Gitmek kadar kolay gelebilir ayrılık sana.
Bir gece uyanınca, bir gece yarısı uyanıpta,
Yüreğine bakınca anlarsın,
Gözlerin karanlığı seçer ağlarsın,
Bütün çekmecelere bakıp bulamazsın,
Bulamazda hüngür hüngür ağlayıp yokluğu anlarsın,
Sevinciyle uyandığım,
Sabahlara kadar ağladığım...
Bir gülüşüne çiçekler açtığım.
Sebebim, sevincim, herşeyim nerdesin.
Güneşlerim battı, şiirlerim bitti nerdesin.
Ceyhun Yılmaz
yorum : özellikle son 4 mısra süper olmuş. hele ceyhun'un sesinden dinlenince dadından yinmeyecek güzellikte bir şiir...
Sevgilim;
Ne acı bu hayat,
Yüzüme sürdüğün elin sıcaklığı hala duruyor yanağımda desem,
Durmaz!
Çok gözyaşı aktı üstüne,
O ellerin üşüdü mü bensiz desem,
Üşümez!
Kim bilir kimi ısıtır yine ?
Kimsenin bilmediği bir gecenin gizli kahramanı gözlerim,
Ve aynı yıldızlar şahit ağlayışıma,
Senin kahkahalarını getirdiler bana inanmadım,
Beni görürsen böyle sende inanma
okuduğum iki üş şiiri,
bana ızdırap dolu saniyeler geçirtiyor.
gözlerimden yaş akmasa da,
içim kan ağlıyor.
lütfen şiir yazma ceyhun,
o zaman olurum yılmaz savunucun.
vurucu diyebileceğimiz şiir ve sözleri bir boks maçını andırıyor. ilk satırlarda temastan kaçınmaya çalışıyor, ortalara geldiğinizde de sağlı sollu darbeler karşısında sadece yüzünüzü koruyabiliyorsunuz. en son cümlelerde ise öyle bir kroşe geliyor ki bu ancak nakavt anına benzetilebilir.
(bkz: yazma demiyorum hobi olarak yine yaz)
Sakladıkların ne zaman mutlu etti seni.
Hayat geçip gidiyor.
En söylenmesi gerekenler.
Bir köşede hiç kullanılmadan çürüyüp gidiyor.
Hem de yürek denen çekmecelerde...
ilk kez bi şiirini okudum, gözümden yaş aktı durduk yere. ***
"ne yani?
gidiyor musun gerçekten?
git.
ben seni giderken de severim
fakat anlatamam bunu insanlara
yüreğinin güzel olduğunu
duymaz mısın nefretleri
ağlamaz mısın mesela;
sabahlara kadar iyileş diye başında durduğumu
ilaç kutularına bakıp hatırladığında..."
kasımın bıçak yarası adlı şiir kitabına sahip; yazar, dj, şovmen, oyuncu vs...
bu adam ne şovmenlik ne de oyunculuk yapsın. zira şiir yazma yeteneği hepsinin üstünde. hele ''eski karım'' isimli bir şiiri var ki... her okuduğum da, içerime bıraktığı enkazdan ağır yaralı kurtulurum...
melih cevdet anday'a ait kısacık bir şiiri, çok sayıda yanlış ve berbat bir yorumla seslendirdiğine/okuduğuna tanık olup kendisinden nefret ettiğim, ne iş yaptığını da tam olarak bilemediğim kişi.
Annem
Ne güzel kadındın sen
mis kokardı bulaşıktan buruşmuş ellerin
boğulma pahasına bilmediğin halde bana yüzmeyi öğrettin
ne güzel kadındın sen
hafta sonları yalnızca gözlerimi açık bırakacak
şekilde sarıp sarmalardın beni
teyzeme giderdik Yeniköy e
tek başıma ayakta duramadığım yıllarda
ne güzelde tutardın bir elinle göbeğimden bir elinle sırtımdan
ne güzel kadınsın sen
bakma büyüdüğüme anne
çekme ellerini üstümden
belki inanmayacaksın ama
Bu hayatta taytay duramıyorum hala
Uykusuzluğumun sebebi gözlerin.
Bir de gülüşündeki tek gamze.
Gözlerimi kapatınca karanlık.
Açtığımda yüzüm yaralı.
Geçmezmiş bazı yaralar,
derinmiş kederleri severken ölenlerin.
Ölmeden unutmam lazım o zaman seni dedim.
Unutmak, ölmek...
Kimseye söyleyemedim
Nasıl geçti habersiz, diyemedim hiçbir yaşıma
Maalesef haberleri çok net verdi hayat
Bayat yılları kutladık hep
Her yıl geçtikce kötü bir haber var
Ve asıl haber yolun sonunda
Ve niye her durakta ayrı bir kutlama
Çocukluğumdan beri çıkmadım otobüsün dışına
En uzun yollarda
En kısa molalarda hiç çıkmadım
Ve içerde olduğum için mutluyum
Neden yolun sonunu bilenler
Yaklaştıkça etrafına yeni umutları müjdeler
Nasıl bu kadar yalan
Neden bu kadar çok inanan
Seni gördüm yalanların içinde
Öylece bakıyordun
Sen yolun sonunu bilenlerdendin
Hemen anladım hüznünden
Ortak şeylere üzülenler, ne kadarda çabuk alışıyorlar özlemeye birbirlerini değil mi ?
Çözmek hayatı tek başıma
Hiç yaramadı işime
Alamadı kimse benden bildiklerimi
Seni seviyorum derken sadece 2 kelime değildi
Sana her bildiğimi anlatamazdım
O yüzden şimdi biraz daha uzağındayım
Gitmek istersen bu uzaklıktan
Kıyamıyorum sana
Gideceğin yöndeki ilk durakta iniyorum
Ve o otobüse artık hiç binmiyorum...
Kılınamayan namazların telafisi için
Diz çökerken yere yaşlı annem
Kapattım gözlerimi
Yarım kalan sevgilerimi tamamlamaya başladım
Sevgilim, ben bütün aşklarımın kazasını sende yaşadım
Ve malesef artık ağır yaralıyım...
Ne kadarda mutluyduk biz
Biz diye bir şarkımız vardı
Kahkaların kırmızı
ve hep açık maviydi gökyüzü
Kadeh kadeh gökyüzü içerdik
Gidişinle hiç görmediğimiz
Bulutlar geldi
ve yüreğimde bir taverna kapandı
Aşkımın sandalyeleri ters çevrildi
Hüzünlerimin üstüne
ve artık
Aşkından kalanları
Süpürüyor her gece birileri ...
iyi radyocu.güzel şair.çok güzel şiir okuyan ve şiir kitaplarının tüm gelirlerini vakıflara bağışlayacak kadar asil insan.
herhangi bir geminin limandan ayrılmasına bile ağlar oldum
sonra akşamların gelişi gündüzlerin vedası üzdü beni
sayende yaşadığıma bile efkarlanıyorum
artık gerisini sen düşün
sebepsiz hüzünlerdir benim kirpiklerim
ister istemez öpüp kaçarlar beni
hiçbirşey olamamış gibi
nasıl bir selama mutlu olamıyorsam
sensizliğimde bir yağmur damlası bazen kahrediyor beni
çok genç ölücem belki
belki de yaşayanlar kendi nefeslerine bile inanamayacaklar
öldüğümde
elbette her veda gibi hüzünle uğurlanıcam
kimileri üzülecek kimilerinden fazla
az yaşadı diyecekler arkamdan az yaşadı
ama çok sevmişti..
Oldu, işte biz de "geçmiş" olduk..
Bir aşkın daha üstünü örtüp, göz kapaklarını ellerimizle kapattık.
Biz de güzel günleri bittikten sonra anladık, artık yokluğumuzla yaşayıp;
birbirimizin adını duyduğumuzda önümüze bakıp vicdanımızı
kanatacağız. Artık biz, sizli bizli olacağız...
Yüreğimin işi yalnızlık caddesi, elim yüzüm kir-pas değil ki, sevdanla kirli, işim çok zor benim, her sabah erkenden kalkıp ''Seni Seviyorum'' sözleriyle beni benden alan liriklerin şairi.