katil maktül bu sefer başbaşa kalmıştı tek kişilik iki koltukla. karşılıklı birbirlerine baktılar bir süre nefese ihtiyaç duymadan, aynı anda gözlerini kaçırıp aynı anda ayağa fırladılar. duvarda sabitlenmiş resime doğrulttular silahlarını. tek salise içinde tek kurşun çıktı iki silahtan, biri duvara saplandı diğeri boşluğa.
geçmişle olan hesaplaşması görünürde son bulmuştu artık, geri döndü, ardına bakmadan ağır adımlarla yürümeye başladı; ellerinde görünmeyen kanlarla, yüzünde agresif ama kinden arınmış bir ifadeyle bir sigara yaktı,
ve artık özgürdü.
katilin kullandığı mızrak sırtından girip akciğerlerini parçaladığında yaptigi hatayi farketti."Ben ne yaptim!"dedi.Daha dogrusu demek istedi,zira delinmiş akciğeri yüzünden sesi hırıltılı çıktı.Yere düşerken son kalan askerlerinin düşman atlılarının altinda eriyip gittigini gordu.
ana haber bultenlerinde artik onun adi katil zanlisi olarak zikrediliyordu ama katil, katil diye okunmuyordu. hizlica okunuyordu. katil. kaaatil degil, katil.
ve insanları öldürmeye dehşetli bir tutkuyla bağlanan bu adam, yolun sonuna geldiğinin farkına vardığında kurşun göğüs kafesini parçalara ayırmıştı. o anda düşündüğü tek şey yıllardan beri zevk haline getirdiği seri cinayetlerini sürdürdüğü irlanda'nın bu küçük kasabasında burnunun dibindeki oğlunun bu azılı katili zevkle öldürmek için uzun zamandır verdiği uğraşları nasıl göremeyecek kadar aptal olduğu ve oğluna bir o kadar da yabancı olmasıydı. iyi bir katil kötü bir baba olmuştu.