yüreğinden öptüğüm güzel kadın, kraliçem. seni görmekse her bahar mevsimi açarken çiçekler masum masum , seni dinlemekse hiç aralıksız 4 saat, varsın olsun geleyim bir daha kapında yatayım bu sefer. mahkum sana bu gözler. hoş geldin kraliçem.
o üzüldüğünde yüreğim dağlanır benim. kraliçem söyle hangisini kurban edeyim senin için. hangi arsıza sağlam bir neşter vurim ar damarından. sen olmasan açan güneşi kim tanımlayabilir bana, doğan ayı kim çekip alır geceden. gönlüne konsun bütün kelebekler kraliçem. onlardan en rengarengi de benim olsun olur mu?
hep yanımda o benim. tertemiz açelyalar saçlarına yuva yapmış onun. gözlerindeki okyanusta yelken açmış maviliğe bir asi çocuk. ah sevgilim ne güzel söylerdik biz seninle "ada sahillerini" bir bilsen. ne güzel öperdim seni yanaklarından uykuya dalmadan önce. seni çok seviyorum demeyi ne de zor hale getiririm seni görünce bir bilsen. ah kraliçem ! hüzünlü orospuları terk et sen. bırak yarışsınlar gölgeleri ile onlar. yüzünü bana çevir ve alnımdan öp beni kraliçem.
Nick altina peynir yazdigim icin caylak ettirmis yazar. Buradan bir kez daha kız kaciran gibi seylerin sozlukte ne denli etkili olabilecegine sahit oldum. Kiz sonuçta, anliyorum mod abiler.
güneşi kucaklayan kar tanesi, kraliçem! eğdim boynumu bir tanem. farzdır bana her gün, her vakit seni yaşamak. sen hiç acıya gülümsedin mi kraliçem? hiç tutup evine götürdün mü bir çift masum mavi gözü? hiç kokladın mı bir daha açmayacak olan bir çiçeği? ben kokladım bu gün bir tanem ve dibindeki suya seslendim: "onu rahat bırakın. o kraliçem gibi kokuyor"