ateşten yaratılan varlıklardır. çeşitli hayvanların kılığına girerler. kısa bir hikaye benden size. bir adam yılan öldürüyor. daha sonra cinler bu adamı alıp kendi aletlerine götürüp sorguya çekiyorlar. adama sen geçen gün bir cin öldürdün diyorlar. adam da ' hayır ben sadece yılan öldürdüm ' diyor. bunlar o yılan değil, yılan kılığına girmiş bir cindi diyorlar. bu adam da birkaç hadis bilen birisi olduğundan şöyle diyor. "iki siyahı öldürün, yılanı ve akrebi. namazda da olsa öldürün" bu hadisi söyledikten sonra cinler araştırıyor sahih mi değil mi bu hadis diye. sonradan bakıyorlar ki hadis sahih. adamı serbest bırakıyorlar.
alıntıdır...
insanlar gibi, yaratana ibadet etmesi için yaratılmış, insanların göremediği, iradeli, ateşten yaratılmış varlıklardır. inkar eden islam'dan uzaklaşır. (Allah korusun.)
(bkz: ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım)
Tek bir tane kanıtı olmayan,felsefi bir dayanağı bile olmayan ve inançla kafası örtülmüş insanların beyin oyunlarını varlıklaştırmış hali.Ama bir yandan iyi bir durum buna inanılması,beyninin bu derece güçlü oyunlar oynayabileceğinin farkında olmak insana bir travma yaşatıyor.
inatla cin demeyip 3 harflı diyenleri harry potter'da ki voldemort'un adını söylemekten çekinen insanlara benzetiyorum. he ya he adını söylemeyince bişey yapmaz. hadi git uyu.
eski mısır döneminde firavunlar elektriği kullanıyorlardı ancak teknolojiyi sadece kendilerine has tutuyorlardı. yer altındaki akiferler yardımı ile ark lambalarını kullanıyorlardı. (bkz: bağdat pili) denilen küplerle pil yapıyorlardı. görünmez enerjinin ışığına cin deyip tapınıyorlardı. yanan lambayı dumansız ateş olarak görüyorlardı. bir anda sönüp kaybolan lambayı canlı olarak algılayan insanlar cinlerin çok hızlı hareket ederek kaybolduklarını düşünüyorlardı. cin çarpmasından kasıt aslında elektrik çarpması idi. eski mısır döneminde insanların cinlere taptığı bilinmektedir. insanlar bilinmeyen bu gizemden korkutuyorlardı. bu korkular zayıf insanlarda saplantı haline geliyordu. bu hileyi insanlar görmeden önce manna denilen bir altın tozunu insanlara veriyorlardı. manna insanları delirtecek kıvama getiriyor her görüntü ve sesten bir anlam çıkarmalarına neden oluyordu. mistik öğretiler kullanılarak insanlar istenilen şeyin yalan da olsa doğruluğuna kesin olarak inanıyorlardı. manna bazı insanların hayvanlarla konuşmasını bile sağlıyordu. en azından konuşabildiklerini zannediyorlardı. (bkz: hz süleyman) da bunlardan biriydi.
cinlerden korkan düşünce dünyası olgunlaşmamış arkadaşlar varsa bunun çözümünü dualarda veya hocalarda aramasınlar bunun çözümü gerçeği bilmek ve bu tarz insanlara birşey kaptırmamaktır. emin olun çok safsınız ve bazı insanlar gereğinden fazla uyanık.
insanlarla arasında bir perde olan, ateşten yaratılmış varlıkların tekil adı. biz onlar hakkında ne biliyorsak onlar da bizim hakkımızda o kadar biliyor. biz onlara ne yapabiliyorsak onlar da bize o kadarını yapabiliyor. yani çarpma marpma yok arkadaşlar, rahat uyuyun.