hakkı dahi olmadığınıniddia ediyor hatta derebeyinin evli köylü gelinleriyle dahi sabahlayabileceğini söylüyor... işte o çok beğendiğiniz avrupa'nın özü budur... o dönem birde osmanlada ki sisteme bir bakalım Avrupalı diplomat Comte de Marsigili diyor ki: Sultan 4. Mehmed'in taht yılları... ava fazla meraklı olduğundan devlet işleriyle ilgilenmemesi, sınır kalelerden feryatlar yükselmesine neden olur... Osmanlı'nın kılıcından boynunu uzak hisseden Macaristan imparatoru Leopold, sınır kalelerini bir bir vurmaya başlar... köy ve şehirler yağmalanır... bunun vahim sonuçlarını padişaha anlatmakta zorlukta bulunan sadrazam, ulema ile istişare ettikten sonra savaş kararı alır. Ve bunu PADiŞAHa kara olarak sunar... geri kalanını anlatmaya lüzum yok zira zaten bellidir Osmanlı'da zannedilenin aksine padişah tek yönetici değildi ve belli makamları görevden almaya yetkisi yoktu yani demokrasinin osmanlı' da da olduğunu söylemek mümkün gelelim o aşağıladığınız ortadoğu insanına neyse yazı çok uzadı sıkmayan milleti geri kalanı sonra ki yazıda inşallah...