sonu kendinden sikilmak olan durumdur. birsey kotu gitti mi hersey onu takip eder ya hani.. ugrasirsin duzelmez. birakip gitmek istersin olmaz. aynada gordugun yuzden bikarsin. ama degistiremezsin. sacini da boyasan ayni sensin iste. birini seversin, o seni sevmez.. arkadasinla konusmak istersin, icimi dokeyim de rahatlayayim bari, sen agizini acamadan o baslar dertlerini anlatmaya. yalnizligi tam icinde duyarsin. bir romantik komedi izlersin, hayatin kotu gidiyorsa birinin gelip seni kurtaracagina inanmak icin. ama kimse gelmez. istedigin sarki calmaz, bekledigin yagmur yagmaz, hicbir sey eskisi gibi olmaz..
hani ölümü istemek değil de, ölmüş gibi davranmak. hayatı yavan yaşamak ne ekmek ne de su. ayaktasın ama bitkisel hayattasın aynı zamanda. evet depresyon da değil bu asosyallik ise hiç değil. sadece koca bir boşluk.
'neden' diye başlayan soruları sıkça kendinize sormaya başladığınızda ortaya çıkan durum. "neden yaşıyorum ben lan" a kadar gidebilir. aman deyim bunun sonu yok, amaç edinmek, birilerine yardım etmek iyidir. çok kötü iseniz bir onkoloji hastanesine gidin ve sadece 10 dk etrafınıza bakın. anlayacaksınız.
zaman zaman ölüme sürükleyebilecek nitelik taşır lakin açıp pencereyi o havayı çekip içinize aklınıza gelen ilk şeyi yapmak sizi döndürecektir hayata.
yeri geldiğinde işinizi bırakıp ilk bilet bulduğunuz şehire gitmekte olsa, ilk içinizden geleni yapın.
şu sıralar içinde bulunduğum ve çevremdekileri de etkileyen durumdur. boş boş oturmaktan başka bir şey gelmiyor elimden. çıkıp dolaşmak, eğlenmek, gülmek istesemde ruh halim anlamadığım bir nedenden dolayı buna izin vermiyor. hadi hayırlısı.