her an yanınızda olan, evlerinizde, odalarınızda, işyerlerinizde, okullarınızda sizinle birlikte yaşayan, fakat yapıları dolayısıyla gözle görülemeyen varlıklardır. insanlarla iletişime geçmeleri için bilinmeden yada bilerek bir davet yapılması gerekir. kabileler halinde yaşamaktadırlar, insanların her an enselerinde olan, elinizi uzatsanız dahi dokunacağınız ama hissedemeyeceğiniz metafiziksel varlıklardır.
Kur'an'ı Kerim ile varlıkları sabit ve insanlar gibi sınava tabii tutulan canlılardır. insanlardan akıllı değillerdir. Aralarında iman edeni de etmeyeni de vardır. Dumansız ateşten yaratılmıştırlardır. Hz. Peygamber doğduğu andan itibaren melekleri dinleyip bilgi çalmaları yasaklanmıştır. insanlara çeşitli suretlerde sadece izin ile görünebilirler ve kesinlikle insana zarar veremezler. Dişilerine peri denir. Besmele çektiğinizde kötü olanları yanınıza yaklaşamaz. Ömürleri insanlardan çok daha uzundur Hz. Adem'in bizlerden çok daha uzun yaşadığı gibi.
Kısacası insanların korkması için hiçbir neden yoktur.
geçen bir yazar ile özel mesajdan konuşmamızın ardından evin kapısını çalan arkadaşlardır. içeri girmek göt ister tabi ama tebrik ederim cesaretliymiş.
7 yaşlarındaydım gece yarısı tuvalete gitmek için kalkmıştım ki kalkmamla beraber önümden ışık saçan normal bir kuş halinde bir varlık odamdan salona kadar uçtu ve odadan çıkar çıkmaz aniden kayboldu.
film senaryosuna gerilim ve heyecan katmaktan başka bir rolü olmayan, iyi işlenirse insanda korku hissi yaşatacak filmler için malzeme oluşturan ve asla varlığı kanıtlanmamış hede.
genelde küçük köy yerlerinde, ücra köşelerde ağızdan ağza dolaşarak yayılmış ve kaynağını semavi dinlerin kitaplarından almıştır.
kimsenin gözünün önünde çarpılan, yamulan birisi olmamıştır. "aaa üç harfliler yaptı." diyene kadar uzman insanlarla görüşülse bilimsel dayanakları mutlaka ortaya çıkacaktır. bilimsel olarak bir açıklama getirilemiyorsa da henüz araştırılmamış, bulunamamış bir sorun yüzündendir; vesselam cinden minden değildir...
Fazla üstlerine gidip sinirlendirmemeniz tavsiye edilmektedir. Genel yaşam alanları genellikle tuvaletlerdir ve pisliğin olduğu yeri severler ve ora da yaşarlar.
bu kış, kaldığım ilçede çok zorlu geçti. arkadaşlarla akşamları 7-8 civarında buluşur, kahvede oyun oynar ve 10 gibi evlere dağılırdık. o gece biraz geç kalmıştık. alışılmışın dışında bir kış gecesiydi. dondurucu ayaz ve sis. görüş mesafesi yaklaşık olarak 10 metreydi. kahveden çıkmış ağır adımlarla eve gidiyordum. yaşadığım yer küçük bi ilçe olduğu için akşam 9'dan sonra sokaklarda kimseler kalmazdı. soğuk sebebiyle bu kış bu saat 8'e kadar düşmüştü. evim ilçenin gettosu denilebilecek bir yerdeydi. soğuktan titriyor ve yürüyordum. tam çarşıyı çıkmıştım ki o güne kadar hep önünden geçtiğim ama hiç dikkat etmediğim küçük bahçeli bir evin ışığı yanıyordu. evin büyük demir kapısının arkasında bir anda bir silüet belirdi.
+oğlum bakar mısn?
bir anda ortaya çıkan bu kadını görmemezlikten gelemezdim. durdum.
-efendim teyze?
+oğlum şu çocuğu bi getirir misin buraya? diyerek omzumun hizasından arkamı gösterdi. arkama döndüm. arkamda hiç kimse yoktu.
-teyzeciğim orada çocuk yok.
+oğlum bak orada işte. tut kolundanda getir şunu. biraz önce annesi buradaydı. misafirliğe gelmiş. bende uyuyakalmışım. o da gitmiş heralde ama bak çocuk dışarıda kaldı.
o an gözüm birşeye takıldı.teyzenin arkasında durduğu kapı kocaman bir kilitle önden kilitlenmişti. yani bu şu demek oluyordu.
1- kilitli bir kapıdan hangi misafir içeriye girebilirdi?
2- gecenin 11'inde büyük insanlar bile sokağa çıkmazken bir çocuk sokakta nasıl durabilirdi? hemde o ayazda
3- ne tür bir misafir çocuğunu almadan gidebilirdi?
beynime zankkk diye vuran bu sorular tek bir ihtimali aklıma getirdi.
+getir o çocuğu buraya. ona birşey olursa senden bilirim.
koşmamın ya da kaçmamın bir faydası olmayacağını bilyordum. dua okumalıyım diyordum içimden. ama şansa bak ki o gün rüyalanmış ve sabah güsul abdesti almayı unutmuştum. artık ne olacaksa olsun dercesine felak ve nas surelerini okumaya başladım.
eve vardığımda dizlerimin bağı çözülmüştü ve korkudan ellerim titriyordu. botumun ipini çözemedim ve botla eve girdim.
annem bağırdı çıkar botlarını diye. kanepeye oturdum, botlarımı çözdüm zorda olsa ve annemin kucağına yattım. çok korkmuştum. annem bişeylerin ters gittiğini anlamış olacak ki sordu.
+noldu fortheunion?
-anne hani çarşıya giderken pembe bi ev var ya abdullah amcaların evin karşısında. orada kim kalıyor?
+orası yıllardır boş oğlum. eskiden yaşlı bir kadın kalıyordu tek başına. oranın kapısı yıllardır kilitli.
durumu anlattım. seni korkutmuşlar dedi annem ve sisli havalarda geceleri geç saatte dışarda olmamamı tembihledi.
ben 24 yaşındayım ve bu yıl yaşadığım bu olayı hatırladıkça hala bir çocuk gibi korkarım. artık geceleri dışarıya çıkmıyorum.
sürekli filmlerimize konu olan hakiki varlik.
acaba onlarda filmleri izliyolar mi?
belki bizim korku filmi diye izlediklerimizi onlar komedi diye izliyolardir?